“Güneşe ve kuşluk vaktindeki aydınlığına, güneşi takip ettiğinde aya,
karanlığı giderdiğinde gündüze, varlıkları örttüğünde geceye, gökyüzüne ve onu
bina edene, yere ve onu düzlük yapana, kişiye ve onu düzgün biçimde
şekillendirene, sonra ona kötülük duygusunu da, sakınıp iyi olmayı da ilham
edene yemin ederim ki, nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiş, onu
kötülüklere daldıran da ziyan etmiştir” Şems(1-10 Ayetler)

Yol uzun, beden yorgun, menzil ırak, ömür kısa. Zaman zaman yaşama gücümüzü
yitiririz. Yalan dünyanın bahaneleri ile hakkın bize olan muhabbeti arasında
gelir,gideriz. Bir an gelir, öyle bir anki; ha öldüm, ha öleceğim deriz, ama
yine de ölmeyiz, ölemeyiz. Ölüm de alır gider başını, karanlık yüreğimizde
yanan kandilden ürker. Çaresizliğin naçarı göçeri kalmaz. Hayatın içi dolar.
Hal’e yansır umut. Yürek ikliminde serin sular akar. Gözler âleme bambaşka bir
mana ile bakar.

Akşamlar olur karanlıklar çöker üzerimize, göğsümüzde pür telaş; şafağı
göremeyince. Hâlbuki ümitlerin müjdecisi, aydınlığın efendisi buyuruyor “her
hatanda kendini ara
.”Of ki off demek neye yarar ki af diyemedikten sonra.
Geçmişimdeki suçlarımı dizdim bende bugün önüm sıra. “Affet” diye yüzüm sürdüm
kapına. Kendimi bilemeyişimden Firavun gibi suya hükmetmeye kalkışım. Hâlbuki
Musa’lar var suyu bir asa ile ortadan ikiye yarar. Benim kibrim ancak bana
zarar.

Eğriden doğruya, hatadan sevaba kendi mektebimde okumaya geldim. Her yanımı
ağyarın sarmasına izin verdim bir de “selam” hakkımı yitirdim. Güya on sekiz
bin âlemin varlığından haberdardım da bildiğim hazineyi ben gaflet çukurlarında
bitirdim. İzin verdim çirkinlere, üstünü örttüler ışığın göz göre göre.
Karanlıklarda kaldım.

Üstüme iliştirmişim günahtan mütevvelit alacalı bulacalı bir libas, bir de
kendimi güzelim sandım. Hâlbuki ben ne çok aldandım. Kirli yüzler kuşatınca
civarımızı gözümüzün ahengi bozuluyor. Ezelden gelen güzelliğimiz yitip gidiyor
ağyar elinde. Sözümüzü bozduran münafıklar, “Yaşamak hakkım!” diye bas bas
bağıran nefsin elinden başım dikleniyor. Sahi yaşamak ne ise; şu nefis bir de
bize ispat edebilse, ölümü inkârdan vazgeçse. Öyle ise nedir bu zulüm. En
fenası da kendi nefsimin elinde duçar kalışım. Bırak eğilsin dost kapısında
başım. Bahar kısa, kış zor karanlık ve meşakkatli. Karakışın ümidi değil mi
sinelerde yeşeren bahar. Hoşça kalın

YARABBİ! BEN PİŞMANIM

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Açıksöz Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

deneme bonusu veren siteler -
deneme bonusu veren siteler
- Goley90 - tiktok takipçi satın al - instagram likes - istanbul escort - mecidiyeköy escort - bakırköy escort - postegro - istanbul escort - Baywin - sahabet giriş - Aviator oynadeneme bonusu veren siteler -
deneme bonusu veren siteler
- Goley90 - tiktok takipçi satın al - instagram likes - istanbul escort - mecidiyeköy escort - bakırköy escort - postegro - istanbul escort - Baywin - sahabet giriş - Aviator oyna