Ebu Hureyre radıyallahu anh’ten rivayet edildiğine göre Peygamber Eendimiz sallallahu aleyhi ve sellem bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır “Helak edici 7 büyük günahtan sakınınız” Sahabe-i Kiram bunlar nedir ya Resulallah diye sordular. Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem: Allah’a şirk koşmak, sihir/büyü yapmak ya da yaptırmak, haksız yere adam öldürmek, faiz yemek, yetim malı yemek, savaştan kaçmak ve hiçbir şeyden haberi olmayan günahsız mümin kadınlara zina iftirasında bulunmaktır. ( Ebu Davut, sayfa; 2874) buyurdular.
Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem Bu hadisi şeriflerinde yedi büyük günahı saymış ve bunların her yönden insanı helak eden, dünyasını ve ahiretini harap eden günahlar olduğuna işaret etmiştir. Şimdi biz bu günahları sırasıyla açıklayarak anlatmak isteriz. Köşemizde yerimiz ölçüsünde bu hafta yazıp önümüzdeki haftalarda da kalanları yazarız inşallah.
Hadisimizde geçen günahların ilki Allah’a şirk koşmaktır. Zaten bu günah diğer bütün günahların da en büyüğüdür. Zira Rabbimiz Teala bir ayeti kerimesinde şöyle buyurmuştur ; Allah kendisine şirk koşulmasını (tövbe edip şirki terk etmedikçe) asla bağışlamaz. Bunun dışındakileri ise istediği şekilde bağışlar. (Nisa Suresi, 48 ) Bu ayeti kerimede şirkin ne kadar büyük bir günah olduğunu bize göstermektedi. Şirk koşmak demek, Allah’ın varlığını kabul etmekle beraber, birliğini kabul etmeyip, O’na bir takım Ortaklar koşmak, O’nun güç ve yetkilerinin bir kısmının başka varlıklarda da olduğunu ileri sürmek ve bu şekilde inanmaktır.
Allah’a şirk koşmak tarihte ve günümüzde değişik şekillerde ortaya çıkmaktadır. Tarihte insanlar Tanrı diye birçok varlıklara tapınmışlardır sözgelimi bu Tanrı bazen, bir taş, bazen bir dağ, bazen bir ağaç, ay güneş, yıldızlar, ağaçtan, taştan yontulmuş putlar, krallar olabilmiştir. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin içinde doğduğu Mekke toplumunda da bu inanış yaygınlaşmış, insanlar, ağaçtan ve taştan yapılmış değişik putlara tapınmakta idiler. Kabe’nin içine de yüzlerce put konulmuştu. Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem peygamber olarak görevlendirildiğinde ilk düzeltmek istediği şey şirk olmuştur. O, sallallahu aleyhi ve sellem şirk inancını kaldırıp tevhid inancını gönüllere yerleştirmenin mücadelesini vermiştir. Yani Allah’a inanmanın yanında Allah’la beraber putlara da ilahi bir özellik nispet edilmesini reddetmiş ve Allah’ın birliği inancını yaymaya çalışmıştır. Nitekim dinimiz İslam’a girmek için söylenmesi gereken kelimeyi tevhidin anlamında da Allah’tan başka herhangi bir ilahın, ibadet edilmeye layık bir varlığın olmadığına vurgu yapılır. Bu gün maalesef Allah’ın birliği inancını esas alan dinimiz İslam, dünya üzerinde o kadar yaygınlaşmış ve bir buçuk milyardan fazla mensubu da bulunmasına rağmen, hala ilkel bir şekilde Allah’tan başka değişik varlıklara ilahlık nisbet ederek onlara tapanlar bulunabilmektedir. Bu klasik şirk koşma şeklinin dışında her dönemde ve her insanda ortaya çıkabilecek bir çeşit şirk daha vardır ki o da insanın bizzat kendi nefsini putlaştırması, kendi arzu ve isteklerini Allah’ın emri ve yasaklarına tercih etmesi, benlik davası gütmesidir.
Bu haftalık bu kadar. Gelecek hafta kaldığımız yerden devam edelim inşallah.
Rabbimiz Teala bizleri şirkin her türlüsünden muhafaza buyursun. Bizi kelime-i şehadet ve kelime-i tevhidde ifadesini bulan tevhid inancını gönüllerine sindirip gerçek bir İslami hayat yaşayan bahtiyar kullarından eylesin amin.
Halil İbrahim Sabırlı
İlçe Müftüsü
Yorumlar kapalı.