BİZ Mİ “ENGELLİYİZ” ?

BİZ Mİ “ENGELLİYİZ” ?

 

“Peygamberimiz (s.a.v) döneminde, Zahir  isminde engelli bir sahabe vardı. Bu durumundan dolayı toplum içinde bulunmayı sevmez ve kendi başına çölde yaşardı. Bazı günler çölde çeşitli bitkileri toplar, Medine pazarında satardı.

Medine pazarına geldiği günlerde de bir köşeye çekilip Peygamberimiz (s.a.v) i beklerdi. Peygamberimiz oradan geçtiği bir gün Zahir’in onu beklediğini fark etmişti.  Arkasından yaklaşıp güzlerini kapatarak; “Bir kölem var, satıyorum. Onu benden kim alır?” diye seslenmişti.  Zahir, “Ey Allah’ın elçisi, beş para etmez bir sakat köleyi kim satın alır?” deyince şaka orada son bulmuştu. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) bütün ciddiyetiyle etrafındaki kalabalığa seslenerek, şöyle demişti: “Ey Zahir, and olsun ki Allah ve Allah’ın Resulü katında senin değerin paha biçilmez!”

Şimdi bu Hadisi Şerif ışığında toplum olarak biraz sesli düşünelim istedik bu günkü yazımızda. Acaba toplumumuzda, Rabbimizin takdiri olarak bizlerle birlikte yaşayan, bir çoğumuzun varlığından bile haberimizin olmadığı, duvarımızın bitişiğinde yaşayan, oturan engellilerimizle aramız nasıl?  Şakalaşırken, şaka yaparken ölçüye dikkat ediyor muyuz? Bakışlarımızın farkında mıyız? Bu engelli bireylerimize acıyarak mı bakıyoruz, yoksa gönül kapımızdan gelen “kardeşlik” duyguları ile mi bakıyoruz? Engelli kardeşlerimizi incitecek, darıltacak, psikolojisini bozacak tutum ve davranışlardan kaçınıyor muyuz?

Acaba bu güne kadar kaç engelli kardeşimizi Allah için ziyaret ettik? Çarşıda pazarda karşılaştığımız gördüğümüz kaç kardeşimizin hal ve hatırını sorduk? Belki de hepsinden önemlisi bu kardeşlerimizin ailelerinin zorluklarına, güçlüklerine ortak olabildik mi, ortak olabiliyor muyuz? Vah vah şu komşunun şöyle “sakat” çocuğu var diye horlayarak, küçümseyerek mi anlatıyoruz ona buna, yoksa bu komşumuza yardım etmeliyiz, destek olmalıyız mı diyoruz?  Bu kardeşlerimizden bir duayı bile esirgiyor muyuz?  

Peki İlçemizde engelli kardeşlerimize eğitim veren kurumlardan haberimiz var mı? Haberimiz yoksa haberimiz olmalı. Ben size söyleyeyim; İlçemizde böyle bir kurum var, 95 kişi de öğrencisi var. Gelin bu kurumu ziyaret edelim. Toplum olarak yapmamız gereken bir çok şeyin bu kurum tarafından yapıldığına, belki de toplum olarak bu kurum sayesinde vebalden kurtulduğumuza şahit olalım. Hepimizin bildiği gibi bazı yükümlülükler toplumda bir veya birkaç kişi tarafından yapıldığında, tüm toplum yükümlülükten kurtulur. Böyle topluma hizmet etmek için kurulan kurumlara sahip çıkalım. Tosya’mızda faaliyet gösteren kurumlar Tosyalılara hizmet için kurulmuştur. Bizler sahip çıkmalı, desteklemeli, ziyaret etmeliyiz ki daha iyi hizmetler sunsunlar.

Kısaca toplum olarak önce Rabbimize birey olarak çok şükretmeliyiz diye düşünüyorum. Ondan sonra da çok zor birer imtihanları olan engelli kardeşlerimize ve ailelerine dua etmeli, yardım etmeliyiz. Acaba bizde bir “engel”mi var, kalplerimiz, gönüllerimiz neden bu kadar katılaşmış, taşlaşmış diye bu günden tezi yok bir daha düşünelim, kendimizi muhakemeye çekelim. Unutmayalım ki kişi herkesi kandırabilir,ikna edebilir ama gece olup da yastığa başını koyduğu zaman kendisini kandırması mümkün değildir. Gelin bu gece kendi kendimize bir özeleştiri yapalım. Allah’a emanet olun.

 

BİZ Mİ “ENGELLİYİZ” ?

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Giriş Yap

Giriş Yap

Açıksöz Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!