İki partili sisteme doğru gidiyoruz

Belki
size uçuk bir bakış açısı gibi gelebilir. Fakat görünen manzaranın
öngörülebilir vadede alabileceği muhtemel evrilmenin en çarpıcı olgusu, siyaset
arenasındaki tabela partilerin tamamen yokoluşuna paralel, bugün için
parlamentoda mevcut siyasi partilerin de iki farklı odakta kümeleneceğini
varsayabiliriz.

“Yeni
Türkiye”
vizyonunun yaslanacağı iki temel dayanaktan biri yeni sivil
Anayasa, diğeri fiili Başkanlık sisteminden Anayasal Başkanlık sistemine
geçilmiş olacağı bir simülasyonda, mevcut siyasi yelpazenin hangi kanatlarda
kümelenerek “Yeni Türkiye”de varlık mücadelesi
sürdürebileceklerini esas alan her beyin fırtınası gelip bu noktada
düğümlenecektir. Bu nokta, ikili bir parti düzeninden başka üçüncü, dördüncü vs.
oluşumlara sosyolojik olarak hayat hakkı tanımayacaktır.

Sosyolojik
baskılarla yeniden şekilleneceğini düşündüğüm böyle bir siyasi denklemde,
sanırım İngiltere yada Amerika Birleşik Devletlerine örneğini gördüğümüz
anaakım iki parçalı siyasi bir tablo bizleri bekliyor olacak.

Geçen
hafta içinde ajanslara düşen bir haber vardı. Ajansların haberine
göre; Türk ve dünya medyası Fransa’da yaşanan terör olayıyla birlikte
Antalya’daki G-20 zirvesini takip ederken, zirveyi evinden izleyen Anamuhalefet
partisilideri Kemal Kılıçdaroğlu seçim sonuçlarını değerlendirdi. Kılıçdaroğlu
yüzde 51seçmenin sorumluluğunu CHP’nin üstlendiğini ifade etti.

1
Kasım seçimlerinde AK Parti yüzde 49,5 oy almış, CHP, MHP, HDP ve diğer
partilerin toplamı yüzde 50,5 olmuştu. Kılıçdaroğlu bu açıklamasıyla, AK
Parti’ye oy vermeyen tüm seçmeni temsil edeceğini belirtmiş oldu.
Kılıçdaroğlu’nun ifadesi aynen şu:

“Yeni
dönemde CHP’nin sorumluluğu çok arttı. CHP sadece CHP’ye oy veren vatandaşların
değil, yüzde 51’lik toplum kesiminin tamamının sorumluluğunu üstlenmiştir.
Tamamının sorunlarını parlamentoda dile getirecek olan tek partidir.”

Hatırlarsınız,
7 Haziran seçimlerinden sonra da CHP lideri Kılıçdaroğlu bir “blok”
tezi ortaya atmış, CHP, MHP ve HDP’yi aynı potada kaynaştıracağı iddiasıyla
ortaya çıkmıştı. Bu tezi MHP lideri Devlet Bahçeli’nin karşı çıkışı sonuçsuz
bırakmıştı. Ancak 1Kasım seçimlerinde gerek MHP ve gerekse HDP’deki güç kaybı
Kılıçdaroğlu’nu yeniden umutlandırmış görülüyor.

Görülen
gerçek o ki, girdiği her seçimde partisinin yüzde 25 dolayındaki patinajdan
kurtulmasının çıkış yolunu arayan Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin iki partili sisteme
doğru kayma eğilimini öngörmekte ve kendi liderliğinde oluşmasını arzu ettiği
bir siyasi kümelenmenin zemini oluşturma çabasında.

Bu
çabayı, politik gelişmelerin seyri ışığında değerlendirdiğimizde, CHP merkezli
bir oluşum için doğru veya yanlış bulabiliriz. Ancak, bir başka siyasal odak da
aynı çabanın içine girebilir. Örneğin MHP’nin CHP’deki ulusalcı damardan gelen
seçmeni veya HDP’nin CHP’de yeralan sol ve sosyalist damardan gelen kitle için
cazibe noktası oluşturması pekala mümkün. Sonuç itibariyle, öngördüğümüz gibi
şayet Türkiye’deki siyaset arenası iki kutupta toplanacaksa, önümüzdeki fazla
uzak olmayan bir zaman diliminde bu her üç parti arsında ilan edilmemiş örtülü
bir siyaset savaşının yaşanması da kaçınılmaz olacaktır.

 

İki partili sisteme doğru gidiyoruz

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Açıksöz Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

deneme bonusu veren siteler -
deneme bonusu veren siteler
- Goley90 - tiktok takipçi satın al - instagram likes - istanbul escort - mecidiyeköy escort - bakırköy escort - postegro - istanbul escort - Baywin - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - sahabet girişdeneme bonusu veren siteler -
deneme bonusu veren siteler
- Goley90 - tiktok takipçi satın al - instagram likes - istanbul escort - mecidiyeköy escort - bakırköy escort - postegro - istanbul escort - Baywin - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - sahabet giriş