Bu gün kime sorsanız, kimle sohbet etseniz tereddütsüz hepimizin kabul ettiği bir gerçek var: “Türk toplumu bugün zihnî ve ruhî bir boşluk içinde” Bize bir şey gösterilmedi, hiçbir güzel şey tattırılmadı. Kafamızda, kalbimizde bir aşk, bir heyecan, bir estetik duyarlık uyandırılmadı. Biz, Yunus gibi, “Benim bir karıncaya ulu nazarım vardır.” diyemedik. Tabiri caizse bomboş yaşıyoruz. Maalesef hayatımız mutfak, tuvalet, yatak odası üçgeni içine sıkıştırıldı. Ne, ne istediğimiz belli, ne, ne olmak istediğimiz kişilik. Günü kurtarmaya çalışıyoruz ve günlük zavallı tesellilerle avunuyoruz. Üstad Necip Fazıl “Sebep ne ölmektense, bu hayatı tercihe.” diyor ve ekliyor: “Bıçak soksan gölgeme/ Sıcacık kanım damlar/ Gir de bir bak ülkeme/ Başsız başsız adamlar…”

Evet gerçek bu ama, önemli olan, karanlıklara küfretmek değil, minicik de olsa bir umut ışığı, bir mum ışığı yakabilmektir. Çevrede güneş yok diye feryat edeceğimize, biz kendimiz güneş olup, kendimizi de, çevremizi de aydınlatma yoluna neden gitmiyoruz? Neden her şeyi başkalarından bekliyoruz? Unutmayalım ki, mânevî, derûnî yaşayışı olmayan insanlar ister istemez, çevrenin kölesi olmaya mahkûmdurlar.

İstatistik yapmışlar, mahkûmların yüzde doksanının büyüme çağındayken babalarından, “Seni, büyüyünce hapse atacaklar” sözünü duydukları tespit edilmiş. Atalar sözü ne kadar anlamlıdır; “Hayır söyle işine, hayır gelsin başına…” demişler ulular. Devamlı mızmızlan, her şeyden şikayet et, aza kanaat etme, gözümüz hep yükseklerde; ondan sonra da moral sıfır, stres, sinir hepsi bizde. Küçücük çocuklarımız bile aynı.

Başarının yolu insanları anlamaktan, onlarla sevgi, saygı ve ilgiye, hoşgörüye dayanan uygarca bir diyalog kurmaktan geçer. İnsanları anlama becerisi, insanın sahip olabileceği en güzel meziyettir. Anlam sözcüklerde değil, insanlardadır. İyi bir dinleyici olmak için, hiçbir zaman vakit geç değildir. İletişimin temeli iyi dinlemektir.

Mesnevi “Dinle” diye başlıyor. Kur’an-ı Kerim “Oku” diye… Konuş diye başlayan kitap görmedim. İnsanları kazanmanın ilk şartı, onları edeple, saygıyla dinlemektir. Yunus, “Hepisinden de iyisi bir gönüle girmektir” der. İnsanları hayatta en çok mutlu eden olay muhatapları tarafından edeple, saygıyla dinlenmektir. Dinlemek bir sanattır. Onun kıymetini bilenlere ne mutlu. Dinleyenlerden, sonra da dinlenenlerden olmak dileğiyle hoşça kalın.

ÖNCE DİNLE

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Giriş Yap

Giriş Yap

Açıksöz Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

deneme bonusu veren siteler -
deneme bonusu veren siteler
- Goley90 - tiktok takipçi satın al - instagram likes - istanbul escort - mecidiyeköy escort - bakırköy escort - postegro - istanbul escort - Baywin - en iyi casino siteleri - en iyi casino siteleri - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - elektronik sigaradeneme bonusu veren siteler -
deneme bonusu veren siteler
- Goley90 - tiktok takipçi satın al - instagram likes - istanbul escort - mecidiyeköy escort - bakırköy escort - postegro - istanbul escort - Baywin - en iyi casino siteleri - en iyi casino siteleri - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - elektronik sigara