MEHMET AKİF VE İSTİKLÂL

Türk Devleti’nin ve Türk Milletinin hayatında çok önemli bir rolü olan Mehmet Akif Ersoy’u bir kaç bölümlük yazı dizimizde anlamaya ve anlatmaya çalışacağız.
Konumuzla ilgisi olmamakla birlikte “Divan-ı Lugatit Türk” adlı Kaşgarlı Mahmut tarafından yazılan çok büyük bir eser vardır. Bu eser Türk sözcüğünün atası ve Türklük biliminin kurucusu sayılmaktadır. Ama ne yazık ki bu bir eser yıllar içerisinde kaybolmuş ve yıllar sonra tesadüfen bir kitap sever tarafından sahaflar çarşısında satılmak üzereyken bulunmuştur. İşte Mehmet Akif ve bir çok değerimizde tıpkı bu bahsettiğim kitap gibi kıymeti bilinememiş ve yıllar geçmesine rağmen tam anlamıyla şahsiyeti ve eserleri idrak edilememiştir.
Asıl adı Mehmed Ragif olan daha sonra Mehmet Akif Ersoy adını alan büyük Türk şairi aynı zamanda veteriner hekim , iyi bir öğretmen ve güçlü bir siyasetçidir. Bir çoğumuzun dikkatinden kaçan bir şey daha vardır ki vatan şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un kaleme aldığı “İstiklal Marşı”mız aynı zamanda büyük Türkiye Cumhuriyeti’nin olduğu gibi aynı zamanda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyet’ininde ulusal marşıdır.
Yazı dizimizde Mehmet Akif’i anlatırken yazımızın akıcılığını sağlama açısından onun hayatındaki farklı dönemlerden kesitler sunacağız.
20 Aralık 1873 yılında Fatih’te doğan Mehmet Akif Ersoy 1936 yılında yine İstanbul’da vefat etmiştir. Vefatında o kadar hazin ve üzücü şeyler yaşanmıştır ki cenazesinde resmi erkandan hiçbir kimse bulunmamıştır. O zaman cenazesinde bulunanların yazılarından okuduğumuz kadarıyla üzerine herhangi bir örtü dahi konulmamış bir tabut… Adeta yoksul bir fakirin cenazesi olduğu düşünülüyor… Fakat tabutun Mehmet Akif’e ait olduğu öğrenilince bir anda yüzlerce genç ağlamaya başlamıştır. Gençler hemen Emin Efendi Lokantasının bayrağını alarak tabutun üstüne örtmüşler ve binlerce üniversite öğrencisi onu son yolculuğunda el üstüne Edirnekapı mezarlığına kadar taşımışlar. “İstiklal Marşı”mızın yazarı ve Milli Mücadelenin belki en önemli kişilerinden biri olan Mehmet Akif’in son yılları maddi imkansızlıklar ve Mısır Türkiye arasında gurbet koşturmalarıyla geçmiştir. 1914 yılından sonra sık sık Mısır’a gidip gelmiş ve 1925’te Suat , Feride , Cemile isimli 3 kızını Türkiye’de bırakıp karısı İsmet Hanım , 2 oğlu Emin ve Tahiri’de yanına alarak Mısır’a gitmiş ve 1936’ya kadar dönmemiştir. Kimisi sürgün edildiğini kimileride Mehmet Akif’in kendi isteğiyle gittiğini söylemişlerdir. Mehmet Akif bu dönemlerde yaşanan bir çok şeyi hazmedememiş ve hastalanıncaya kadar yurda dönmemiştir.
Yazımızın 2. bölümünde Vatan Şairimizin evlatlarının hazin ve üzücü sonlarını kaleme alacağız. Bir çöp bidonunun yanında cesedi bulunan oğlu Emin Ersoy ve diğer çocukları…
Bugün ki yazımızı Şarimizin şu mısralarıyla son verelim:
“Asımın Nesli diyordum ya , nesilmiş gerçek
İşte çiğnetmedi namusunu , çiğnetmeyecek.”
Teoman Hakan Evlioğlu

MEHMET AKİF VE İSTİKLÂL

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Giriş Yap

Giriş Yap

Açıksöz Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

deneme bonusu veren siteler -
deneme bonusu veren siteler
- Goley90 - tiktok takipçi satın al - instagram likes - istanbul escort - mecidiyeköy escort - bakırköy escort - postegro - istanbul escort - Baywin - en iyi casino siteleri - en iyi casino siteleri - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - elektronik sigaradeneme bonusu veren siteler -
deneme bonusu veren siteler
- Goley90 - tiktok takipçi satın al - instagram likes - istanbul escort - mecidiyeköy escort - bakırköy escort - postegro - istanbul escort - Baywin - en iyi casino siteleri - en iyi casino siteleri - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - elektronik sigara