YALANLARIMIZ

Zaman zaman başvurduğumuz hayatımızın vazgeçilmezi, hatta durum kurtaran, hatta ve hatta hayat kurtaran; ama lafa gelince hayır, asla söylemem dediğimiz yalanlar… Zaman zaman böbürlene böbürlene ( Ben asla Yalan Söylemem) diye kırışırız ya bir de. Hadi be ordan…

Biz Yalan’ı Nasrettin hoca’nın hikayelerinden biliriz, ama biz onlara güleriz. Gülerken de düşünürüz, ders alırız; boşuna söylenmediğini biliriz, idrak ederiz. Nasrettin hocanın kazanın doğurduğuna gülüp geçerken…biz yalanı asla söylemeyiz…aralarında fark var mı ?

 “Yalancının mumu yatsıya kadar yanar…”  Bakın işte bu söz çok doğrudur..Siz siz olun ben yalan söylemem demek yerine, yalanı asla söylemeyin… Bilumum yalan ve yanlışlardan kaçının…Kaçının diyorum çünkü; yatsıya kadar sürecek bir yalanın size faydası olmaz zararından başka ……

 “Amaaan canımmm sende..” diye başladığımız her savunma, yada ani tepkiler göstererek çıkıştığımız her şeyin altında yatan bir gerçeği görmek gerek.. “Yalann”  Bunu söylerken bu kadar süslemeye ya da bu kadar üzülmeye gerek yok… Nede olsa yatsıya kadar gidecek..!  Hem üzülsek hiç yalan söyler miyiz, yalana tevessül eder miyiz değil mi?

Türk Milletinin gelenek,görenekleri ve Ata sözlerimiz bize öyle bir işlenmiştir ki ; yalandan korkarız;ama yine de söyleriz… Hatta gözümüzün içini baka baka yalan söyleyenlere bile oy veririz.. Aslında biz yalanı seviyoruz galiba, ne dersiniz? Yinede “yalan söylemekten nefret ederim” demekten kendimizi alamayız..Hatta yalan söyleyeni sevmeyiz deriz..Yinede severiz… Aslında biz yalanı severiz…

Yalan’ın tarifini şöyle yapanlar da var: Bir hayat felsefesi olup, söylendiği zaman, söyleyenin kendisine bir şey olmayacağını umut ettiği şeyin ifadesidir.
Bir başka tarif :Mesleği satıcılık olanların doğuştan sahip olduğu bir yetenektir, mesleki yetenek…! (bakın burada bile yalan söylemeyi bir yetenek olarak gösteriyoruz)

  “Yalan söylemede” yetenekli olmak.. Bu da bir başka bakış açısı… Diyeceğimiz aslında öyle çok şey var ki…Yıllar öncesine gittiğimizde siyasi ama pembe yalanları da şöyle bir hatırlayım diyorum: 2 Anahtar … Seçimlerde bir siyasi partinin seçim sloganı olarak karşımıza çıkan bu 2 Anahtar sözcüğüne yalan olduğunu bile bile oy verdik ya… O siyasi parti iktidar oldu ya… Biz yalanı seviyoruz.. yalan söyleyeni de, yalanı da.

E be kardeşim…kim kime çalışmadan 2 anahtar verir deyip, kendi kendimize oturup şöyle bir sorgulama gereği bile duymadık… Güzel yalanlara aç olduğumuzdan mıdır,nedir, bilinemez..Ya da millet olarak aç olduğumuzdan mı dır…? Biz yalanı severiz… Yalan söyleyeni de.. Ama kulağımıza hep bir küpemiz vardır… “Yalancının mumu yatsıya kadar yanar….”

İşte pembe yada siyah, söylenen her yalan yatsıya kadar sürüyor.. Yaşadığımız dünyaya bile “yalan dünya” diyoruz ya…..  Gerçek olduğunu bile bile. Bizim içimiz dışımız yalan, bir bunu anlamıyoruz… Kim ne derse desin, ben diyorum ki…. Biz yalanı severiz be, yalan olduğunu bile bile hem de… Yalansız dolansız güzel günler dileğiyle…  Hoşça kalın…

YALANLARIMIZ

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Açıksöz Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!