Modern Zamanların Donkişotları..

Özellikle son on yıldır Türkiye bürokrasisinin zirvesinde yer alan kimi isimler, başında bulundukları kurumun kurumsal varlıklarından ziyade, kendilerinin kurumlarıyla özdeşleştiğinin ispatına yönelik sivri çıkışlarda bulunmayı, kişisel mevcudiyetlerinin kanıtı olarak izleyenlerin zihinde canlı tutmak, oradan geleceklerine dönük yatırımda bulunmak için iktidar odaklarıyla hesaplaşmayı  ön plana almakta bir beis görmüyorlar. Kurumlarının özellikle yaşanılan zaman dilimindeki açılış, anma ve benzeri, geniş kitlelerin ilgisini çeken programlarını bu amaçla kullanmayı usul haline getirdiler.

Bunların en önde gelen örneklerini, Yüksek Yargı çevresi ile Üniversite çevresi olarak gözlemlemekteyiz. Çoğu zaman, söylenenlerin tüm toplumu kucaklamaktan uzak; iktidarlarla hesaplaşma, iktidar zannedilen devletin bir diğer kurumu konumundaki odaklara karşı savaşma biçiminde öne çıkması, bize Miguel de Cervantes Saavedra’nın efsanevi Donkişot’unun(Don Kişot İspanyolca: Don Quixote ya da Don Quijote),  maceraları ile çizgi film kahramanı  Son Mohikan(The Last Of The Mohicans)’ı hatırlatıyor. Bahse konu kahramanlarımız da tıpkı bunlar gibi, hayal aleminden gerçekler dünyasına inememenin sıkıntısını yaşıyorlardı.

Yazımın konusu kahramanlarımızdan sonuncusu, belki birkaç mevkidaşı ile beraber Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sayın Bahri Gökçebay. Özellikle son iki yıldır ısrarla, bulduğu her vesile ile iktidara ve kendisi ile ters düştüğü anlaşılan devlet kurumu YÖK’le kavgasını uluorta dillendirmeyi, onlara saldırmayı şiar edinmiş görülüyor. 2009-2010 Akademik yılın açılışında yaptığı konuşmadan bugüne çeşitli Meslek Yüksekokulu açılış konuşmalarına, Kastamonu Üniversitesinin 2010-2011 Akamdemik yıl açılışındaki konuşmasına ve dört gün önce(30 Ekim 2010) Hürriyet Gazetesinin usta tetikçi kalemi Yalçın Doğan’ın köşesinden dile getirdiği hep aynı nakarat. O, “Kastamonu Rektörü’nün feryadı” başlıklı sözde analiz aynen şöyle:

“KASTAMONU Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bahri Gökçebay Cumhurbaşkanı, Milli Eğitim Bakanı ve YÖK üyelerine birer dosya gönderiyor.”
“Gökçebay, Kastamonu Üniversitesi’nde üç yılı aşkın süredir yapılan faaliyetleri özetledikten sonra:
“Tüm bu olumlu gelişmeler, YÖK’ün önümüze koyduğu engeller yüzünden hızını kaybetmekte, hatta zaman zaman durmaktadır.”
“Rektörün dosyada belirttiğine göre: “Öğretim üyesi atamaları engelleniyor, öğrenci alımları engelleniyor, dekan atamaları yapılamıyor ya da geciktiriliyor, hayır sever insanların önü kesiliyor.”
“Rektör Gökçebay’ın feryatları şöyle noktalanıyor:
“Bu sorunları görüşmek üzere defalarca Kurul Başkanlığından istediğimiz randevu taleplerimiz sürekli yanıtsız bırakılmıştır.”
“Bu şekilde Kastamonu Üniversitesi’nin, Kastamonu’nun ve genelleştirilirse ülkenin önünün kesilmesinin adını, sizin aklı seliminize bırakıyorum.”
“Üniversitelerden sorumlu YÖK Başkanı Yusuf Ziya ülkenin büyük meseleleriyle uğraştığı için, üniversitelere zaman ayıramıyor.”
“Cumhurbaşkanı böyle bir dosyayı alınca, bu feryatlara karşı ne yapıyor? Rafa mı kaldırıyor, hesap mı soruyor, önümüzdeki günlerde belli olur.”

Şimdi, çoğu halkın gücüyle gerçekleştirilen İnebolu, Cide, Araç, Taşköprü ve Tosya Meslek Yüksekokulu Akademik yıl açılışlarında Sayın Gökçebay’ın yaptığı konuşmalara, siyasi atraksiyonlara bakıpta hayıflanmamak elde değil. Onun her konuşması, belki onu da anlama adına uzun uzun irdelenmeye değer. Ama o konu bu yazının sınırlarını aşar. Ben burada hayıflandığım konuyu not etmekle yetineceğim. Hayıflanmam;  Sayın Gökçebay’ın miadını doldurmuş olmanın bilinci ile geleceğe yatırım yapması değil; bu bilinçli veya biliçsiz –ki, bilinçli yapıldığı kanaatindeyim- saldırılar nedeniyle Kastamonu Üniversitesinin kan kaybetmesi, birçok imkan ve fonksiyonlarının atıl kalmasına neden olması ve geleceğine gölge düşürülmesi. Burada kaybeden taraf Sayın Gökçebay değil, Kastamonu Üniversitesi ve Kastamonu halkı. Umarım bu mizansen artık kısa zamanda son bulur ve Kastamonu Üniversitesi gerçek misyonuna kavuşur.

Meraklısına Not:

Günlük konuşmaya giren Donkişot kelimesi asıl manasını Donkişot romanının kahramanından alır. Kelimenin “iyilik ve yardım sever” manası yanında “deli ve gösteriş meraklısı, şöhrete düşkün” manası da vardır. Böylece Donkişot başka milletlerin yanında bizim de günlük dilimizde yer almış bir fenomendir.

Modern Zamanların Donkişotları..

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Açıksöz Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

deneme bonusu veren siteler -
deneme bonusu veren siteler
- Goley90 - tiktok takipçi satın al - instagram likes - istanbul escort - mecidiyeköy escort - bakırköy escort - postegro - istanbul escort - Baywin - sahabet giriş - Aviator oyna - porno izledeneme bonusu veren siteler -
deneme bonusu veren siteler
- Goley90 - tiktok takipçi satın al - instagram likes - istanbul escort - mecidiyeköy escort - bakırköy escort - postegro - istanbul escort - Baywin - sahabet giriş - Aviator oyna - porno izle