Günün 25 saat olmasını istediğimiz ne çok zaman olmuştur. Fazladan bir saatimiz olsa yarım kalan bütün işleri tamamlayabileceğimizi sanırız. Oysa gerçek şu ki 24 saate sığdıramadığımız yoğunluğu bir saatlik ikramiye ile hafifletmemiz de mümkün değil. Peki başımızdan aştığını düşündüğümüz işleri nasıl yetiştireceğiz? Çok basit, sadece “organize olarak!” Yaşamınızı organize etmek giysi dolabınızı düzenlemekten zor değildir. İlk iş  olarak bir kağıt kalem alın ve adım adım kendi iş takviminizi oluşturmaya başlayın:

Değişmeden devam eden rutin işlerinizi belirleyin ve bunları takviminizdeki yerlerine yerleştirin. Bununla beraber kitap okumak, spor yapmak gibi kendiniz için yapmak istediğiniz ve bir türlü vakit bulamadığınız şeyleri de rutin listesine alın ve diğer işleri tüm bu rutinlere göre ayarlayın.

Az emekle daha çok iş yapmak, kısacası verimli çalışabilmek için günün hangi saatinde dinamik hangi saatinde yorgun olduğunuzu yani “biyolojik saatinizi” bilmelisiniz. Bir işi uzun sürede tamamlıyor olmanızın sebebi onu yanlış zamanda yapıyor olmanız da olabilir. İşlerin sırasını değiştirerek en iyi zamanı bulun. Mesela ev hanımları için; ev işlerine başlamadan önce birkaç sayfa kitap okumak size kendinizi daha iyi hissettirebilir.

Hayatımızda olacak tüm şeyleri önceden bilip planımıza dahil etmemiz imkansızdır. Bazen ani işler, keyifli ama vakit alan tekliflerle karşılaşabiliriz. Bu yüzden iş takviminizi tıka basa doldurmayın ve sürprizlere yer açın. Bir planın kolay uygulanması ve sürdürülebilirliği ne kadar esnek olduğu ile ilgilidir.

Etrafınızdaki insanların istekleri sınırsızdır ama sizin yalnızca 24 saatiniz var. Bu yüzden müsait olmadığınız bir vakitte gelen talepleri önem durumlarını da dikkate alarak ertelemeyi veya reddetmeyi bilmelisiniz.

Toplantılar ve arkadaş davetleri… Zamanınızı en çok boşa harcadığınız yerlerden ikisi bunlardır. Vaktinde gelmeyen diğer davetlileri beklemek ve bir türlü sona eremeyen uzamış konuşmaları dinlemek yerine başka hangi işleri yapabileceğinizi bir düşünün. Ya da en iyisi bundan sonra bir toplantıya ya da davete çağrıldığınızda şu soruyu sorun: “Kaçla kaç arası?” Hiç olmazsa sizin iştirak edebileceğiniz saat aralığı hakkında onları bilgilendirin.

“Bir işten yorulunca başka bir işe koş” emrinin sırrını çözün. Hiç kimse dinlenmek için boş boş oturmaz. En azından bir yandan uzanıp bir yandan televizyon izleyerek dinleniriz. Yorulduğunuz zaman fiziksel ve zihinsel olarak sizi zorlamayacak, dinlendirici başka işlerinize yönelin. Bir sanat faaliyeti yapmak, kitap okumak, uzanırken çocukların ödevlerini kontrol etmek gibi…

Son önerimiz iş yükünüz hakkında. Size bir iş teklif edildiğinde iş takviminize bakın ve ona ayırabilecek zamanınız/enerjiniz olup olmadığını değerlendirin. Bir işi hiç yapmamanız onunla beraber tüm işleri kötü yapmanızdan çok daha iyidir.

PLANLAMA

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Giriş Yap

Giriş Yap

Açıksöz Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!