“Başkanlık Sistemi” Anlatıldı

featured
Selçuk Üniversitesi (SÜ)
Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Bilir, parlamenter sistem yerine
başkanlık sisteminin olması durumunda darbelerin olamayacağını öne sürdü.
Ayrıca Bilir, başkanlık sisteminin kontrol ve denge sistemi olduğunu vurguladı. 

Bilir, AK Parti AR-GE Başkanlığınca Kastamonu’da
Şehit Şerife Bacı Öğretmenevinde düzenlenen “Türkiye Başkanlık Sistemini
Konuşuyor” konferansında yaptığı konuşmada, toplumun başkanlık sistemi konusunda
bilgilenmesi ve sistem hakkındaki yanlış bilgilerin ortadan kaldırılması
amacıyla bu toplantıların düzenlendiğini söyledi.

Başkanlık sistemi tartışmalarının eskiden beri
yapıldığını ifade eden Bilir, bu tartışmaların merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal
döneminde güçlü şekilde yapıldığını belirtti.

BAŞKANLIK SİSTEMİ TÜRKİYE’YE ÖZGÜDÜR
Hiçbir ülkenin anayasasında “başkanlık sistemi”
diye bir isimlendirme olmadığını kaydeden Bilir, “Siz, yasama ve yürütme
ilişkilerini düzenlediğiniz an, hükümet sistemi tercihini yapmışsınız demektir.
Yani yasama ve yürütmenin konuşulduğu zaman partiler, hükümet sistemiyle ilgili
tercihlerini yapar. AK Parti, başkanlık sistemi tercihinden yana oldu. Bu
tercih, Amerikan başkanlık sistemi değil, Türkiye’ye özgü bir başkanlık sistemi”
diye konuştu.

Parlamenter sistemin en büyük dezavantajlarından
birinin siyasi istikrarsızlık olduğunu bunun da ekonomik istikrarsızlığı
getirdiğini savunan Bilir, “Türkiye Cumhuriyeti’nde parlamenter sistem yerine
başkanlık sistemi olsaydı, darbeler olmazdı. Çünkü 1980 darbesinin gerekçesine
bakıyoruz, darbeyi yapanlar ‘siyasi partilerin anlaşmazlığı’ diyor. Buna benzer
birçok örnek sayabiliriz” ifadesini kullandı.

2014’TE YARI BAŞKANLIK SİSTEMİNE GEÇİLECEK
Parlamenter sistem nedeniyle Türkiye’de uzun yıllar
siyasi istikrarsızlık yaşandığı belirten Prof. Dr. Bilir, başkanlık sisteminde
yasama ve yürütmenin birbirini denetleyeceğini, fren ve denge unsurlarının
ortaya çıkacağını söyledi.

Bilir, “Bugünkü sistemde Başbakan hem
milletvekillerini hem de bakanları belirliyor. Başkanlık sistemi tartışması
yıllardır devam eden bir tartışmadır. Cumhurbaşkanının artık halk tarafından
seçiliyor olması yarı başkanlık sistemini uyguladığımız gösterir. Başbakan da
dolaylı bir şekilde halk tarafından seçiliyor. Burada çifte meşruluk var. Yani
2014 yılında Türkiye’nin hükümet sisteminin adı yarı başkanlık sistemi
olacaktır. Başkanlık sisteminde milletvekilleri bakan olamaz. Yasama ve yürütme
kendi alanındadır. Parlamenter sistemdeki milletvekilleri potansiyel olarak bakanlığa
adaydır. Milletvekilleri bakan olma hayaliyle başbakanla iyi geçinmeye çalışır.
Bu da onların bağımsızlığını etkileyebilir. Yani kendi iradeleriyle karar
vermek yerine uyumlu davranma modelini seçebilirler” şeklinde konuştu.

BAŞBAKAN GAZA BASARKEN, CUMHURBAŞKANI FRENE
BASARSA ÜLKE YOL ALMAZ

Prof. Dr. Faruk Bilir, “Mevcut sistemde yasama
ve yürütme iç içe geçmiştir. Kuvvetler ayrılığı yoktur. Türkiye’deki ortama
hükümet süresi 1,5 yılın altındadır. Siyasi krizin ardından ekonomik kriz
gelir. 10 yıldır istikrarlı bir siyaset görüyoruz. Bu istikrarı parlamenter
sisteme değil, iyi geçinen aynı düşünleri paylaşan Başbakan ve Cumhurbaşkanına
borçludur. Bu önümüzdeki zamanlarda koalisyon dönemlerinin geleceğini gösterir.
Yeni bir yapı inşa etmek istiyorsak, yeni tuğlalara ihtiyacımız var.
Parlamenter sistem eski tuğladır. Parlamenter sistem sürücü kursu arabalarına
benzer. Başbakan gaza basarken, Cumhurbaşkanı frene basarsa ülke yol almaz”
diye belirtti .

BAŞKANLIK SİSTEMİNDE FREN VE DENGE MEKANİZMALARI
VAR

ABD’nin başkanlık sisteminde genel oy ve iki
dereceli sistemle dört yıl için seçilen Başkanın görev süresinin iki dönemle
sınırlandırıldığını ifade eden Bilir, şöyle konuştu: “Ülkenin içinde bulunduğu
şartlar ne olursa olsun seçimlerin dört yılda bir yapılması zorunludur; bu
konuda bir esneklik tanınmamıştır. Belirtmek gerekir ki iki dereceli seçim
sistemi ve başkanın görev süresinin 4 yıl olması başkanlık sisteminin zorunlu
bir sonucu değildir ve ABD’ye özgü bir sistemdir. Başkanlık sisteminde fren ve
denge mekanizmaları vardır. ABD başkanlık sisteminde, yasama ve yürütme
organlarının karşılıklı olarak birbirlerine muhtaç durumda olmaları “fren ve
denge” mekanizması olarak değerlendirilmektedir.

Bu mekanizmada yasama ve yürütme organlarının
karşılıklı olarak sahip oldukları yetkiler sayesinde, iki organ hem
birbirlerini frenlemekte hem de dengelemiş olmaktadır. Başkanlık sistemi
demokratik ilkelerle daha çok bağdaşır. Siyasi iktidarın serbest ve sağlıklı
seçimler sonucunda intikali olarak tanımlayabileceğimiz demokrasi kavramının
bazı bileşenleri parlamenter sistem ve yarı-başkanlık sistemine göre başkanlık
sisteminin bünyesine daha uygundur. Bu bileşenleri öngörülebilirlik ve hesap
sorulabilirlik olarak sıralayabiliriz. Gerçektende sağlıklı bir seçim uygulaması
ve dolayısıyla demokrasiden bahsedilecekse bunun ön şartlarından ikisi
öngörülebilirlik ve hesap sorulabilirliktir”

BİZDE UZLAŞMA KÜLTÜRÜ YOK
Başkanlık sisteminde yasama ve yürütme
organlarının hem göreve gelişleri açısından hem de görevi sürdürme açısından
birbirinden bağımsız olduklarını açıklayan Bilir, şunları kaydetti: “Bu
kuvvetlerin karşılıklı olarak birbirlerinin varlığına son vermeleri halinde
kendi görevlerinin de sona ereceğine ilişkin bir düzenleme başkanlık sisteminin
özüne aykırılık teşkil etmez. TBMM ve Başkan her iki organın seçiminin
yenilenmesine karar verebilirler. Başkanlık sisteminde Başkanın ve yasama
organının farklı siyasi partilerden olması durumunda sitemin tıkanmadan
çalışmasını önleyecek araçlar öngörülebilir. Başkanlık sisteminde başkanın
partisi ile yasama organında çoğunluğun sahibi olan partinin farklı olması
ihtimali vardır. ABD ‘de Yasama organı seçimleri ile başkanlık seçimleri ayrı
ayrı yapılmaktadır. Bunun da ötesinde seçim dönemleri farklı zamanlara
rastlayabilmektedir. Bu durum sistemde tıkanıklıkların ve kilitlenmelerin
ortaya çıkmasına sebep olabilir. Başkan ve parlamentonun seçiminin aynı anda
yapılması halinde, hem yürütmeye hem de yasamaya aynı parti veya çoğunluk hakim
olacağından, sistemde tıkanıklıkların ve kilitlenmelerin ortaya çıkması
engellenebilecektir”

Başkanlık sisteminde başkanla meclis bir yasada
anlaşamadığı taktirde uzlaşmaya gidilmesi gerektiğin anlatan Bilir, “Eğer
anlaşma sağlanamazsa bir diğerini feshetmek zorunda kalır. ABD’de uzlaşma var.
Fakat bizde ise uzlaşma kültürü yok. Bu yüzden ya en başından önleminizi
alacaksınız ya da bir diğerini feshedecek ve asıl uzlaşmayı sağlayacak olan halk
yeniden seçime giderek cevabını verecek” dedi.

BAŞKANLIK SİSTEMİ FEDERAL OLMAK ZORUNDA DEĞİLDİR
Federal devlet şeklinin Başkanlık sisteminin
zorunlu bir sonucu olmadığını belirten Bilir, şöyle devam etti: “Bu sistem tek
yapılı (üniter devletlerde) devletlerde de uygulanabilir. Başkanlık sisteminde
Federal bir yapıya sahip olmak, sistemin temel şartları arasında yer alan bir
zorunluluk değildir. Parlamenter sistemi uygulayan ve Federal olan ülkeler
(örneğin Almanya) olduğu gibi başkanlık sistemini uygulayan üniter ülkelerde
(Örneğin Peru ve Şili gibi) vardır. Dolayısıyla üniter bir yapıda da başkanlık
sistemi gayet iyi uygulanabilir. Ülkemizde de üniter yapıyı koruyarak, bugünkü
idare yapılanmasını muhafaza ederek pekâlâ başkanlık sistemine geçebilir. Ancak
üniter yapıda başkanlık sisteminin sıhhatli bir şekilde uygulanabilmesi için
yerel yönetimlere tanınan yetkilerin artırılması önemlidir”

BAŞKANLIK SİSTEMİ KATI, PARLAMENTER SİSTEM
ESNEKTİR

Başkanlık sisteminin en güçlü yönlerinden biri
uygulamada istikrarlı bir yönetim sağlaması olduğunu vurgulayan Bilir,
“İstikrarlı yönetim başkanın sabit görev süresine sahip olmasından
kaynaklanmaktadır. Bu sistemde başkan, parlamenter sistemdeki başbakan gibi,
yasama organı tarafından verilecek bir güvensizlik oyuyla düşürülüp
değiştirilemeyeceği için, görev süresinin sonuna kadar iktidarını koruma
sahiptir. Başkanlık sistemi gücü bir tek kişinin (başkanın) elinde toplandığı
için devlet daha iyi yönetilir. Böylece oluşacak güçlü icra ise, güçlü devleti
doğuracaktır. Parlamenter sistemlerde yürütme gücü cumhurbaşkanı ile başbakan
arasında paylaştırdığından, icranın gücü azalmaktadır. Gücün bu şekilde
bölünmesi ise zaaf yaratabilir. Başkanlık sisteminde yürütme organı tek
kişiliktir. Yürütme organını halk seçer. Yürütme organı yasama organının
güvenine dayanmaz. Aynı kişi yasama-yürütme organında aynı anda görev alamaz.
Parlamenter sistemde ise, yürütme organı çift başlıdır. Yürütme organının
meclis seçer. Yürütme organı yasana organının güvenine dayanır. Aynı kişi
yasama-yürütme organında aynı anda görev alabilir” dedi.

Başkanlık sisteminde istikrar, etkinlik, hesap
sorulabilirlilik ve sistemin tıkanması ihtimali yüksek, parlamenter sistemde
ise düşük olduğunun altını çizen Bilir, “Yine katılık-esneklik başkanlık
sisteminde katı, parlamenter sistemde ise esnektir” diye konuştu.

CHP VE MHP’NİN YÜZDE 51 KAYGISI VAR
CHP ve MHP’nin yüzde 51’i sağlayamayacaklarını
bildiklerin için başkanlık sistemine karşı çıktıkları şeklinde bir tartışmanın
yaşandığını hatırlatan Bilir, “Başkanlık sisteminde kişilik önemlidir.
Başkanlık sistemi herkese açık ve herkesi kapsıyor. Bu yüzden tepki oyları
diğer siyasileri de yarar. Bu sistem kontrol ve denge sistemidir. Cumhurbaşkanı
meclisi fesh edebilir. Şimdiye kadar meclis hiç feshedilmedi. Çünkü şimdiye
kadar gerek duyulmadı her defasında seçimler yenilendi” şeklinde konuştu.

SİSTEM, TÜRKİYE’Yİ BÖLMEK İÇİN DİYENLER ‘YALAN’
KONUŞUYOR

Başkanlık sisteminin aklın kullanıldığı bir
sistem olduğunu aktaran Prof. Dr. Bilir, şöyle konuştu: “Başkanlık sistemi
akademik olarak Türkiye’nin yabancı olduğu bir sistemdir. Bu yüzden bizim
ülkemizde işlemez. Bu doğrudur. Ama siz eğer başkanlık sisteminin Türkiye’yi
bölmek istenilen bir sistem derseniz yalan söylemiş olursunuz. Çünkü 2010
referandumunda da aynı şeyleri söylediler ama hala bölünmedik” dedi.

Parlamenter sistemin bir asırdır Türkiye’de
uygulandığını fakat ülke olarak bir yerlere getiremediğini savunan Bilir, şöyle
konuştu: “Asırlardır Türkiye’de uygulanan Avrupa yani parlamenter sistemi
bizleri hiçbir yere getirmedi. Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında uyum
olmasaydı şimdiye kadar bu sistem çökerdi. AK Parti hükümetinin en güçlü olduğu
bir dönemde böyle bir sisteme tercih etmesinin sebebi kriz gelmeden krizleri
çözmesinden kaynaklanıyor. Belki bugün gerek duyulmuyor ama bu başkanlık
sistemi 2020’de veya 2030’de tekrar gündeme gelecek ve tekrar tartışılmaya
başlanacak. Biz şuanda bu sistemi kabul edersen önümüzdeki günlerde ABD,
bizdeki sistemi alıp kendisinde kullanabilir”

Bilir, daha sonra, katılımcıların sorularını
cevaplandırdı.

Düzenlenen konferansa AK Parti İl Başkanı Av.
Metin Çelik ve yönetimi, İl Genel Meclisi Başkanı Adnan Koçoğlu ile İl Genel
Meclisi üyeleri, AK Partili ilçe Belediye Başkanları, AK Parti İl Kadın Kolları
Başkanı Yüksel Özbay ve çok sayıda davetli katıldı.


“Başkanlık Sistemi” Anlatıldı

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Giriş Yap

Giriş Yap

Açıksöz Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!