Bu günden itibaren birkaç gün süreyle “Müslüman ve
zenginlik
” kavramını, bilenlerin bildiklerinden ve bize bildirdiklerinden
istifade ederek irdelemeye çalışacağız birlikte. Böylelikle “bildiklerimizi
bildirmek, bilmediklerimizi öğrenmek” fırsatını yakalayacağımızı ümit ederiz.

Beşer tarafımızın bitmez tükenmez ihtiyaçları, sonu
gelmeyen istekleri, sınırsız hayalleri var. Bütün bunları karşılamak için
imkanlarımız yeterli değilse, “ bir zengin olsam!” diye iç geçiririz.
Yoksulluktan canımızın yandığı demlerde ellerimizi açıp Allah’tan mal mülk,
para pul talep deriz. Böyle durumlarda kalbimiz bize “hayırlısını istemek”
gerektiğini söyler ve ikaz eder. Doğrusu da budur; fakat bir müddet sonra
hayrın zenginlikte olduğu sabit bir fikir haline gelebilir. “Hayır
bildiğimizde şer, şer bildiğimizde hayır olabileceği
” ikazını unutur, edep
çizgisini zorlar, inatla ve ısrarla zenginlik isteriz.

Bugünün hakim anlayışı başarıyı, itibarı zenginlikle
ölçüyor. Daha çok kazanmayı, daha fazlasına sahip olmayı tek amaç olarak
dayatıyor. Ne sahip olunacak dünyalıkların bir ölçüsü var, ne de insanın sahip
olma hırsının. Müslümanlar olarak bu anlayış bizi de etkiliyor. Rahatlık ve
lüks arayışı, gelecek endişesi, çoluk çocuğun istikbali gibi sebeplerle zengin
olmayı büyük, önemli bir hedef olarak görebiliyor, ısrarla zenginlik talep
edebiliyoruz.Oysa hayır şer ölçüsünü göz ardı ederek ısrarla zenginlik
talebinde bulunmakta ilahî takdire itiraz var. Servetle gelecek konforun cazibesine
kapılıp yoldan çıkma tehlikesi var. Yani “Tosya’ya  pirince giderken
evdeki bulgurdan olma” ihtimali var. 

Bunlar var diye Müslümanlar dünya malını istemesin,
zengin olmasın mı peki? Elbette hayır. Ama dünyalık bir şeyi usulü dairesinde
istemekle, o şeyin peşinde dizginlenemez bir hırs ile koşmak aynı şey değil.
Aksi halde bu hırsımızın istikametimizi bozma, yanlış yollara saptırma, helali
haramı gözetmeden ha bire kazanma istidadımızı tetikleme tehlikesi var. Hal
böyle olunca da evimize helal lokma getirememe gibi bir durumla karşı karşıya
kalırız ki bu da bize çocuklarımızın isyanı, ailemizin huzursuzluğu olarak
döner ve hayatımızı alt üst eder. Bu günlük hoşça kalın.

MÜSLÜMAN ve ZENGİNLİK

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Giriş Yap

Giriş Yap

Açıksöz Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!