Sen kendini tanıyorsun ya, boş ver gerisini. Kendini tanımazsan kimseyi, hiçbir şeyi tanımazsın mazaallah. Sen beni hiç tanımadın ki. Tanıtmadım kendimi ne sana, ne de başkasına. İstemem; çünkü kimsenin “şimdi bunu yapardı”, “yapmazdı” ya da “yapmamalıydı” demesini. Hiçbir zaman tepkimi tahmin ettirmedim” niçinler”le muhatap olmamak için. Farkındaysan hiçbir zaman seni de tanımaya çalışmadım, “insan zamanla değiş”ire maruz kalmamak için…

Niye kurcalanır insanlar, niye didik didik edilmeye çalışılır insanların özelleri, anlayamıyorum, niye tanınmaya çalışılır? “Kendine benzer yönler bulmak” çabası mı? “Akmasa da damlar” mı? “Dost olup acı söylemek” mi? “Düğün aşıyla dost kazanmak” mı? “Damlaya damlaya göl mü olacak sen mayalayasın” diye, ya tutarsa… Ama ya tutmazsa… Hayal kırıklığına uğrama riskini büyük bir cahil cesaretiyle göze alıyorsun. Kim bilir tanıdığını sandığın kaç insan için, “seni hiç tanıyamamışım, senden hiç beklemezdim” dedin, ya da gerçekten yanlış tanıdığının farkına varıp gerisin geri aynı yoldan dönmeye çalıştın… Hala tanımaya çalışma peşindesin, hala anlamaya çalışma peşindesin, bu da yetmiyor çıkardığını sandığın sonuçlar üzerine yorum yapma cüretini bile gösteriyorsun ulu orta.

Bırakın tanımaya çalışsın, çalışsınlar sizi, yerleştirsin, yerleştirsinler üç kuruşluk aklına muğlâk uydurmalarını. Önce avutur kendini sonra nasıl olsa ya şair olup dizeleri de kandıracaktır, ya da yazar olup, kâğıda dökecektir gerçek sandığı farazilerini. Hiçbir şey yapamazsa “deneyim kisvesi” altında sağda solda beyanat verecektir, kendi gibi tanım meraklılarına.

Dikkat edin birilerini tanıdığını sanan insanların ağzından sadakat kelimesi düşmez. Bu insanlar, hayal kırıklıkları yaşamak ve yaşatılmak için doğmuşlardır sanki. Çevresindeki herkesi tanımlayacak hazır cümleleri vardır onların. Ufacık beyinlerinde hali hazırda bekleyen bu tanımlamalara aykırı bir şey varsa “ben nasıl tahmin edemedim” yoksa “ben adamımı bilmez miyim” derler hemen. Bunlar yağlı ekmek gibidir, dört boyunduruğa muhayyerdir. Karda yürüyüp iz bırakmadıklarını sansalar da, dizlerine kadar bata bata gittikleri her adımlarından bellidir.

Bu zevat/zevatlar bir bakmışsınız hatırı sayılır birinin kapısından ekmek yer, orada çalışır. Fakat yediği tekneyi her gün kirletir tabiri caizse. Ekmek teknesi sahiplerine demediğini bırakmazlar. Hatta onların inançlarını bile sorgularlar. Bir de bakmışsınız aynı zevat/zevatlar güya ekmek teknesi sahiplerinin haklarını korumak için yazarlık yaparlar, gazetecilik yaparlar, internet siteleri kurarlar. Dernekler kurarlar; o kadar ustadırlar ki dernek üyelerini usta bir manevrayla kendine inandırır, çevre edinirler. Bir de bakmışsınız aynı zevat/zevatlar filanın temsilcisi, falanın muhabiri, filan oluşumun yöneticisi olmuşlar. Her şey olmuşlar ama……..

YASLANMA DUVARA; ÇÖKER!

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Açıksöz Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

deneme bonusu veren siteler -
deneme bonusu veren siteler
- Goley90 - tiktok takipçi satın al - instagram likes - istanbul escort - mecidiyeköy escort - bakırköy escort - postegro - istanbul escort - Baywin - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - sahabet girişdeneme bonusu veren siteler -
deneme bonusu veren siteler
- Goley90 - tiktok takipçi satın al - instagram likes - istanbul escort - mecidiyeköy escort - bakırköy escort - postegro - istanbul escort - Baywin - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - sahabet giriş