Sular gibi akıp geçen ömrümüzü göz önüne alıp şöyle bir
düşündüğümüz zaman, bu bir daha asla geri gelmeyecek olan geçen ömrümüzü
hoyratça, hesapsız kitapsız nasıl da heba ettiğimizi görürüz. Yaşantımızda
karşımıza, erken çıkmış insanların üzerine basıp geçerken, öyle bir an gelip
onlara tekrar sarılabileceğimizi hesaba katmadan hoyratça yaşıyoruz maalesef.
İşte o an ve o gün gelip çattığında eyvah diyoruz çoğu zaman ama geçen
geçmiştir, giden gitmiştir. Akıp giden zamanı geri getiremediğimiz gibi çoğu
zaman da kaybettiklerimizi bir daha elde etme imkanımız yoktur.

Hayat her zaman hoyratça harcanan bir şey olmadığı gibi,
bu denli cömert olmamakla birlikte insanların en sevdiği varlıkları elinden
almaktan geri durmuyor. Bir an gözümüzün önünden ayrılsa adeta yandığımız
sevdiklerimiz bir bir gözümüzden kaybolup gidiyorlar. Bir çoğumuzun anneleri,
babaları, evlatları bir bir aramızdan ayrıldılar, ayrılmaya devam ediyorlar.

Tüketilmiş dostluklar, yaşanamamış aşklar, unutulmayan
tadı damağımızda kalmış arkadaşlıklarımız var. Savurmuşuz bunları. Hem
savurmuşuz, hem de  savrulmuşuz farkında olmadan.  Dostluklar bu
kadar kolay bitmemeli. Pamuk ipliğine bağlı olmamalı dostluklar. Düşünsenize;
bu dostlukları kurmak için ne fedakarlıklar yaptık, ne bedeller ödedik. Tecrübeler
edindik aslında ama her tecrübenin de bir bedeli olduğunu öğrendik kuşkusuz.
Belki de kazancımız bu oldu.

Toplumumuzda
çok sık kullandığımız, özellikle gençler kusur ettiklerinde “amaaan, bakma sen
ona, o daha toy” deriz. Aslında deli, dolu, yaşının gereği düşünmeden hemen
yapılıvereni kastederiz. Hayatımızı yaptığımız  toylukların bedelini
ödemekle geçirirken, bir gün yanımızda kimseler olmaz yada olması gerekenler
yoktur. Her şekilde yalnız kalmışızdır. Bunu tam da “ağırını yinlisini”
aldığımız yaş ellinin üzerine çıktığında anlarız. Anlarız ama iş işten
geçmiştir, toyluklar bitmiştir ama biz de yolun sonuna yaklaşmışızdır. Artık
istesek de toyluk yapamayız. Yapamayız da zaman zaman özleriz değil mi? Ve
keşkeleri bir bir sıralamaya başlarız.

 Yaşayamadığımız
aşklarımız, tadı damağımızda kalan arkadaşlıklarımız artık gerilerde kaldı. Siz
siz olun hayatınızı hoyratça harcamayın. Hoyratça harcanan her şeyden, her
andan bir gün hesaba çekileceğimizi unutmayalım. Ve yol yakınken diyelim ki
“Yarabbi! Ben pişmanım.Keşke yapmasaydım. İnşaallah bir daha ben yapmayacağım”
diye tövbe edelim ve hoyratlıklarımızı bitirelim olur mu? Ne demişler “sür git
dememeli, gör geç demeli” değil mi? Hoşça kalın Allah’a emanet olun.

HOYRATÇA HARCADIKLARIMIZ

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Açıksöz Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

deneme bonusu veren siteler -
deneme bonusu veren siteler
- Goley90 - tiktok takipçi satın al - instagram likes - istanbul escort - mecidiyeköy escort - bakırköy escort - postegro - istanbul escort - Baywin - sahabet giriş - Aviator oynadeneme bonusu veren siteler -
deneme bonusu veren siteler
- Goley90 - tiktok takipçi satın al - instagram likes - istanbul escort - mecidiyeköy escort - bakırköy escort - postegro - istanbul escort - Baywin - sahabet giriş - Aviator oyna