Geleceğe umutla bakmak müminin şiarıdır. Dünya bir imtihan yeri olması sebebiyle insan türlü şekillerde sınavdan geçer. Onun başına gelen her şey bir sınav aracıdır. İyilikler bir çeşit, kötülükler bir çeşit, bolluk, darlık, gençlik, yaşlılık, her şey bir çeşit sınav aracıdır.
Mümin /müslüman dünyada ve ahirette huzurlu ve mutlu olabilmek için, Allah’ın verdiği, sahip olduğu nimetlere şükretmeli, sıkıntılara da sabretmelidir . Hiçbir zaman da umudunu kaybetmemelidir. Sıkıntılara sabredip yılgınlık göstermeyenler, sonunda başarıya ve güzel sonuca ulaşırlar Nitekim Rabbimiz Teala şöyle buyurur: “Andolsun ki, sizi biraz korku ve açlıkla, mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle deneyeceğiz. Ey habibim sen sabredenleri müjdele”! ( Bakara, 155) Hayatın inişleri ve çıkışlarında sabredenler, sonunda müjdeyi hak eden bahtiyarlar olmaktadırlar. Nitekim: “Sabreden zafere ulaşır” denilmiştir. Geleceğimiz hakkında Allah’a karşı hüsnü zan/iyi düşünce içinde olmalıyız. Ümit var olmalıyız. Zira hadis-i kutsi’de Rabbimiz Teala’nın şöyle buyurduğu haber verilmiştir: “Ben kulumun bana olan zannı/düşüncesi üzereyim” ( Müslim, Zikir, 21) Yani benim hakkımda nasıl düşünüyorsa ona o şekilde davranırım.
Şu halde Allah hakkında iyi düşüncelere sahip olanlarla kötü düşüncelere sahip olanların durumu dünyada da ahirette de bir olmayacaktır. Herkes zannına göre karşılık görecektir. İyi bir sonuç için, dünya ve ahiretimizin saadeti için Allah hakkında iyi düşünceye sahip olmanın yanında dua etmeli, fiili duayı da kesinlikle ihmal etmemeliyiz. Yani duada istediğimiz şeylerin gerçekleşmesi için sebeplerine de sarılmalı üzerimize düşeni yapmalıyız. Zira sonuçları sebeplere bağlayan da Allah’tır. Dünyaya ve bütün bir evrene bağlı oldukları kanunları koyan Allah’tır. Kullara da bu kanunlara uymak düşer. Nitekim Rabb’imiz Teala bir ayeti kerimesinde şöyle buyurur: “İnsana ancak çalışmasının karşılığı vardır. Onun çabasının/gayretinin sonucu da görülecektir.” (Necm, 40)
Bazen insanın, hatta toplumların en sıkıntılı anları güzel bir geleceğin başlangıç anı olabilir. Allah’a ve ahirete inanan mümin Allah’a karşı olan umudun hiç kaybetmez. O’un kullarına çok merhametli olduğunu bilir. Oğlu Yusuf aleyhisselamı kaybedip 40 yıl kadar ondan herhangi bir haber alamayan Yakup Aleyhisselam oğullarına şöyle demiştir. ” Oğullarım! gidin Yusuf’u ve kardeşini iyi bir arayın. Allah’tan da umutunuzu kesmeyin. Zira Allah’tan Ancak kafirler umudunu keser.” (Yusuf, 87) Ve sonunda aradan 40 yıl geçmiş te olsa Yakup Aleyhisselam oğluna, Yusuf aleyhisselama kavuşmuştur.
Biz de ülke olarak deprem gibi büyük bir afeti yaşamış bulunuyoruz. mevcut sıkıntılara bakarak ümitsizliğe ve karamsarlığa düşmeden, geleceğe umutla bakarak, Allah’a yönelmeliyiz. Sebeplerini de işleyerek maddeten ve manen öncesinden daha iyi bir duruma ulaşmaya çalışmalıyız. Allah’ın izniyle bu mümkündür. Bunu başarmalıyız. Allah yâr ve yardımcımız olsun amin.
Halil İbrahim Sabırlı
İlçe Müftüsü
Yorumlar kapalı.