Deprem yüreğimizi yıktı… Ama saçma düşmanlıklarımızı da yerle bir edecek inşallah! O enkazlardan kardeşlik tohumları filiz verecek… Deprem bizim anlam dünyamızda imtihandır. Ve her imtihan ardında bir imkân da saklar. Van depremi de öyle… Çünkü musibetler her şeyden önce insan olduğumuzu öğretir bize. Zaaflarımızı, güçsüzlüğümüzü… Kocaman benliklerin iddialarının ne kadar da küçük ve önemsiz olduğunu… Dünya üstünde adına büyük denilen kim varsa küçülür musibetlerin karşısında… En cebbar, en gaddar olanlar bile çocuksu bir mahcubiyete teslim eder çehresini… Şairin dediği gibi,”insanızdır; ne yapsak eksiğizdir” işte…

Van’da depreşen toprak, bizi de kendimize getirdi. Titredik ve kendimize geldik bir kez daha… Orada fay hatları, burada neşenin huzurun kanatları kırıldı. Buralarda da içimiz kanadı, tıpkı oralarda olduğu gibi… Bizi kendimize getirdi ölüm, toprağın diliyle… Onca asılsız iddianın yaşattığı acıların aslında ne kadar da anlamsız ve lüzumsuz olduğunu söyledi… Sahiplik iddia ettiğimiz hiçbir yerin, benimsediğimiz hiçbir metanın bize ait olmadığını ve bizi tanımadığını hatırlattı.

Keşke böyle sınanmalarla hatırlamak zorunda kalmasaydık insanlığımızı… Bizi felaket değil, muhabbet bir araya getirseydi keşke. Ama ne yapalım, hayat böyle işte. Hiç olmazsa daha büyük acıların, sınanmaların pençesine düşmeden filizlenir içimizde aslında hep var olan birlik tohumları…

“Evim evindir Van deriz yine, gel istediğin kadar kal, şereflendir evimizi… Yüreğim yüreğindir Van! Acılarınla değil, sevincinle vuslatınla sar yüreğimizi! Keşke, böylesine sınanmalarla hatırlamasaydık birbirimizi. Ama olsun! Van’da evladını gelinini yitirmiş bir Ananın dediği gibi, buna da şükür, bu da geçer ya hu! Çünkü kaybetmek yoktur mümine. Hiçbir musibet gelmemiş olsun ki gittiğinde sonsuz bir affın ve cennetin müjdesini bırakmasın! Yani kaybetmedik yine de!”

“Yunus yine kavuşacak annesine, Ümit öğretmen Cennette kıyacak belki de nikâhını nişanlısıyla! Mustafa’nın, Ebru’nun ve daha nicelerinin yarım kalan sohbetleri devam edecek sevdikleriyle ötelerde kim bilir! Ölümü öldüren kudret, getirmez mi bizi bir daha bir araya! Getirir elbet, ey Van n’olur sabret! Deprem yüreğimizi deldi geçti. Tıpkı ölen Ağrı’lı, Ankaralı, Sinoplu, İzmirli, Çorumlu, Elazığlı vs şehitlerimizin acısı gibi… Gözyaşları sizin için de ıslattı toprağı. Hu hu lara karıştı âminler, dillerden düşmedi yine Fatihalar Yasinler!”

“Acın acımdır Van, Evim evindir, Yüreğim yüreğindir! Musibetler, kenetler bizi birbirimize. Ne sen ben kalır o zaman, ne senin benim. İddialar küçülüverir, yaban bildiklerimiz en yakınlarımız kadar aşina oluverir. Doğu batı olur, uzak yakın olur, nefret şefkat olur… Niye mi? Çünkü insan olduğumuzu hatırlarız, aynı olduğumuzu, aynı anadan babadan doğduğumuzu, kardeş olduğumuzu, yıllarca kardeş kardeş yaşadığımızı yani…” Hoşça kalın, ama dostça kalın. RisaleHaber

DEPREM

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Giriş Yap

Giriş Yap

Açıksöz Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!