LAF İŞTE BENİMKİSİ

     Gramerim bozuk! Yüklemlerim, öznelerim, tümcelerim her şeyim dağınık. Anlatmazsam sığamayacakmışım gibi sanki gökyüzüne bile. Duvarları delik deşik edeceğim beynimde gezinen bu ikilemlerle. Yok yok en doğrusu şu ki; bozuk bir saat gibi her dakika aklımı karıştıran, düşüncelerimi irdeleyen, aklımı kurcalayan sendin! Şimdi hiç bir şey olmamış gibi köşene çekilen de sensin. Sanki ringe çıkarken kaybedeceğini anlayıp dayak yemeye odaklanmış, daha maçı en başından kaybetmiş, yumruk üstüne yumruk yemiş, neden sonra öylece devrildiğinde hayıflanmış, hem şaşırmış hem şaşırmamış olan da sendin! Ölümlerden ölüm beğenen, oradan oraya amaçsızca koşan, darbe üstüne darbe alan da, senin gel gitlerinden payına düşeni sindirmeye uğraşan ve bundan başka bir seçenek bırakılmayan da bendim!
     İki dirhem bir çekirdek şiirler ve bulunmaz hint kumaşı varlığınla sevilmeye ne kadar da kaçınılmazdın. Başka çare kalmamıştı, sevmek ne güzeldi seni öyle döktüre döktüre, öyle kanaya kanaya… yaraya çare, çareye yara halinle amaçlardan soyunan varlığım dirençsiz bir kaftan gibi sarılırken ömrüne, dizi dizi yerlere nasıl da beyhude serdin kalbimi. Şikayet sanma! İnan değil! Sitemlerden arınıyorum git gide.. bu olsa olsa bir iç dökümü olur ancak, diyor ki geçmişten gelen bir söz; ayrılıkla ölüm ikiz kardeşmiş. Yani ben anlatsam anlatsam, insanın ölürken başından geçenleri ve o an da neler hissettiğini anlatabilirim bir miktar sana. Ama hani bazı şeyler yaşanmadan bilinmezmiş ya, bu da öyle bir hadise olsa gerek ki, anlamaları olanaksız gibi görünüyor tatmamış olanların.
     Üzülüyorum sanma. Bu sefer hiç üzülmüyorum. Biliyorum inanmayacaksın yine ama bu kez başka türlü şeyler hissediyorum. Hissizlik gibi tuhaf ve tanımadığım bir his peyda oldu içimde. Sanki kalbimi söküp çıkarsalar göğsümden canım acımayacakmış gibi acayip duygulara kapılıyorum. Bazen sadece neden diye soruyorum, tek normal davranışım da bu galiba. Eskiden olsa… biliyorsun işte deli hallerimi. Ama galiba büyüyorum içimde. Acıları büyüte büyüte büyümeyi de öğreniyorum galiba yavaştan…  Gel gör ki, tatsız tuzsuz günler de yaşamıyor değilim. Yavan ve kekremsi saatler yakamı bırakmıyor. Irmak olamıyorum, taşamıyorum denizlere. Okyanusu düşlüyorum birde düşün! Küçük bir su birikintisi gibi kendi halinde süzülürken derinliğim okyanusa nasıl varabilirim! Ama insanoğlu işte, hep olmayacak hayaller kuruyor kendi kendine…
     İnsan demişken derdin ya hep; ‘insan çiğ süt emmiştir’ diye. Bu sözün doğruluğuna günden güne inanıyorum artık biliyor musun? Ben de dahil insanlar gerçekten çiğ süt emmiş olmalı ki, böyle çiğlikten kurtaramıyor kendisini. Sözüm meclisten dışarı değil, bunu alın üzerinize. Birkaç beden büyük kalacak kadar büyük bir laf, haklısın ama emin ol, zamanla oturur üzerinize. Ben hala değişmedim, değiştim dediğime bakma! Ruhu med-cezirle harmanlanmış birisi nasıl değişir, bana bakma sen! Hala hüzünle besleniyorum. Hüzün yiyorum, hüzün içiyorum, uykumda bile hüzünlü rüyalara uzanıyorum! Peki sen hala gülümsüyor musun ağzı gözü yapış yapış olmuş, elma şekeri yiyen bir çocuk gördüğünde? Hala aşk filmlerini sevmiyor musun? Trajik hayatını komik filmler izleyerek mi neşelendiriyorsun? Bazen çok sıkıcı ve çekilmez olurdun. Sıkıcı kitaplar okumayı da bırak artık, eğer hala okuyorsan. Ya da sen bilirsin, ne fark eder ki? Laf işte benimkisi… Hoşça kal..

 

LAF İŞTE BENİMKİSİ

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Açıksöz Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

deneme bonusu veren siteler -
deneme bonusu veren siteler
- Goley90 - tiktok takipçi satın al - instagram likes - istanbul escort - mecidiyeköy escort - bakırköy escort - postegro - istanbul escort - Baywin - sahabet giriş - Aviator oynadeneme bonusu veren siteler -
deneme bonusu veren siteler
- Goley90 - tiktok takipçi satın al - instagram likes - istanbul escort - mecidiyeköy escort - bakırköy escort - postegro - istanbul escort - Baywin - sahabet giriş - Aviator oyna