MEHMET AKİF VE İSTİKLÂL (2)

Hz. Peygamber’imizin (s.a.v) Dünyayı teşrifi insanlık tarihi için başlı başına bir dönüm noktası olmuştur. O , doğmadan önce geleceği haber verilen , müjdelenen ve methedilen son Peygamberdir. Ondan önce gelen birçok Peygamber onu müjdelemiş , Tevrat ve İncil’de Hazreti Peygamber’den (s.a.v) bahsedildiği kitap ve sünnetle sabittir. O’nu müjdeleyen sadece Peygamberler olmamış , cahiliye dönemi öncesinde dahi onun geleceğini müjdeleyen edebi eserler ve şiirler yazılmıştır.
Dünya üzerindeki bütün müslümanların kardeş olmaları ve bir arada olmaları için yoğun çaba sarfeden ve bu konuda birçok eserler yazan Mehmet Akif’inde özellikle “Bir Gece” adlı şiiri Peygamber Efendimize olan sevgisini ve O’nun hakkında bize vermek istediklerini çok güzel ifade etmiştir. İşte o şiirden küçük bir parça.

14 asır evvel, yine böyle bir geceydi
Kumdan , ayın 14’ü bir öksüz çıkıverdi !
Lakin , o ne hüsrandı ki hissetmedi gözler ,
Kaç bin senedir , halbuki bekleşmedelerdi !
Nerden görecekler. Göremezlerdi tabii
Dişsiz mi bir insan , onu kardeşleri yerdi
Salgındı , bugün Şarkı yıkan Tefrika derdi..
Dünya neye sahipse , onun vergisidir hep ,
Medyun ona Cemiyyeti , Medyun ona Ferdi.
Medyundur o masuma bütün bir beşeriyet..
Ya Rab ! Bizi mahşerde bu igrar ile haşret..

İstiklal Marşımız’ın şairi Mehmet Akif Ersoy’un 1925’ten sonra üç kızını Türkiye’de bırakıp karısı İsmet Hanım iki oğlu Emin ve Tahir’i de yanına alarak Mısır’a gitmiş ve 1936’ya kadar yurda dönmemiş olduğunu bir önceki yazımızda anlatmıştık.
Mehmet Akif Ersoy’un maalesef hazin bir aile öyküsü vardır. Şimdi anlatacağımız çocuklarının sıkıntılı günler yaşamış olmaları ve yokluk içinde hayata göz yummaları sebebi tam olarak bilinemez ama böylesine yıllarını Milli Mücadeleye adamış , vatan şairimizin evlatlarının onu sevenler ve resmi görevliler tarafından takip edilip sahiplenilmemesi çok acıdır.
Gazetelerden ve bazı haber kaynaklarından öğrendiğimiz şu haber çok acıdır.
Birgün bir köşe yazarının çalışma odasına üstü başı bakımsız , kirli sakallı biri girer. Adını söyledikten sonra yazardan kendisine yardım etmesini ister. Köşe yazarı karşısındakini bu çok kötü durumunu görünce üzüntü duyar ve cüzdanını çıkarıp içinden istediği kadar alması için cüzdanı adama uzatır. O da uygun bir miktar para alarak iki büklüm gözden kaybolur. Bir kaç ay sonra bir gazetede ki şu haber bu köşe yazarının gözüne çarpar. Bu haberde İstanbul sokaklarında bir çöp bidonunun yanında bulunan bir cesetten söz edilmektedir. Yazar fotoğrafa dikkatle bakar. Bu para istemek için kendisine gelen adamdan başkası değildir. Emin Ersoy’dur. Mehmet Akif Ersoy’un oğlu Emin Ersoy.. 2000 yılında Üsküdar Belediyesi , emekli maaşıyla geçinmeye çalışırken hastalanan , zor ve bakımsız günlerin ardından karaciğer ve böbrek yetmezliğiyle Kadıköy’de bir hastaneye kaldırılan ve o hastanede gözlerini hayata kapayan bir adamın cenazesi , o unutulan insanda Mehmet Akif Ersoy’un diğer oğlu Tahir Ersoy’dur. Beyoğlunda bir evin kiracıları , kirayı ödeyemedikleri için sokağa atılırlar.. Onlar Mehmet Akif Ersoy’un kızı Suat Ersoy (Argon) ve torunlarıdır… Daha sonra olayı duyan Merhun Turgut Özal aileye sahip çıkarak onlara kalacakları bir yer tahsis eder. Suat Ersoy’da Tahir Ersoy’un ölümünden yaklaşık bir ay önce hayatını kaybeder. İşte “İstiklal Marşı” için devletin verdiği para ödülünü almayan , ticarete alet olmasın diyede “İstiklal Marşı”nı kitabının içine almayan Mehmet Akif’in Türk Milletine emanet ettiği çocuklarının yaşamlarından acı bir kesit.
Teoman Hakan Evlioğlu

MEHMET AKİF VE İSTİKLÂL (2)

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Giriş Yap

Giriş Yap

Açıksöz Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!