*Bir de milletvekillerimizin önemli bir kısmı kendi seçim bölgelerinden çıkmıyor. Ön seçim diye göstermelik yapılan, mahalli teşkilatların iradelerini hiçe sayan uygulamalar var. Torbadan çıkıveriyorlar sanki. Bu arada torbacıyı göreniniz var mı? Bir demokrasi hezimeti yaşanıyor maalesef. O bölgenin insanlarının istedikleri değil de “vitrinin esas sahipleri” nin belirlediği isimler aday oluyor. Seçim bölgelerine uzak, yabancı, şehirlerinin en önemli sorunlarından, sıkıntılarından, dertlerinden habersizdirler. Şehirlerinin sıkıntılarına vakıf oluncaya kadar (bu arada çıkar sahiplerince yanlış bilgilendirilmezlerse eğer ) uzun bir zaman geçiyor. Bu geçen zaman içerisinde ise birçok şakşakçı, sayın vekillerimizin çevresini çoktan çelik zırhlı duvarlarla örmüştür. Böylelikle gerçekleri görüp anlamaları imkânsızlığa doğru sürüklenecektir. Bu aşamadan sonra yanlış bilgilendirilip yönlendirileceklerdir.
*Çoğu zaman ne olduğunu bilmeden anlamadan, “iş, icraat yapıyorum” un verdiği hazla, yanlış kişilerden hesap sorulacak, birilerinin çıkarına/çıkarlarına engel olanların başları alınmak istenecektir. Fark etmeseler de yavaş yavaş “şehrin ağır ağabeyleri” nin gölgelerini liman edineceklerdir. Alkışlardan, tebessümle bakan yüzlerden 4 yılın nasıl geçtiğini anlayamayacaklardır. Bir türlü eskimeyen yeni vaatlerle, bildik senaryolarla fakat farklı yüzlerle yeni bir seçime girilecektir.
*Bir dönem bitmiş olacak ama vatandaş olarak “Bizlere ne faydaları oldu?” diye soracaksınızdır. Çünkü şehir aynı şehir, mahalle aynı mahalledir. Oturduğunuz sokaktaki çukurların bile yerleri aynıdır. Dünden bir adım ileri gidilmemiştir. Oysa milletimiz, her zaman için en iyisine, en güzeline layık. Yeterince geriye kürek sallamışız. Daha fazla zaman kaybetmeye gerek var mı? Evliya olmalarını istemiyoruz ama bu milletin derdiyle dertlenecek, sorunlarını çözecek, üretici olacak, kaliteli hizmetlerin yaygınlaşmasına sebep olacak, daha güzel daha kaliteli yaşam olanakları için çalışacak, yüreği güzel, cesur insanlara ihtiyaç vardır. Millet Meclisimizin çalışmaya başladığı yeni bir dönemin henüz başında olduğumuz şu günlerde soruyoruz: “Orda mısınız?”
*Bir de kalıbı bizim çok yakınımızda; fakat gönülleri, iş ve icraatları bizlerden çook çok uzaklarda olduğunu düşündüğümüz, oylarımızla seçtiğimiz, vekalet verdiğimiz Meclis Üyelerimiz var. İnsan gerçekten çok merak ediyor; acaba hizmet edesiniz diye seçildiğiniz o makamlara geldikten sonra sizlere neler oluyor? Hani yapmayı planladığınız “önemli” işlerde halkla istişare edecektiniz? Hani bilgilendirme toplantıları düzenleyecektiniz? Hani “bilgisi olmayanın ilgisi de olmaz, bilgilendirmeliyiz” diyordunuz? Allah aşkına yaptığınız hiç mi “önemli” iş yok ki en azından basına bari bilgi verin de bizim, yani vatandaşın, halkın bilgisi olsun değil mi? Ben şahsen bunun en tabii hakkımız olduğunu düşünenlerdenim. Çoğunluğumuzun da aynı kanaati taşıdığına eminim.Hoşça kalın, ama dostça kalın.
Yorumlar kapalı.