Nice 24 Kasım’lara Sevgili Öğretmenim..

Gününüz kutlu olsun sevgili öğretmenim, Teşekkürler öğretmenim, Selam insan ustaları.. ve daha birçok ifade biçimi ile 82.sini geride bıraktığımız bir tarihsel olgunun hala gel-gitler içinde saatin sarkacındaki dingin ritmi yakalayamadığını, 29 yıldan bu yana her 24 Kasım günü yeniden tartışma konusu yapıyorsak bir şeylerin yanlış gittiğini toplum olarak kendi kendimize itiraf etmek zorundayız.

Hemen her 24 Kasım programlarının değişmez klasik akışı içinde; çok özel, çok yüce bir mesleğin sahibi, bedeli hiçbir maddi karşılıkla ölçülemeyecek kadar saygın, sevgi ve fedakârlık mesleği, sınırları okul ve sınıf duvarlarıyla çevrilemeyecek ve zil ile başlayıp bitmeyecek kadar ağır bir sorumluluk gerektiren kutsal bir görevin taşıyıcıları, tarih boyunca “bilgelik mesleği” olarak böyle görülüp kabul edildiğini, değerinin ve öneminin her dönemde vurgulandığını biliyoruz.

Bunların biliniyor olması, malumun ilanının tekrarını sonlandıramamak belki de çağdaş eğitimde halen istenen seviyeyi yakalayamamanın en büyük nedeni. Her 24 Kasım günü, öğretmenlerin özlük haklarının yanı sıra, hizmet verdikleri eğitim ortamının standartlarını yükseltmek için yapılan çalışmaların, güvenli okul ve güvenli çevre temennilerinin, eğitimin nitelik ve niceliğini bütünleştiremediğini ve halen “kalite belgesi”ne sahip olmanın bir nosyon değil, bir ayrıcalık algısı ile sürdürüldüğünü görüp bu yıldönümünde eğitim ordusuna bakışımızı sorgulamak gerektiği inancındayım.

Hızlı bir değişim sürecinin yaşandığı bu çağı, ister “Bilgi Çağı” olarak adlandırın ve “Bilgi Toplumu” olmayı hedefleyin, ister “Post-kapitalizm”, “Post-modern”, “Post Business Society” yada “Üçüncü Dalga” kavramları üzerinden değerlendirin, algınız ve ilginiz  kategorik olarak neyi öngörürse görsün sonuçta yukarıdan aşağıya hiyerarşik eğitim anlayışı içinde değil; toplumun eğitiminde, yaratıcı ve yenilikçi insanları yetiştirmeyi temel amaç edinmedikçe, bilgi çağında bilgiler aktarılmakla öğretilemeyecek kadar çoğalmakta ve bu nedenle eğitim-öğretimde bilgi aktarılmaktan daha çok bilgiye nasıl ulaşılacağı ve bunun dikey bir hirarşi içinde değil, yatay bir demokratik anlayış süreci gerektirdiğini kabul edip eğitim ve eğitici üzerine bü perspektiften bakmak gerektiğini düşünüyorum.. ve bu düşünüş çerçevesinde 24 Kasım’ların klasik kutlama ritüellerini, eğitim ve eğitimciye hiç bir katkısı olmayan, öğretmenimin 23 ve 25 Kasım’ını görmezden gelen fantastik seramoniler olarak görüyor ve değerlendiriyorum.

Eğitim ve öğretim kurumlarının niteliği, eğitimli kişinin tanımı, okulların çevre ile olan bağları, bireyselliği ve çeşitlilik algısı değişmedikçe; demokratik topluma ulaşmanın bir eğitim sorunu ve bireylerin öğrenme kapasitelerine paralel her türlü kültürel birikimi içselleştirmiş, bilimsel gelişime ve yeniliğe açık, insan kaynaklarına değer veren, bireyin kendini gerçekleştirmesine yardım eden bir yeniden yapılanmanın, yaratılıştan getirdiği insani yetenek ve zeka gelişiminin öğretmenler eliyle gerçekleştirilebileceğine inanılıp hayata geçirilmedikçe, söylenen hamasi nutukların da ütopik vaatlerin de “Öğretmenler Günü”nün içini doldurmadığını doğru algıladığımız zaman “Öğretmenler gününüz kutlu olsun” mesajı anlamını bulmuş olacaktır.

Unutmama adına son bir notum olsun.. Demokrasi sadece bir sistem değil bir yaşam biçimidir. Demokrasinin bir insan için yaşam biçimi hâline gelebilmesi, temellerinin çocukluk çağında ve evrensel kabuller doğrultusunda atılması gerektiğine inanıyorum. Bunun için öğretmenlerimin İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Birleşmiş Milletler Antlaşması, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Avrupa Sosyal Haklar Sözleşmesi, Uluslar Arası Çalışma Örgütü gibi kurumların ve kuralların varlığını özümsedikleri oranda geleceğe kalıcı imza atmış olacaklardır. Zira öğretmen; insanları eğitmeyi ve öğretmeyi meslek edinen, eğitim kurumlarında çocuk ve gençlerin eğitim öğretimlerine rehberlik eden, yön veren ve yaşama hazırlayan kimse tanımının dar çerçevesinden çıkıp, eğitim ve öğretimin kaliteli ve bilimsel yöntemlerle yürütülmesi ile mümkün olacağına inanmış, alan bilgisi ile yetinmeyen, her türlüğü gelişime ve dünyaya açık yetkinliği ile geleceğimizi şekillendirebilecek kişidir.

Sevgili Meslektaşım, Sevgili Öğretmenim, öğretmenler gününü birlikte kutlamanın mutluluğunu yaşıyor, öğretmenler gününüzü en içten duygularımla kutluyorum. Ebediyete intikal etmiş bütün öğretmen ve eğitimcileri rahmetle anıyor, aileniz, çalışma arkadaşlarınız ve öğrencilerinizle daha mutlu, başarılı ve huzurlu olmanızı diliyorum. Siz yalnızca 24 Kasımlarda değil her zaman değerlisiniz ve öyle kalacaksınız. Gönül dolusu saygılarımla…

Nice 24 Kasım’lara Sevgili Öğretmenim..

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Açıksöz Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

deneme bonusu veren siteler -
deneme bonusu veren siteler
- Goley90 - tiktok takipçi satın al - instagram likes - istanbul escort - mecidiyeköy escort - bakırköy escort - postegro - istanbul escort - Baywin - sahabet giriş - Aviator oynadeneme bonusu veren siteler -
deneme bonusu veren siteler
- Goley90 - tiktok takipçi satın al - instagram likes - istanbul escort - mecidiyeköy escort - bakırköy escort - postegro - istanbul escort - Baywin - sahabet giriş - Aviator oyna