İnsanın yaratılışında var olan kuvvetlerden birisi de öfke ve gazaptır. Bu
kuvvetler bizim için gerekli olduğu için ve de itidal içerisinde tutarak ilahi
imtihanda denenmemiz için verilmiştir. Öfke ve gazap ile ilgili Hz.
Peygamberimizden nakledilen bazı hadis-i şeriflerden bahsedelim; Hz.
Peygamberimizin öfke ve gazap konusundaki davranışını anlayarak örnek almaya
çalışalım.

            Resulullah Aleyhisselem
bir gün “Siz aranızda kimi pehlivan addedersiniz?” diye sordu. Ashab :
“Erkeklerin yenmeye muvaffak olamadığı kimseyi!” dediler. Resulullah :
“Hayır,” dedi, “gerçek pehlivan öfkelendiği zaman nefsine hâkim
olabilen kimsedir.” Dedi.

            Resulullah buyurdular ki:
“Kuvvetli kimse, (güreşte hasmını yenen) pehlivan değildir. Hakiki
kuvvetli, öfkelendiği zaman nefsini yenen kimsedir.”

            Gerçekten de güçlü insan
iradesi güçlü olandır. Maddi güç irade gücü karşısında erir yok olur. Hayattaki
en başarılı insanlar iradeleri en güçlü insanlardır.

            Ravi anlatıyor; “Urve İbnu
Muhammed es’Sadi’nin yanına girdik. Bir zat kendisi ile konuştu ve Urve’yi
kızdırdı. Urve kalkıp abdest aldı ve: “Babam, dedem Atiye’den anlatır ki,
o, Resulullah (sav)’ın şöyle söylediğini nakletmiştir: “Öfke şeytandandır,
şeytan da ateşten yaratılmıştır, ateş ise su ile söndürülmektedir; öyleyse
biriniz öfkelenince hemen kalkıp abdest alsın.”

            Öfke ateştir. Ateşi su
söndürür. Ateş de lazımdır. Su da lazımdır. Ateş ve su olmazsa yemek pişmez.
Ateş çok olursa yemek yanar. Su çok olursa lezzet kaçar. Ateş zıddı olan su ile
orantılı olarak birleşirse lezzet ortaya çıkar.

            Resulullah buyurmuştu ki:
“Biriniz ayakta iken öfkelenirse hemen otursun. Öfkesi geçerse ne ala,
geçmezse yatsın.”

            İki kişi Resulullah ‘ın huzurunda
küfürleştiler. Öyle ki birinin yüzünde diğerine karşı öfkesi gözüküyordu.
Resulullah (sav): “Ben bir kelime biliyorum, eğer onu söyleyecek olsa,
kendinden zuhur eden öfke giderdi; Euzu billahi mineşşeytanirracim!”
buyurdular.

            Bir adam: “Ey
Allah’ın Resulü! Bana kısa bir nasihatte bulun, uzun yapma! Ta ki nasihatini
unutmayayım” demişti ve birkaç kere de tekrar etmişti, Aleyhissalatu
vesselam bir kelimeyle: “Öfkelenme!” cevabını verdi.

            Bu olayın anlatımında şu
bilgilerin verilmesinde de fayda vardır. Hz. Peygamberimizin tek bir kelime ile
tavsiyede bulunduğu kişi, en çok öfke ve gazabından dolayı günaha giriyordu.
Onun öncelikli ilacı öfkelenmemekti. Bundan dolayı Allah Resulü ona “öfkelenme”
dedi.

            Sehl İbnu Mu’az İbni Enes
el-Cüheni, babasından naklediyor: “Resulullah (sav) buyurdular ki:
“Öfkesinin gereğini yerine getirebilecek güçte olduğu halde öfkesini tutan
kimseyi, Allah Teâlâ, Kıyamet günü, mahlûkatın başları üstüne davet eder.”

            İşte gerçek sabır ve
gerçek büyüklük budur. Gücü yettiği halde sabredebilen, imkânı olduğu halde
intikamından vazgeçebilen insan erdemli insandır.

            Medine’de Hz. Ömer
devrinde yaşanmış olan şu olay bizlere bu tür konularda ufuk açıcı bilgiler
vermektedir. Şöyle ki,

            Medine dışında yaşayan Uyeyne
İbnu Hısn Medine’ye gelince, kardeşinin oğlu Hürr İbnu Kays’ın yanına geldi ve
onun hanesine misafir oldu. Hürr İbnu Kays ise Hz. Ömer’in yakınlarındandı.
Onun meclisinde yaşlı veya genç bir kısım kurra ve fakihler müşavere heyeti
olarak bulunurdu.

            Üyeyne İbnu Hısn: “Ey
kardeşimin oğlu! Emirül-mü’mininin yanına girmem için izin taleb et!”
dedi. O da izin istedi.  Hz. Ömer’in
yanına girmesine izin verildi. Ancak yanına girince: “Yeter artık! Ey
İbnu’l-Hattab sen bize bol vermediğin gibi, aramızda adaletle de hükmetmiyorsun!”
dedi.

            Hz. Ömer pek öfkelendi.
Neredeyse dövmek için üzerine yürüyecekti ki, Hürr atılıp: “Ey emirel-mü’minin,
Allah Teâlâ Hazretleri Resulüne: “Affı
esas tut, masrufu emret ve cahillerden de yüz çevir.”
(A’raf, 199) diye
emretmiştir. Bu adam da cahillerden biridir” dedi. Vallahi, Hürr bu ayeti
okuyunca Hz. Ömer olduğu yerde kalıp hiçbir şey yapmadı.”

            İşte diğer din
büyüklerimizde olduğu gibi Hz. Ömer’in gönlünde de Allah’ın kitabının koyduğu
kurallar en önde gelirdi. Allah’ın kitabından bir delil getirilince her şey
orada durur. Allah’ın kitabının hükmü gereğince hareket edilirdi.

            İşte konu ile ilgili Hz.
Peygamberimizden ve ashabından birkaç davranış örneği…

            Muhsin
ÖZDEMİR

ÖFKE VE GAZAP

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Açıksöz Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

deneme bonusu veren siteler -
deneme bonusu veren siteler
- Goley90 - tiktok takipçi satın al - instagram likes - istanbul escort - mecidiyeköy escort - bakırköy escort - postegro - istanbul escort - Baywin - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - sahabet girişdeneme bonusu veren siteler -
deneme bonusu veren siteler
- Goley90 - tiktok takipçi satın al - instagram likes - istanbul escort - mecidiyeköy escort - bakırköy escort - postegro - istanbul escort - Baywin - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - sahabet giriş