YOLUNA SEVGİYİ YAZMIŞ İNSAN

Dünyanın en güzel işi sevmek ve
sevilmektir. Heybesinden güzellik ve sevgiye dair bir şeyler olmayan bir
başkasına neyi verebilir ki. İşte kalbimiz yoklayıp sevgiye ve merhamete dair
ne var onu yoklamak ve tartmak zorundayız.

İşte! Azmış
nefisleri, canavarlaşmış ruhları ehlileştirmenin yolunun, sevgiden,
muhabbetten, diğergamlıktan, kardeşlik hukukundan geçtiğini şimdi, ramazanın şu
manevi ikliminde daha iyi anlıyoruz.

            Kan
rengiyle kızaran yeryüzünü; vahşetiyle hiç kızarmayan zalim yüzünü, pekâlâ en
bariz şekliyle görüyoruz.  Bu güzelim
cennet vatanın sathını yediveren çiçekleri ile doldurup, insanlığı güldürmek için
rabbimizden medet istiyoruz. Sevgi medeniyeti ve maun medeniyetini hep birlikte
hâkim kılmak için Ramazanlaşmak ve ramazanı bir yıl boyu yaşamak istiyoruz.

            Hz.
Üveys El- Karâni gibi develeri tarafından bile sevilmek, Yunus gibi sarıçiçekle
konuşmak istiyoruz. Mevlana gibi insanlıkla kucaklaşmak, insanlık mektebinin
hocalarıyla beraber olmak istiyoruz. Kısacası kardeşlik medeniyetinin ülkesinde
bir ömür safa sürmek istiyoruz. Çok mu şey istiyoruz?

            Buna
inanmalıyız ki dünyanın bize ihtiyacı vardır ve dünya bizi beklemektedir. Şimdi
aslımıza dönme vaktidir. Ama hemen şimdi olmalıdır. Yarın çok geç olabilir.

            Asrımızın
madde ile kafayı bozmuş insanları, her gördüğüne para gözüyle bakan
yobazları,  gözleri kızıla boyanmış
eşkıyaları, yeşile ve beyaza hasret mazlum insanları, sizlerle hep ayrı ayrı
işlerimiz var. Bekleyin size söylenecek sözümüz var.

            Senin
de bu dünyaya ve dünyalık insanlara bir mesajın vardır diye düşünüyorum. Bir
gün hepimizin bütün mazeretler bitecek. O gün gelmeden sende mazeretlerini
tüket ki belki geçerli bir mazeret bulamayabiliriz.

            Deme
ki “Bana fırsat verilmedi”, deme ki “vaktim olmadı, hiç fırsat bulamadım” gibi
mazeretlerin arkasına sığınmamalısın. İşte bu günler fırsat günleridir. Bu
günler rahmet iklimidir. Bu mevsim bol kazançların, rızıkların dağıtıldığı
bereket ayıdır. Önemli olan dağıtım yapıldığı yerde nasibine düşen payı
alabilmektir.

            Hz.
İnsan, kulluğun bilincinde olan kişidir. Nerede, neyi bulabileceğini bilen
kişidir. Boşu olmayan bir hayatın sahibi olan kişidir. İyilik ve güzellikse
herkes için olsun diyen kişidir. İyiliğe iyilikle mukabele eden kişidir.
Tutması gereken şeyi zamanında tutan kişidir. Sadece orucu tutan değil, emre
ittiba ettiği için hakkın, adaletin, doğrunun, güzelin felahın salahın yolunu
tutmaktır.

            İmsakla
tuttuğu şeyin sadece karnı, midesi olmadığını bilen kişidir. O bilir ki “tut”
diyen Rabbidir. “Tuttum Rabbim” diyen ise kendisidir. Bunun bir kulluk
sözleşmesi olduğunu bilir. Kaliteli insan, aynı anda kaliteli müslümandır.

            Tuttuğumuz
oruç bir okul gibidir. Bizi, kalan onbir ay için hazırlar. Bizi kalan onbir aya
yetiştirir. Anlarız ki oruç aç kalmaktan, susuz kalmaktan ibaret değildir. O
sadece bir vasıtadır. Oruç azmış nefse haddini bildirmekten ibarettir. Hayatı
sahipsiz ömrü de hesapsız görmemektir.

            “
Biz, peygamberleri ancak müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak göndeririz.
Kim iman eder ve kendini düzeltirse onlara korku yoktur. Onlar üzüntü de
çekmeyecekler.” (Enam süresi 48
)

YOLUNA SEVGİYİ YAZMIŞ İNSAN

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Giriş Yap

Giriş Yap

Açıksöz Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!