Hey Sandık!.. Sen Nelere Kadirmişsin?

Sandığın
gücü ya da demokrasinin kudreti bu olsa gerek. 1 Kasım seçimlerinden önce “Yeni
Türkiye” vizyonunu savunanların can düşmanı yazar çizer takımının önde
gelenleri, onları besleyen medya kurumları 2 Kasım’da tornistan etmek için
“saray soytarısı” numaralarına sarıldılar. U dönüşü için herkes farklı farklı
bahanelere sığınıp “günah çıkarma” seanslarına başladılar. Hürriyet’in eski
Genel Yayın Yönetmeni ve halen de yazarı olan Ertuğrul Özkök’ünden Cüneyt
Ülsever’e, Doğan Medyanın patronu Aydın Doğan’dan Hürriyet yazarı Ahmet Hakan
Coşkun’a; Zaman ve Hürriyet’in kurumsal kimliklerine  hepsine bir haller oldu.. kıvırtan kıvırtana.

Kıvırtmada
ilk başı daha düne kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ‘Katil’ diyen,
her yazısında AK Parti’ye küfürler yağdıran Hürriyet yazarı Ertuğrul
Özkök, “… kıvırtmıyorum. AKP, 7 Haziran’dan sonra ‘fabrika
ayarlarına dönme’ kararı almıştı. Benim yaptığım da bu”
diyerek
ilk sinyali verdi.. Cüneyt Ülsever, yazarlığı bıraktığını açıkladı. Aydın Doğan,
Hürriyet imzası ile yayınladığı mektupta hükümetin yanında olduğunu açıkladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ak Parti ile kanlı-bıçaklı olan Zaman gazetesi 3
Kasım’daki manşetiyle U dönüşüne başladığının sinyalini verdi. Hürriyet yazarı
Ahmet Hakan Coşkun, Esra Elönü’ye verdiği röportajda düne kadar göklere
çıkardığı Kılıçdaroğlu, Bahçeli ve Demirtaş’ı lider olarak görmediğini, tek
lider olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı gördüğünü ifade ederek bundan sonraki
pozisyonun ipuçlarını ortaya koydu.

Bunlar,
peşpeşe yaşadığımız dört seçimin atmosferi içinde gerilen sinirlerimizin
yatışması için gülüp geçeceğimiz ikiyüzlük numaraları, “saray soytarılığı.”

Asıl
bomba, Aziz Nesin’in oğlu, Nesin Vakfı yöneticisi Prof. Dr. Ali Nesin’den gelen
2 Kasım 2015 tarihli açıklama olsa gerek. Nesin, Facebook hesabından yaptığı CHP’lilere
saç baş yolduracak açıklamalarında
“CHP’nin atması gereken ilk adım saçı sarıya boyanmış olanları partiden
ihraç etmektir. Gerisi kendiliğinden gelir”
  dedikten sonra  “CHP ve Kemalizm Türkiye için bitmiş bir
projedir” tespitinde bulundu. Sadecebunlarla yetinmeyen Nesin, “Recep Tayyip
Erdoğan üst düzey, dâhi seviyesinde bir stratejist. Bunu kabul edelim ve kimle
aşık attığımızı iyi bilelim”
dedi. Bunlarla da yetinmeyen Nesin, “Sarıgül
ve İhsanoğlu adayları CHP’nin küçük hesap peşinde olduğunun yadsınamaz kanıtı
oldu. Üzülerek söylüyorum: İkiyüzlülük CHP’nin paçalarından akıyor. Geçmişle
tüm bağlarını koparıp bir tür neo-kemalizm tanımlaması yapması gerekiyor. Ancak
o zaman %26’nın üstüne çıkabilir; belki, çok geç olmadıysa… Bu haliyle bir
moruklar partisi olmaya mahkûm”

“İktidar
partisi oylarını %25 artırmış, ama senin partin, ana muhalefet partisi yerinde
saymış, hatta 2011’e göre gerilemiş. Bir yerde bir yanlış var demektir.
Eleştirileri dikkate al. Eleştiriler haksızsa bir şey kaybetmezsin, ama
haklıysa kazanan sen olursun. Benim (önceki paylaşımlarda dile getirmeye
çalıştığım) eleştirilerim de şunlar: Sahtesin ve çok hesapçısın, dolayısıyla
inandırıcı değilsin. Rakibinin senden yegâne üstünlüğü gerçek ve içten olması.”

Katılır
mısınız bilmiyorum ama, seçim sonu patlayan en büyük siyasi bomba bu. CHP ile
aynı laik/seküler damardan gelen, Türkiyedeki birçok sol ve sosyal demokratın
düşüncelerine önem verdiği Nesin
Vakfı yöneticisi Prof. Dr. Ali Nesin’den böyle sert, sert olduğu kadar da CHP
cephesinde sarsıcı etkileri olacak açıklama
nasıl bir yankı bulacak, bunu önümüzdeki günlerde göreceğiz. 

Hey Sandık!.. Sen Nelere Kadirmişsin?

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Giriş Yap

Giriş Yap

Açıksöz Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!