Paris’te ‘Soğuk Savaş’ izleri

Sadece
Türkiye’nin değil; dünya gündeminin G20 Zirve’sinin de üstüne çıkarak ilk
gündem maddesi olan Paris’teki terörist saldırıya dünkü “Paris’i vuran
bumerang..”
başlıklı yazımda farklı bir pencereden bakarak
değerlendirmemi siz okurlarımla paylaşmıştım. Eminim terör tartışmaları G20
Zirvesi’ne de damgasını vuracaktır.

Saldırının
faili DAEŞ, Başkentini Suriye’nin Rakka kenti olarak deklare etmiş çokuluslu
bir örgüt. Avrupa, yarattığı bu canavarın işlediği cinayetlerle ilk defa bir “yüzleşme”nin
şaşkınlığı yaşıyor.

Bu
iğrenç gerçekleşmeden çok çok önce, başta Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan ve
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun özellikle 2011’den bu yana hançerelerini
parçalarcasına teröre karşı uluslararası bir duruş sergilenmesi ve gerekli
tedbirlerin alınması çağrıları hep havada kaldı. Burada hem “devlet
terörü”
uygulayan, hem “örgütsel terör” uygulayan
suçluların, insanlığa karşı suç işledikleri gerçeği dünya egemenlerince hep
görmemezlikten gelindi. Her terör türünün sürmesinin arkasında hesabı olan
devletler, Türkiye’den yükselen çığlığı duymadılar.

Burada
sorulması gereken ilk soru, Başkenti Rakka olan DAEŞ’in esas sahipleri kim?
Kısa cevap şudur: Mısırda Mursi’nin(İhavan’ın) önünü kesenler, DAEŞ’in sahibi
onlardır. Kimler mi, ABD bugün Suriye’de, İngiltere Suriye’de, Fransa
Suriye’de, Rusya Suriye’de, Çin bile Suriye’de. Hepsi sözde DAEŞ’le mücadele
ediyor. Ama DAEŞ, Paris saldırısının gölgesinde kalan Lübnan’da
gerçekleştirdiği büyük bir saldırıdan hemen sonra bunu gerçekleştiriyor.

Asıl
havzaya dönelim; Suriye kelimenin tam anlamı ile bir “av sahası”.
Sürek avından dönüştürülmüş küçük küçük savaş adacıklarında “vekalet
savaşları”
yürütülüyor. Saldırının gerçekleştiği saatleri takip eden
gün Viyana’da ABD ve Rusya’nın baş rolü paylaştıkları bir Suriye tiyatrosu
oynanıyor. Bu noktada Şeytanın avukatlığı şu soruyu akla getiriyor; acaba “Esad’ın
gitmesini istemeyenler Paris saldırısını düzenlemiş olamazlar mı?”
. Neden?
Çünkü ‘Soğuk Savaş’ geri döndü; Rusya, Çin ve İran bir cephede; ABD,
İngiltere ve Fransa’nın başını çektiği Batılılar karşı cephede.

Bu
arada altını çizeceğim bir dip not; 
Rusya’nın, Batının NATO argümanıyla jandarmalığı misyonu yüklenen
Türkiye’yi Kırım, Kafkasya, İran, Suriye üzerinden kuşatmış olduğunu ve bu kuşatmayı
kalıcı olarak tahkim etme peşinde olduğunu aklımızdan çıkarmayalım. Kuşatmadaki
tek gedik, korkarım Azerbaycan. “Suriye çözüldüğünde sıra Azerbaycan’da
olabilir mi?”
sorusu şimdiden cevabını aramamız gereken zor bir soru..

Düşündüğümüzde,
İsrail’e, Rusya’ya ve İran’a hiç bulaşmayan bir sözde Selefi örgüt DAEŞ’in
kodları çözülüp masaya konmadan bu “vekalet savaşı”nı anlamakta
zorlanıyoruz. Sizce de garip değil mi, bizi niçin DAEŞ’le özdeşleştirmeye
çalışıyorlar? Kilit sorulardan en baştaki de bu. Süreci kronolojik olarak takip
ettiğimizde hep bizi DAEŞ sopası ile döverek yola getirmeye çalışıyorlar.
Paralelinde de Suriye’de, Filistin’de, Arakan’da, Yemen’de, Mısır’da, Libya’da,
Doğu Türkistan’da, Kırım’da, İran’da uygulanan “Devlet terörü”
hep perdeleniyor, Türkiye’nin “dünyanın vicdanı” olarak bunları
gündeme taşımanın önü kesiliyor.

“Soğuk
Savaş”,
ilk kez Batı cephesinde “bayrak gösterdi”. Bundan
sonra çoğunluğu Paris-Berlin-Londra varoşlarında oluşmuş gettolarda yaşamaya
zorlanan milyonlarca Müslümanın DAEŞ’le irtibatlandırılıp belli bir ağ
üzerinden provoke edilmeleri ile bir hesaplaşma başlayacaktır diye düşünüyorum.
Son derece profesyonel organizasyonlarla Batının dilini, yaşam biçimini bilen
elemanların örgütler eliyle devşirilmesi savaşın tansiyonunu yükseltirken
ülkemizin de bu beladan nasibini almaması için her türlü iç ve dış kumpaslara
karşı daha temkinli olma zorunluluğu vardır.

Eminim
Türkiye, Paris saldırısının izini iyi takip ederse, ülkemizdeki terörü azdıran,
kalkışmaları servis edip iç kuşatmaları kurgulayan konsorsiyumun bileşenleri
olan ülkeleri daha net görüp teşhis edebilir.

Paris’te ‘Soğuk Savaş’ izleri

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Açıksöz Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!