İki Devlet, Tek Millet; Safsata..-2-

Dün bu köşede Türk bayrağının Azetbaycan’da yeniden yasaklandığını, yasağın gerekçesinin bilinmediğini, Azeri “Azadlık” gazetesindeki Türk bayrağı asılmasının yasaklandığına ilişkin haberin Azeri yetkililerce yalanlandığına ilişkin bir bilgi bulunmadığını, aynı gazetenin haberine göre, Azeri yetkililerin, bu karara herhangi bir gerekçe belirtmediği ve yasak kararının yönetimin üst kademesinden çıktığının konuşulduğunu kaydettiğini nakletmiştim. Azerbaycan’nın, daha öncede Türkiye-Ermenistan ilişkilerini normalleştirme sürecine tepki gösterdiğini, gayri resmi olarak Türk bayrağını yasakladığını, Ankara ile Bakü arasındaki gerginliği yapay olarak tırmandıranların başında, o dönem bazı Türk televizyon ekranlarının vazgeçilmez fenomenine dönüştürülen Azeri Milletvekili Genire Paşeyeva ve ekibinin bu kez yapacağı dahiyane(!) açıklamalarından mahrum kaldığımızı ifade ederek, sessizliklerinin sebebini merak ettiğimi de not düşmüştüm.

 

Aradan iki gün geçmesine rağmen 2009 İlkbaharında  MHP İzmir Milletvekili Şenol Bal’ın daveti üzerine Türkiye’ye gelen Azerbaycanlı kadın parlamenterler ve Azeri Türk Kadınlar Birliği Başkanı Tenzile Rüstemhanlı, , TBMM Başkanı Köksal Toptan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi ziyaret edip Türkiye Cumhuriyeti hükümetini halkın nazarında itibarsızlaştırmak için, adeta hesap sorarcasına, “Ermenistan, Karabağ’daki işgali sona erdirsin, Türkiye’nin toprak bütünlüğünü tanısın, sözde soykırım iddialarından el çeksin. Ermenistan bunları yapmayacaksa kapılar niye açılacak, bunu anlamıyoruz” diye açıklama üstüne açıklama yapıyor, bazı televizyon kanallarındaki programcıların çanak tutması ile Türkiye’nin tavrına ateş püskürüyorlardı. Burada bir parantez içi notu da hatırlatayım; Paşayeva ve arkadaşlarını o günün CHP lideri Deniz Baykal’ın hiç ciddiye almadığını, görüşme sonrası yaptığı açıklamada, Azerbaycan Parlamento Heyeti’nden Eurovizyon Şarkı Yarışması’nda Türkiye’yi temsil edecek Hadise için destek istediğini, “Son dönemde yaşananlar, Hadise’ye vereceğiniz olası desteği etkilemesin. Sakın Türkiye’ye oy vermemezlik yapmayın. Umarım kırgınlıklarınızı içinizde bastırır ve Hadise’ye tam not verirsiniz” diyerek kendisinden beklenmeyen bir duruşla, misafirlerinin cazgırlığına değer vermediğini diplomatik bir dille ifade edip onların argümanlarına hangi boyutta önem verdiğini tarihe not düşme adına burada bir kez daha hakkını teslim ederek anmam lazım.

 

2009 Nisan’ında Türkiye’ye çıkarma yapan Azerbaycan kadın parlamenterler heyetinde Genire Paşayeva’nın yanında, Gültekin Hacıbeyli, Güler Ahmedova, Aynur Guliyeva, Lale Abbasova, Melahat İbrahimkızı ile Ekonomi Bakan Yardımcısı ve Azeri Türk Kadınlar Birliği Başkanı Tenzile Rüstemhanlı, Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı uzmanı Rena Mirzazade bulunuyorlardı.

 

O günlere ait son bir not;

Hürriyet Gazetesi’nin haberine göre (http://www.hurriyet.com.tr/gundem/11443627.asp?gid=233), Azerbaycanlı kadın parlamenterler ve Azeri Türk Kadınlar Birliği Başkanı Tenzile Rüstemhanlı, Anıtkabir’i de ziyaret etti. Anıtkabir Özel Defteri’ni imzalayan MHP İzmir Milletvekili Şenol Bal’ın yazısının altına Azerbaycan heyeti de imza attı. Bal, deftere, “Atam, seni en az bizler kadar seven ve senin ilkelerini ilke edinmiş, Türk birliği ülküne inanmış Azerbaycan Milli Meclisi’nden kadın parlamenterlerle aziz ruhun önünde saygıyla eğiliyoruz. Ne mutlu Türk’üm diyene” yazdı.

 

Tarihin cilvesine bakın, bu imza sahiplerinin ülkesinde Türk Bayrağı yasaklanırken ne o şımarık  ve şirret heyet mensuplarından ne de onlara Türkiye’de çanak tutup kol kanat gerenlerden ses seda çıkmıyor. Aynı yılın sonbaharında Azerbaycan Milletvekili Genire Paşayeva’yı yeniden ağırladı(!) yurdum insanı. Bu kez yanında Azerbeycan Sivil Toplum Kuruluşları ve Devlet Desteği Şura Başkanı Prof. Dr. Rena Mirzezade vardı.  Türkiye-Ermenistan arasında oynanan 2010 Dünya Kupası grup eleme maçı öncesi yaşanan bayrak krizinden prim/siyasi rant elde etmek isteyen Türkiye Kamu-Sen Bursa Temsilcisi Selçuk Türkoğlu’nun konuğu idiler. Kamu-Sen’in Azerbaycan bayrağının stada alınması için kamuoyu oluşturduğunu belirten Paşayeva, gösterilen duyarlılığın kendilerini mutlu ettiğini kaydettikten sonra, “Sendikanın Karabağ işgalini anlatan afiş ve broşürlerinin ne kadar faydalı olduğunu gördük. Bu tür mücadeleler ülkemizde büyük bir ilgiyle izlenmektedir. Türkiye-Ermenistan maçındaki duruşundan dolayı da mutlu olduk” açıklamasını yapmıştı.

 

Merakım buya; iki gündür takip edebildiğim kadarıyla adı geçen Azerilerden ve onları Türkiye’de baş tacı edenlerden Türk Bayrağının Azerbaycanda yasaklanması ile ilgili tek satırlık bir açıklamaya rastlamadım.

 

Azerbaycan ve Azeri yönetimi hakkında daha söylenmesi gereken o kadar çok şey var ki, “Akılsız dostum olacağına, Akıllı düşmanım olsun!” yada “Besle kargayı oysun gözünü!” demekle yetinmeli, doğrusu karar vermek çok güç…

İki Devlet, Tek Millet; Safsata..-2-

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Açıksöz Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!