*İnsanın kendine ait bir alanı olması gerektiğinin altını çizen psikolojik danışmanlar, eşlerin birbirlerini merkez yapmalarının zamanla saplantıya dönüştüğüne dikkat çekerek ekliyor: “Eşler bağımlı olmaya başladıklarında gölge gibi takip ederler birbirlerini. En küçük kararları alırken dahi eşine sormadan yapamazlar. Bu nedenle bağımlı kişi eşini kendi gölgesine almak, burada tutmak ister. Çiftin baş başa geçirdiği zaman artar, ancak arkadaşlar ve aileler ile iletişim azalır, iletişim çemberi daralır. Bu durum, bireylerin birbirine olan mecburiyetlerini arttırabilir. Kişi beynini ‘O benim her şeyim, ben onsuz yapamam, onsuz olmayı hayal edemiyorum’ gibi gerçekçi olmayan düşüncelerle doldururken; bir taraftan da yaşadığı ilişkinin bitmemesi için mükemmel eş olmak, her türlü beklentiyi karşılamak, her anını doldurarak başkasına muhtaç olmamasını sağlamak gibi eylemleri gerçekleştirmeye girişir.  Hatta onu hemcinslerinden uzak tutmaya da çalışabilir. Ayrılık düşüncesine dahi tahammül edemez.”

*Bu durumun neticesi olarak da hem her anı beraber geçirme arzusunda olan hem de birbirinden bunalıp kendine çıkış kapısı arayan mutsuz, huzursuz ve en önemlisi kendine ait “kimlik” özleminde olan eşler meydana gelir. Üstelik merkeze alma düşüncesi çiftlerden her ikisi için de geçerli değilse çok daha vahim bir tablo oluşur. Bir tarafta kendine ait alanın olması için çırpınan kadın yahut erkek, öte yanda “Sen benim merkezimsin” diyen bir eş olursa ilişkiler kopma noktasına dahi gelebilir.

*Düşünelim bir kere, bazı şeyleri yalnız yapmak isterken eşimizden sürekli “Ben her şeyimi seninle yapıyorum, sen neden beni dışlıyorsun? Artık beni sevmiyor musun, benden sıkıldın mı?” tarzı cümleler duyuyoruz. Yapmaya çalıştığımız tek şey biraz kendimize zaman ayırmak halbuki. Birlikte geçirilen zamanların kıymetini daha iyi bilmek için ara sıra ayrı işlerle meşgul olmak… Fakat karşı taraf bu tavrımızı vurdumduymazlık, sorumsuzluk, sevgisizlik olarak algılıyor. Çünkü onun “merkez üssü” tam olarak biziz; biz onun için “her şeyiz.” Biz olmadan nefes aldığını dahi düşünemiyor. Her işi bizimle yapmak istiyor. Ve bu tavrının doğruluğundan öyle emin ki aynını bizden de bekliyor. Hatta öyle abartıyor ki bu durumu, o çok sevdiği, onsuz yapamayacağını iddia ettiği eşini, benliğinin içinde boğuveriyor. Böyle bir durumda kalan eşin kaçmaya çalışması da çok normal oluyor. Tek kaygısı birazcık “nefes almak” olan eşe verilen tepkiler ise ne yazık ki kırgınlıkları beraberinde getiriyor.

İLGİMİZLE BOĞMAYALIM -2-

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Açıksöz Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

deneme bonusu veren siteler -
deneme bonusu veren siteler
- Goley90 - tiktok takipçi satın al - instagram likes - istanbul escort - mecidiyeköy escort - bakırköy escort - postegro - istanbul escort - Baywin - sahabet giriş - Aviator oynadeneme bonusu veren siteler -
deneme bonusu veren siteler
- Goley90 - tiktok takipçi satın al - instagram likes - istanbul escort - mecidiyeköy escort - bakırköy escort - postegro - istanbul escort - Baywin - sahabet giriş - Aviator oyna