İmam Hatip Lisesi Mezunları “Kişi, sevdiği ile beraberdir”

Başlıktaki ifade, sıradan bir klişe söz dizimi ya da bir bilgenin filozofça düşünce birikiminin yansıması değil; Allah’ın son elçisi Hz.Muhammed(s.a)’in bir hadisi. Hadisin hem dünyevi hayatı hem uhrevi hayatı kapsama alanına aldığından şüphemiz olmadan; Tosya İmam Hatip Lisesi’nin başlattığı bir ilkin çıkış noktasında bu hadisi hatırlamak gerektiğine inanıyorum. Bu inançla, olağanüstü bir engel çıkmadığı bugün(3 Temmuz 2010 Cumartesi), bu yıl ilkini gerçekleştirmek istedikleri –dilerim bundan sonraki yıllarda da hep tekrarlanır- “Mezunlar Günü”nde Tosya İmam Hatip Lisesi mezunu olmasam da bir İmam Hatip Lisesi mezunu olarak(Çorum) onlarla olmanın şeref ve mutluğunu doya doya yaşamak için Hıdırlık eteklerinde olmaya gayret edeceğim.

Elimde siyah-beyaz bir fotoğraf karesi; Çorum İmam Hatip Okulunun bir sınıfını paylaştığım arkadaşlarımla bir kitap sayfasının yapraklarına dizilmişiz ve sayfa başındaki kılavuz çizgiye özenle “Kişi, sevdiği ile beraberdir” müjdesi yerleştirilmiş.. aradan 40 yıl geçmiş, hayat hepimizi bir yerlere savurmuş olsa da gönül bağımızı, sevgi yumağımızı yok edememiş ve ebediyen de yoketmemesi dileklerimiz umarım karşılık bulur, umutları yaşatacak Kudret sahibin nazarında. Bu hatıra ve dileğimi dillendirme nedenim, bugün yaşanacak çok özel bir organizasyonun çağrıştırdığı duygu ve düşünce armonisi.

Bugün, Tosya İmam Hatip Lisesi, kuruluşunun 35’inci, ilk mezunlarını verişinin 28’inci yılında, tüm mezunlarını buluşturma gibi çok özel bir organizasyona imza atarken, -Allah yar ve yardımcılar oksun- üstlendikleri misyonun bir eksik ayağını daha tamlamış olacaklar.

İman Amel Ahlak üçgenine oturtulmuş İhlas ile Fitnenin arasına örülmüş bir duvar gibisiniz. Her biriniz/birimiz yek diğerini desteklemezse, bu duvar yıkıldığında hepiniz/hepimiz onun enkazında varlığımızı yitirecek birer bedbaht oluruz.

Bu köşe, va’zu-nasihat köşesi değil elbette. Ancak, İmam Hatiplilikle ilgili her sıkıntının irdelendiği, toplumun bilgisine sunulduğu sayısız makalenin yansıdığı bir ayna olmanın verdiği müktesebattan hareketle, aidiyetimin beratı olarak, yazının başlığını hatırlatmamı lutfen mazur görün;

Enes bMâlik (ra)’den gelen rivâyete göre, bir adam Rasûlullah(s.a)’e gelip “Ey Allah’ın Rasûlü kıyamet ne zaman kopacak?” diye sorduRasûlullah(s.a), namaza kalktı ve namazını bitirince; “Kıyametin kopmasını soran nerede?” deyince, adam; “Benim Ey Allah’ın Rasûlü” dediBunun üzerine Rasûlullah(s.a): “Kıyamet için ne hazırladın?” diye sorunca, adam; “Kıyamet için fazla namaz ve oruç hazırlayamadım fakat ben Allah’ı ve Rasûlünü seviyorum” dediBunun üzerine Rasûlullah(s.a) şöyle buyurdu: “Kişi sevdiğiyle beraberdir, sen de sevdiğinle beraber olacaksın buyurduMüslümanların Müslüman olmaları dışında bu söze sevindikleri kadar başka bir şeye sevindiklerini görmedim” (Ebû Dâvûd, Edeb: 113; Müslim, Birr: 50)

Bu sevgi müjdesine erişimin, ümmet seviyesinde tezahürleri olan buluşmalardan; Peygamber(sa)’i sevmenin belirtilerini üzerimizde taşımanın yollarını bulmak biz kulların birinci ve tekil ödevi olmalıdır. Rabbimizin, “Kim Allah’a ve Peygamber’e itaat ederse işte onlar, Allah’ın kendilerine nimet verdiği nebiler, sıddıklar, şehitler ve iyilerle birliktedir. Bunlar ne güzel arkadaştır!”(Nisa, 69) müjdesini  okumak, anlamak ve uygulamak insanı kemale ulaştırır. Aklını ve muhakemesini geliştirir, Resulullah’ı daya iyi tanır ve tanıdıkça da sever. Kendini Vahyin kontrolünde ve korumasında hisseder. Allah bizi birbirimize sevdirsin, Resulü’nü bizden razı etsin. Amin…