Nisan Günleri Gibiyiz

Irmak ve dereler üzerindeki ağaç köprüler gibi hayat. Uzun uzadıya emrinize serilmiş gibi görünse de orta yerine geldiğinizde sallanmaya başlar. Yaylandıkça dengesizleşir, düşme korkusu yaşarsınız. Tecrübeniz yetersizse köprüden aşağı düşmeniz içten bile değildir. Nisan günlerinin dere suları da bir o kadar soğuktur doğrusu. Akşama kalırsanız donma tehlikeniz kaçınılmazdır ıslak elbisenizle. Hele bir de düştüğünüzde yaralanmışsanız ölümcül tehlike kapıdadır. Hep hazırlıklı olmak lazım mevsimin sürprizleri gibi hayatın sürprizlerine de. Ne kış ne de bahardır yaşanmakta olan. Şaşkına döndürür insanı.

Sonlarında mısınız bir devrin yoksa başında mısınız? Her devirde kanaati elden bırakmamalıyız. Çünkü hırsları aç gözlü yapar insanı. Kanaati yok eder. Hiçbir şey eskisi kadar yeterli gelmez. Basiretsizliği ise bilinçsizlikle eşleşir. Hatadan hataya koşar insanoğlu ekseni kaymaya başladığında. Yeter ki bakış açısı farklılaşmaya başlamasın.

Düşünceleri gereksiz, duyguları fakir olanlar bir pula değişirler değerlerini. Bahar güneşinin parlaklığındaki geçici ışıltılarla avunurlar. Eksen ve düşünce değişimiyle birlikte her şey de farklılaşacaktır muhakkak. Beklediğimiz bir mevsim olmayacaktır bu kesin. Değişirken her şey; iklim, dünya, hayatlar, insanlar ve duygular, siz yerinde mi sayacaksınız? Göreceğiz ki, bir kez daha değişecek her şey. Nasıl mart kışı bitirir, nisan gibi dengesiz olanlar da geleceği bitirirler. Geçmişi yarına taşımak isteyenlerin martta don yememesi, nisanda fırtınaya yenilmemesi gerekir. Her hoyrat davranış, her sevgisiz insan, her nahiflikten uzak söz, bir sürprize gebedir. Bulunduğu yeri, konumu, imkânı içine sindirememiş her insan ise muhakkak bir azizlik yapacaktır bu günlerde.  Hayatın kanunu böyledir zira…

Zamanla anlamını yitirir her şey. Biriktirdiğin hatıralar, yaşanmışlıklar, gittiğin yerler, gezip gördüğün zamanlar. Aynı havayı paylaştığın insanlar da değişirler sırası geldiğinde. Bir mevsimden ayrılık gibidir insandan ayrılıklarımızda. Biraz hüzün, bir miktar kırgınlık, biraz da anlam yitikliğidir, gökten kayan yıldız misali. Ancak bunlardan da olumluya doğru bir sonuç çıkartabiliriz. Kendi içimize uyanırız hayatın anlamsızlıklarından. İnsanların tuhaflıklarından. Döneriz vahdete. Birliği yakalarız. Çokluktan sıkılıp gayeye yöneliriz. Silkeleniriz ruhsal bir yolculuğa çıkarken.

İnsan ömründe günler, aylar ve yıllar, belli aralıklarla tekrarlanırken bazen de ilk ve tekleri yaşar insan. Bir daha ömrü yetmez o zamanı yaşamaya. Hayata bir kez geliriz mesela. Aldığımız nefes, geçen gün, yaşanan sağlık, her türden duygu özeldir tekrarı yaşanmayacak olan.

Evet, işte nisan günleri de bize veda edip gidiyor. Sırtımız kışa dönük, yüzümüz bahara. Öyle ki arada sıkışmış, derede yorgun kulaç atma hallerindeyiz. Boğulmadık ve pres olmadık. Umut da var, kaybetme ihtimali de. Araf gibi desek öyle de değil. Ne ayrıyız ne vuslattayız. Beklentiler ayakta, mazi yaralı. Yar bildiklerimiz yaralamayacaksa eğer yâre yolculuk ile baharlar bizi araftan çıkartıp kavuşturacaktır düzlüğe.

Gün nerededir peki? Nisanda gün, akşam değildir zannımca. Mayısla birlikte ise şafak sökmek üzeredir. Bekleyip görelim…

Nisan Günleri Gibiyiz

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Açıksöz Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

deneme bonusu veren siteler -
deneme bonusu veren siteler
- Goley90 - takipcimx - instagram likes - postegro - sahabet giriş - Aviator oyna - instagram followers buy - mersin escort - casino siteleri - sms onay - likit - wipbet - lotobet giriş adresi - pusulabet - Free twitch viewers - betebet girişdeneme bonusu veren siteler -
deneme bonusu veren siteler
- Goley90 - takipcimx - instagram likes - postegro - sahabet giriş - Aviator oyna - instagram followers buy - mersin escort - casino siteleri - sms onay - likit - wipbet - lotobet giriş adresi - pusulabet - Free twitch viewers - betebet giriş