RAMAZAN -2-

DÜNDEN DEVAM..
 

Ramazan Unuttuklarımızı Hatırlatmak İçin Gelir. Bize “İnsan“ adı takılmış. Hani “Unutmak“ kelimesi ile eş anlamlı olduğu söylenen bir kelime, bir isim bu. Yani biz unuturuz, iyi ki de unuturuz. Unutmayan sadece kadir-i mutlak olandır. Unutmak bir yönüyle aslında Allah’ın bize bir ikramı, yani bir nimettir. En yakınlarımızı “Gayb“ ettiğimizde (Bizim ölenlerimiz kayıp değil gaib olmuştur) ne kadar da derinden sarsılırız. Ve bu ne kadar da tabiidir. Ancak bunun hiç unutulmadığını düşünürsek hayat nasıl olurdu acaba? Unutmayı ihsan eden Allah’a hamdolsun.

 

Ancak unutulmaması gerekenleri unutmak da bir o kadar felakettir, fitnedir, beladır. İşte bazen bunlardan unuttuklarımız da olur. Her tür güzel hasleti unutmak bir yana bazen “Kendimizi“ bile unuturuz; en büyük imtihan da buradadır. İnsan kendini unutursa neyi hatırlar? Bir meşhur hadiste “Nefsini Bilen Rabbini Bilir“ denmiyor mu? Demek ki temiz fıtratını unutan mazallah Rabbini de unutabilir. Bunun daha ötesi var mı?

 

İşte Ramazan bize her şeyden önce kendimizi hatırlatır. Bize “İnsan“ olduğumuzu hatırlatır. Gök sofralarını açar ve üzerimize “Rahmet“ yağdırır. Sofraya buyur eder, sofraya teşrif edenleri ise bahtiyar eder. Biz Ademoğluyuz, unutmayalım; Adem hatasız değildi. Ancak hatasında direnmeyerek “Erdemli“ bir davranış sergileyip hatasından döndü, tövbe etti ve yaratıcısına teslim oldu. Tam bir teslimiyetle… Bu teslimiyet Ademi “Adam” etti ve yüce Allah (cc) onu yeryüzü ile ödüllendirdi. İblis ise inat etti, böbürlendi ilkel bir ırkçılık ile “Beni ateşten, onu çamurdan yarattın“ ben ona „Secde“ etmem diyerek “Şeytan“ oldu. O halde inat adamı “Şeytan“, nedamet yani pişmanlık ise adamı “Adam“ eder.

 

Ramazan Dağınıklığımızı Toplamak İçin Gelir. Modern hayatın cafcaflı dünyasında kaçımız kendimizi dağılmaktan koruyabiliyoruz? Ne kadarımız bu parıltılı,  bir o kadar da “Hız ve Hazza“ dayanan cazibeye kapılmaktan uzak kalabiliyoruz? Kamyonu ekmek teknesi olan bir esnaf için “Şanzıman Dağıtmak“ tabiri en sevimsiz kelime olsa gerek. Ancak eni-konu biraz daralır ve nihayet  bir tamirhanede bakım yaptırabilir. Aklımız, fikrimiz, düşüncemiz, vicdanımız, duygularımız ve hatta bedenimiz dağılırsa ne olacak? Yani “Kendimiz“ dağılırsak ne olacak? Modern hayatın bu karmaşasından en azından bir miktar uzaklaşmak için en iyi fırsat kuşkusuz Ramazandır. Zira Ramazan bir “Toplama“ iklimidir. İster sevap, hasene, amel-i salih isterse daha başka güzellikler ne derseniz deyin mutlaka toplama zamanıdır. Bu bir bakıma sene boyunca yıpranmış bir motorun tam teşekküllü bir tamirhanede “Rektefe“ ye sokulması gibidir. DEVAMI YARIN…

 

 

 

RAMAZAN -2-

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Açıksöz Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!