Ramazan Tesiri

Bu sene de hızlıca gelip geçti ramazan ayı. Hiç kuşku yok ki deprem sebebiyle çok farklı, buruk bir oruç ayı geçirdik. Bereketiyle geldi mübarek günler. Vicdanları yumuşattı. Huzurumuzu artırdı. Diğer zamanlara kıyasla damaklarda bıraktığı leziz tat, ruhlarda bıraktığı esenlik bir başka oldu. Şimdi gözden kaybolup gitti elimizden. Kameri aylardan Şevval’deyiz. Takvim gününü uzatmak mümkün değildir. Ancak ramazanın tesirini bir dahaki ramazana kadar yaymak mümkündür. Peki nasıl olacak bu?

Ramazan ayının ibadetlerle geçen bir ay olması hiç şüphe yok ki, alışkanlıklarımızı değiştirmiştir. Sevap ve manevi atmosfer açısından aynı etkiyi uyandırmasa dahi sonraki günlerde de ibadetlerimizi sürdürebiliriz. Bu olumlu hava ve manevi etkiyi elimizde tutmaya çalışmamız gerekiyor. Sadece ramazanlık müslüman olmadığımızın da göstergesi sayılacak bu gayret, aynı zamanda vaktin bilinen kıymetidir de. Şeytanların rehin alındığı bu ay da daha kolay nefs mücadelesi yapabildik. Bu güçlenmeyle tüm zamanlarda manevi bir otokontrol sistemi elde edebiliriz. Her anımızı Allah’ın (cc) ne istediğine göre şekillendirmek Müslümanın ölçüsü ve şiarı olmalıdır. Allah beni görüyor, Allah benden razı mı, bu yaptığımdan hoşnut olur mu, yapmadıklarımdan beni sorguya çeker mi? Ölüm bana ne zaman gelecek? Dünya da ben de geçiciyiz. Öldüğümde heybemde ne götürüyorum? Mizan gününde yüzüm ak olacak mı? Kabir beni nasıl karşılayacak? Bunlar kendimize soracağımız sorulardan bazıları olmalı. Bu yüzden sorumluluk sahibi insanlar olarak böyle sorulara vermemiz gereken cevaba göre adımlarımızı atmalıyız.

Mesela Şevval orucu ile kaldığımız yerden yolumuza devam edebiliriz. Yılın belirli zamanlarında yine oruç tutabiliriz. Günlük maneviyat programı yapabiliriz. Her gün bir cüz Kuranı Kerim okumak, en az yüz salavat getirmek, Allah’ın zikri ile meşgul olmak, tefekkür etmek, gece ve kuşluk namazı kılmak, kaza namazı kılmak, dilimizi kötü şeylerden men etmek, kalbimizi korumak ya hayır söyleyip ya da susmak, fakire düşküne yardımcı olmak, akraba ziyareti yapmak, hal hatır edip gönül almak, evimize çoluk çocuğumuza vakit ayırmak, ilmimizi artırmak ve daha nicesi… Yeter ki siz yapmak isteyin. Henüz vakit var ve amel heybemize dolduracak çok da sermayemiz var. Yine vakit namazlarımızı cemaatle kılmanın kararlılığında olur, iyi insanlarla arkadaşlık eder, nefsin yap dediklerine muhalefet edip, rahmanın isteklerine boyun eğersek istikrarı yakalayabiliriz. Bütün bir hayatı an an Peygamber Efendimiz (sav) yaşantısına,O’nun sünnetlerine uygun tasarlar ve yaşayabilirsek bir ömrü ibadetle geçirmiş oluruz. İşte dolu dolu bir yaşayışın şifresi. O zaman bütün soruların cevabını da tam puanla geçmiş oluruz. Başka türlüsü inanın zaman kaybından başka bir şey değil değerli dostlar.

Hastalık, ölüm, deprem, her türden afet, düşünüp tefekkür edene dünyanın faniliğini ve iyiliğin bakiliğini anlatmıyor mu bizlere? Ne dersiniz?

Yapmamız gerekeni o anda ve vaktin içinde yapma irade ve disipliniyle tüm hayatınızın ramazan kazanımları ve bereketinde olmasını diliyorum.

Ramazan Tesiri

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Açıksöz Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!