Reklam ve Moda

Hiç kuşku yok ki bu iki ifade birbirinin destekçisidir. Etkilediği bir hedef kitlesi ve alıcısı da olan birey ve sosyal yapılar bulunmaktadır. Modayı pazarlayanların amaçları ile onu kabul edip uygulayanların beklentisi aynı değildir. Fakat arz edilen modanın reklamlarla ambalajlanarak beğenilmesinin ya da kabullenilmesinin birçok etkisi vardır. Ekonomik, psikolojik, sosyal ve kültürel…

Bireylerin statü arayışı, sosyalleşme, kimlik bulma, toplumda kabul görme, varlık ortaya koyma, beğenilme, açlık bastırma, teşhir, tüketim, gösteriş gibi çok boyutlu nedenlere bağlı olarak uymaya kendini zorunlu gördüğü alandır moda. Buna karşılık üretemediğini tüketen, borçlanan, kısır döngüye ve sarmala düşen insanın debelendikçe içine düştüğü bir alan olarak da olumsuz yönleriyle karşımıza çıkıyor.

Reklam sektörü, insanları etkileme ve arzularını manipüle etme konusunda modacıların iyi bir bineğidir. İhtiyaç olmayan şeyleri ihtiyaçmış gibi gösterip akılcı düşünmeyi iğdiş eder. Bireylerin rasyonel davranma süreçlerini etkileyerek tüketmeye teşvik eder. Bununla da kalmaz psikolojik ve çevresel baskılar oluşturarak etkisinde kalanları mecbur bırakır.

Bunu aşmanın yolu, geri planına dikkat etmek lazımdır. Öncelikle eğitimli ve özgüveni olan, kendinden emin insanlar bu sarmala düşmezler. Kişiliği oturmuş, dayatma kimliklerden kurtulmuş insanlar moda ve reklama karşı omurgalı duruş sergileyebilirler. Kendi yollarında yürürken çevresel korkulara kapılmazlar. Kaygıya düşüp “şu markadan giyinmezsem, şu etiketi almazsam, şu logoyu üzerimde taşımazsam, yetersiz, eski, zevksiz ya da sıradan görünür müyüm” korkusuna düşmezler. İhtiyaç duymadığı halde reklamların etkisi ile hayale kapılmazlar. Reklam ürünü satın alarak mutlu olduklarını zannetmedikleri gibi sürekli tüketerek huzurlu olabileceklerini de hayal etmezler. Başarı ya da sevgiye ulaşmak için reklamların illüzyonuna boyun eğmezler. Bindiği arabadan, giydiği kıyafete, kullandığı telefondan ev eşyasına, gittiği tatilden yemek yediği yerlere kadar hiçbir konuda eksiklik duygusuna da kapılmazlar…

Marka takıntılı olup, aldığı ürün ya da firmayla duygusal bağ kurarak aidiyet hissi oluşturmayan ve dışsal doyum peşinde koşmayan insanların şahsiyeti olgundur. Akılı insan, tüketimi ve gösterişi bir değer haline getirerek ömrünü borç içinde geçiren değildir.  Bir kot pantolonla, markalı bir araba ya da gözlükle özgür olduğunu hiç düşünmezler. Aksi halde aldığınız arabanın dışı başkalarını yakarken içi de sizi yakar. Giydiğiniz bir kürk ya da markalı ayakkabı sizi ısıtırken cüzdanınızı üşütür. Küçük bir etiket dışarıya havalı mesaj verirken size statü kaybı yaşatır.  Örnekleri çoğaltmak pek tabii ki mümkün. Ancak bu kadarı ile yetinelim.

Unutulmamalı ki, özel ve farklı olmanın yolu moda dan değil, kültürlü, ahlaklı ve şahsiyet sahibi olmaktan geçer.

Reklam ve Moda

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Açıksöz Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

deneme bonusu veren siteler -
deneme bonusu veren siteler
- Goley90 - takipcimx - instagram likes - postegro - sahabet giriş - Aviator oyna - instagram followers buy - mersin escort - Vazol Elektronik Sigara - sms onay - likit - funbahis - dede demo - misty casino - marsbahisdeneme bonusu veren siteler -
deneme bonusu veren siteler
- Goley90 - takipcimx - instagram likes - postegro - sahabet giriş - Aviator oyna - instagram followers buy - mersin escort - Vazol Elektronik Sigara - sms onay - likit - funbahis - dede demo - misty casino - marsbahis