1. Haberler
  2. Köşe Yazıları
  3. İflah Olmaz Bir Karamsarlık

İflah Olmaz Bir Karamsarlık

0
Paylaş

Duygularımızın kıyısında devamlı gezi yapıyoruz. Ruh halimizin atmosferi belirliyor duygunun odak noktasını da. Kendi içimize saklanıyoruz. Kimi zaman da görünür olmak için çıkış yolları arıyoruz. Karamsarlık ise kök salmış gibi gölge yapıyor bazen üstümüze. Kovmak isteyince gitmiyor, çağırmadan da geliyor. İçimize sinen bir melankoli gibi üzerimize yapışıyor. Dışa gizli kendimize ayan çıplak gerçekliğimize saplanmış bir bıçak izi gibi taşıyoruz. Silsek gitmez, yakalamak istesek yok olur, ancak varlığından da görünür olduğunu anlarız. Şuracıkta, tam anı yaşarken, zamanın kıyısında bir yerde. Hayalet mi, suret mi, varlık mı…

Karamsarlık bir çeşit karanlık. Eskinin tozlu raflarında yahut çekmecelerimizin derinlerinde saklı. İçimizde açılmış yaralar ince ince dokunur anlamın titrek ipinde sallanarak. Genellikle kendimizi ifade etme çabasının anlamsızlaştığı zamanlara denk gelir böylesi arafta günler. Bir yanda küçük bir umut, ötesinde hayalin cam parçacıkları gibi savrulduğu düş kırıklığı. Yapmak istediklerinizle olduğunuz yerin çelişkisi duygunun ağırlığına çarpıp geri döner. İki kutup arasına sıkışan zihniniz hiçlikle varlık arasında meddücezir yapar. Soruların ardı arkası kesilmez. İki ileri bir geri adımlar atarken umut bir kuş tüyü kadar hafif, gerçeklik bir mermer kadar serttir. Aranan cevaplar, kelimelerin tükenmişliğiyle suskunluğuna bürünürken duygular donmuş bir gölün üstündeki buz tabakası gibidir.

Kararan pencere camında kendi silüetini izleyen insan, bulutların kasvet yüklü ağırlığını görüyorsa içi sıkışır.  Sabahın ilk ışıklarında bile ruhunda bir akşamüstü hüznü taşıyorsa selam vermek bile nasıl bir yüktür. Karamsar bu haliyle kendisine nefes alacak bir aralık bırakmaz. Dünya ise insana hep tül ardından göründüğü için renkleri soluk, sesleri boğuk, dokunuşları uzak ve filtresizdir.  Melankoli mi diyorsunuz? O da zamanın tortulaşmış halidir. Geçmişe kızıp geleceğin ölümünü duyumsamaktır. Bu duygu durumunda iyimserliği zorlamak ise zorbalığa dönüşmüş nafile bir çabadan farksız değil midir?

Evet böylesi bir karamsarlıkta varlığın boşluğu, boşluğun tamlığı, zamanın küçülmesi ve mekânın anlam kayması sonucunda gelir geçer bir hüzne gark olursunuz. Çelişkiler yumağında özüne yabancılaşmaktan korkan insanoğlu ya kendine düşman olur ya da dost kalır. İmtihanına kader diyerek nefes alır.  Kendini keşfetme yolculuğunda bu hali olumluya evirebilenler ise olmak denilen eylemi parçalanarak yeniden şekillendirirler. Her parçasından bir benlik doğurabilenler iflah olmaz o karamsarlık içinde saklı umudu da anlayabilirler. İşte böylesine bir yeniden doğuş, gecenin en soğuk anında bile yakıcı ateş gibi karanlığı delip geçer. Ruhun sonsuz seyahati için açılan kapıdan hoş geldin yankıları duyulur.

Karamsarlığı bir seçim olarak benimsemek yerine algı biçimimizi düzelterek ısrarlı iyimserlik çabasında olmak ne güzel bir niyet. Ne büyük meziyet ve haklı teslimiyet…

İflah Olmaz Bir Karamsarlık
+ -

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Açıksöz Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.