Başörtüsüne CHP usulü çözüm..!

Dün “Başörtüsü ve Solun Namusu..” başlıklı yazımda, kitaplara konu olan solun güvenilirliği ışığında CHP’nin güdümlü Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Anayasa reformu öncesi halktan “Hayır” oyuna destek isterken önce popülist bir tavırla “başörtüsü sorununu ben çözeceğim” dedikten sonra, partisinin “çelik çekirdek” tabir edilen politbürosundan tepki alınca, kıvırtıp çarkettiğini yazmıştım. Bu ‘U’ dönüşünün partisi aleyhine sonuçlar doğurmaması için de konunun çözümünü, “CHP Bilim ve Kültür Platformu Başkanlığı”na getirdiği ODTÜ öğretim üyesi, sosyolog, Prof. Dr. Sencer Ayata’ya havale etmişti. Ayata’nın başörtüsü/türban meselesine getirdiği çözüme ilişkin ilk bilgiler ise, gerçekten akla ziyan bir fecaat, bir demet zırva.

 

Bugün Ayata’nın çözüme ilişkin önerisini yerimizin elverdiği ölçüde irdelemeye devam edelim. Prof. Ayata’nın, ODTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü müdürlüğü döneminde başörtülü öğrencileri okula almayarak bulduğu “kökten çözümü” şimdi Kılıçdaroğlu eliyle çözüm adı altında sulandırıp daha da içinden çıkılmaz bir hale getireceği ilk açıklamalarından belli oldu. Kanuni dayanaktan yoksun, Anayasa’da zemini olmayan, sadece Danıştay ve Anayasa Mahkemesi’nin yorumları ile uygulama alanındaki tartışmalı başörtüsü sorununa, çözümsüzlük üretmenin kaynağı bu Danıştay ve Anayasa Mahkemesi’nin kutsal(!) metinleri ile getirilen yasağın nasıl sürdürülebileceğinin ara formülleri arayışı göze ilk çarpan unsur.

“Öğrencinin saçını tamamen kapatması şart değil… Saçın bir bölümü görünebilir” cümlesinde ifadesini bulan çözümün, çözümsüzlüğe  referans olarak alınan “Anadolu’da işçi ve çiftçi kadınların saçları bazen gözükebiliyor” sosyolojik tespitini, bir hukuk tartışmasında tezinize dayanak alıyorsanız, bunun adı zırvadır, bunun adı hezeyandır.

 

Bir de “Saçı hiç göstermeden kapanma, örtme acaba İslam’ın bir koşulu mudur? Din adamlarının görüşleri alınabilir” ifşaatı var ki, bu da bir başka fecaat; hem dini açıdan hem de siyasi açıdan bir fecaat..

 

Açayım: Başörtüsünün dini referansı ve gerekliliğine Türkiye Cumhuriyeti Diyanet İşleri Başkanlığı (tarih konusunda yanılmıyorsam 28 yıl önce/1982) son noktayı koymuştu. Samimi iseniz, bunu referans alır çözüme ulaşırsınız. Siyaseten ise CHP, bu konuya ilişkin bir polemiğe Başbakanla girmiş; Başbakan’ın “ulamaya sorulsun” önerisi üzerine kıyametler koparmıştı, şimdi kendileri aynı noktaya gelmişler, sevinelim mi, üzülelim mi? Bunu laiklik adına izah edebilirlerse, toplumsal barışa bir katkısı bile olabilir diye düşünüyorum.

 

Prof. Ayata’nın, “Çözüm üretmek istenirse ara yollar bulunabilir. Geleneksel baş bağlama tarzlarımızda saçın tamamen kapatılması şart değil. Bu konuda uzlaşılabilir” önermesi, gerçek niyetin, ulaşılmak istenen sonucun ne olduğunun da ifşaatı gibi. Nitekim varmak istediği sonucu da yine onun açıklamalarından okuyoruz, diyor ki Ayata; “Türban tarzı baş bağlama son yıllarda kentlerde çoğaldı. Bu modaya uyanların çoğunluğu doğrudan siyasi kimlik vurgusu yapmıyor. CHP mitinglerinde bile bu tarz baş bağlayanlar çoğaldı. Bunu siyasal kimliğe çevirme eğilimi daha fazla üniversitelerde görülüyor.”

 

Sözü uzatmadan, Danıştay ve Anayasa Mahkemesi’nin de kutsal(!) metinlerini irdelemeden, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın konuya referans olarak alınabilecek kararına hiç bakmadan, Anadolu kırsalında çalışan kadının kan ter içinde maişet derdini yaşadığı arazideki görünümünü esas alan harika(!) çözümü karşısında, bilim dünyası ve Üniversitelerimizin içinde bulunduğu fecaati anlamak biraz daha kolaylaşıyor. Prof. Ayata’nın bir Sosyolog olarak kalibresi bu kadar ve bu kalibre ile Türkiye’nin kangrenlenmiş bir sorununa çözüm arayışı ona havale edilmiş. CHP’den kimsede çıkıp, kardeşim sen bilim adamı mısın, stilist misin, modacı mısın, yoksa bilim adamı/siyasetçi misin demiyor. Konunun basit bir baş bağlamanın, az saç gösterme, çok saç göstermenin çok ötesinde özgürlüklerle ilgili olduğunu birilerinin önce CHP’nin “çelik çekirdeği”ni oluşturan politbüro üyelerine, sonra da bilim adamı kimliği ile CHP’de kendisine siyasi ikbal arayan akademisyenlere anlatması lazım. 

Türban çözümünü üstlenmiş Prof. Ayata, gerçekten çözüm arayacaksa, Anadolu kırsalındaki emekçinin modaya uymayan(!) tarla kıyafetinde değil; Demokratik bir ülkede bütün vatandaşların hak ve özgürlükler bağlamındaki evrensel eşitliği üzerinden bir arayışa girmesi lazım. Bugün başı açıkların yararlandığı eğitimden başlamak üzere tüm alanlardaki hak ve özgürlükler, pazarlık konusu olmaksızın başörtülülerin de hakkı olarak içselleştirilmediği sürece bu arayışların “çelik çomak oynamaktan” ve toplumun sinirlerini germekten öte hiçbir anlamı olmaz/olamaz. Parlamentoda 411 oyla kabul edilen eğitim özgürlüğünü sağlayacak kısmi Anayasa değişikliğini Anayasa Mahkemesine taşıyıp iptal ettiren bir zihniyetin bu “çözüm” konusuna içtenlikle yaklaştığına inanmak için ya zihinsel özürlü aptal, şartlanmış bir yandaş beyne sahip biri olmak lazım.

Başörtüsüne CHP usulü çözüm..!

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Açıksöz Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

deneme bonusu veren siteler -
deneme bonusu veren siteler
- Goley90 - tiktok takipçi satın al - instagram likes - istanbul escort - mecidiyeköy escort - bakırköy escort - postegro - istanbul escort - Baywin - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - sahabet girişdeneme bonusu veren siteler -
deneme bonusu veren siteler
- Goley90 - tiktok takipçi satın al - instagram likes - istanbul escort - mecidiyeköy escort - bakırköy escort - postegro - istanbul escort - Baywin - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - sahabet giriş