*Peygamber Efendimiz s.a.v., Cebrail Aleyhisselam’ın kendisine komşu haklarından çok bahsettiğini ve bunun üzerine komşuların birbirine mirasçı olacağını sandığını söylemiştir. (Buharî) Bir gün Rasulullah s.a.v.’e komşu haklarının neler olduğu sorulmuş ve Rahmet Peygamberi şöyle cevap vermişlerdir: “Senden borç istediği zaman (imkânın varsa) vermendir. Davet ettiğinde davetine gitmendir. Hastalandığı zaman ziyaret etmendir. Yardım istediği zaman yardımına koşmandır. Bunaldığında teselli etmendir. Sevindiğinde sevincini paylaşmandır. Öldüğünde cenazesine katılmandır. Uzak bir yere gittiğinde (evini, malını ve ailesini) korumandır. Mutfağından çıkan yemek kokusuyla ona eziyet etmemen veya pişirdiğinden ona da ikram etmendir. Rızasını almadıkça evini (güneşi veya rüzgârı engellememesi için) onun evinden yüksek yapmamandır.” (Münzirî)

*Bu haklar sadece kapı komşuları için geçerli değildir. Nitekim bir gün Rasulullah s.a.v’in yanına komşusundan şikâyet eden biri gelmiş ve konuşmadan sonra Efendimiz s.a.v. mescidin kapısında şu sözün herkese ilan edilmesini emretmiştir: “Dikkat edin! Kırk haneye kadar komşu hakkı vardır.” (Taberanî) Peygamber Efendimiz s.a.v bir hadis-i şeriflerinde, komşusu kendisinden emin olmayan kişinin gerçek manada iman etmiş sayılamayacağını belirtmiştir. (Buharî)

*Acaba emin bir kişi nasıl davranır da komşuları ona güvenirler? Bu konuda Ebul-Leys Semerkandî rh.a. hazretleri şunları söylüyor: “Kişinin komşusuna üç konuda güven vermesi gerekir. Dil, el ve namus. Dil ile güven vermenin şartı, kendisinden bahsederken komşusu bir anda odaya girse sözünü kesmesine gerek kalmamasıdır. Ya da komşusu söylediklerini duysa utanmamasıdır. El ile güven vermenin şartı, komşusu cüzdanını evinde unutsa, sonra hatırlasa, hiçbir korkuya kapılmaması ve orası nasılsa benim de evimdir diyebilmesidir. Namus konusunda güven vermenin şartı ise, kendisi yolculuktayken komşusunun onun evine gittiğini duysa içinin rahat etmesi ve şüphelenmemesidir.”

*İyilik yapana iyilik yapmak erdem değil, vazifedir. Asıl erdem kötülük yapana iyilik yapmaktır. Başkalarının kötülükleri iyilik yapmamanın mazereti olsaydı kimsenin iyi olmasına gerek kalmazdı. Amr b. As r.a. hazretleri şöyle demiştir: “Erdem, ziyarete gelenin ziyaretine gitmek değildir. Asıl erdem gelmeyene gitmektir. Eziyet edene şefkat göstermektir.”

*Hasan Basri rh.a. hazretleri de: “Güzel komşuluk sadece komşuya eziyet etmemek değildir. Güzel komşuluk aynı zamanda komşudan gelen eziyetlere katlanmaktır.”

*Komşuluk ilişkilerinde gösterdiğimiz tavır ahlâkımızın nasıl olduğuna dair belirgin ipuçları veriyor. Komşuluk ilişkilerimiz üzerinden ahlâkımızı da gözden geçirme fırsatı bulabiliriz. Hz. Ömer r.a. şöyle diyor: “Komşusu, yakını ve yol arkadaşı tarafından övülen kimsenin güzel hal ve ahlâk sahibi olduğundan şüphe etmeyin.”

KOMŞUMUZUN KAPISI-2-

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Giriş Yap

Giriş Yap

Açıksöz Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!