Çan sesleri arasında bir simülasyon denemesi!..

CHP
Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile HDP Eş Genel Başkanı Selahattin
Demirtaş’ın uzun süredir birlikte hareket etmesi, eylem ve söylem
birlikteliğinde sergiledikleri ittifakın birkaç katmanlı bir projenin ilk
etabını oluşturduğunu ve bunu adım adım takip edecek yeni eylem ve söylemle
sonuç alıcı nihai merhaleye ulaştırmak isteyeceklerini düşündüğümüzde
olabilecekleri simüle etmekte fayda var. Farklı farklı zihin eksersizleri
kadar, devletin karar alıcı mekanizmalarında bulunan siyaset ve güvenlik
uzmanlarının da mutlaka konuyu masaya yatırıp beyin fırtınaları eşliğinde
olabilecek/beklenen senaryolar üzerinde çalışacaklarını, alınacak tedbirlerin
planlanacağını sanırım söylemeye gerek yok.

Çok
sıcak bir yazın yaşanacağı kuşku götürmeyen bu siyasi oluşumların her evresini
yakından takip ederek ülkenin tüm devlet kademelerinde bulunan en küçük taşra
biriminden en büyük metropollere, ister yerel yönetim ister merkezi devlet
aygıtının parçası olsunlar, yakın gelecekte karşılaşacaklarını
varsayabileceğimiz çok karmaşık saldırılara karşı güvenlik planlamaları
yapmaları, yaptıkları planları durağan değil, anbean alacakları güvenilir duyum
ve istihbaratlar ışığında güncellemeye özel önem vermeleri gerekiyor.

“Neler
olabilir?”
sorusuna cevap aradığımızda olabileceklerin simülasyonu bizi
şu ihtimaller üzerinde düşünmeye sevkediyor; HDP’nin ideolojik çıkar ve kirli
emelleri uğruna ölüme gönderdiği, sayıları binlerle ifade edilen Kürt
gençlerinin çukurları dolduran kan ve bedenlerinin bir kopyasını CHP lideri
Kemal Kılıçdaroğlu’nun da mezhep eksenli olarak ülke gündemine taşıma niyetini
görmekteyiz; bu “görmekteyiz” ifademizin kaynağı, niyet
okuyuculuk değil; Kılıçdaroğlu’nun son günlerde ısrarla, “Başkanlık
sistemini kan dökmeden getiremezsiniz”
ifadesinin tamamlayıcı unsuru
olan “Bedeli kan bile olsa meydanlara özgürce çıkacağız. Hiç kimse endişe
etmesin”, “Sokaklara çıkacağız, itiraz edeceğiz”
düşüncesi ister
istemez bir “iç çatışma”nın planlandığını gösteriyor. Yoksa ancak
parlamento kararı ve halkın oyu ile gerçekleştirilebilecek bir “sistem
değişikliği”
ni çarpıtarak “rejim değişikliği” gibi
sunması ve bunu “kanlı” ve “ölümlü” açıklamalarla
gündeme taşımasının başka türlü bir açılımı/izahı yok.

Olmamasını
temenni ettiğim senaryoda, kamu diplomasisinin çalışma prensipleri ışığında
önümüzdeki aylarda onlarca Oda, Sendika, Baro, İşadamları, İnsan Hakları
Derneği, Mazlumder, Kadın Dernekleri, Birleşik Haziran Hareketi, tüm
fraksiyonları ile Sol tandanslı dernekler, Öğrenci Kolektifleri, Alisiz
Aleviliği önceleyen Alevi kuruluşları, Üniversitelerde kümelenmiş sosyal amaç
görünümlü PKK sempatizanı gençlikle Liselerde örgütlenmiş öğrenci
federasyonları, CHP ve HDP il ve ilçe teşkilatları ile onların çeperinde
tutulan aktivistlerin, bombalamadan, kundaklamaya; silahlı saldırıdan adam
kaçırmaya; tüm toplu taşıma ve ulaşım ağlarına karşı sabotajlar; haberleşme
sistemlerine siber saldırılar; halkta infial uyandıracak, halkı devletin
güvenlik güçleri ile karşı karşıya getirecek ajitasyonlar; düşünce ve kanaat
önderlerine karşı düzenlenecek seri suikast girişimleri; bankacılık ve finans
kuruluşlarına yönelik soygunlar gerçekleştirebilecekleri öngörülebilir.

Yerel
ve ulusal tv., radyo ve gazeteler üzerinden gerçekleştirileceğinden kuşku
olmayan algı operasyonları ve psikolojik savaş taktikleriyle yandaşlarının
aktivasyonunu canlı tutma, karşıtlarını sindirme tekniklerini de hesaba
kattığımızda Türkiye’nin Gezi ve 17/25 Aralık kalkışmalarından daha yoğun ve
karmaşık bir sürece sürükleneceğine kuşku yok. CHP Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu ile HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen
Yüksekdağ’ın “öncü lider”ler konumuyla yer alacağı
düşünülebilecek böylesi bir kaotik ortamın doğmasını engelleyecek tedbirlerin
şimdiden düşünülüyor ve alınıyor olmasını dilerim.

Tüm
bunları korkup sinelim, teslim olalım diye sıralamıyorum; karşılaşmamız
mukadder görünen düşmanca kalkışmaların öncelikli olarak hayatı hangi
noktalarda etki altına alma teşebbüsünde bulunacaklarını, paydaşların hedefe koyacakları
unsurlar üzerinde düşünmek; Kılıçdaroğlu’nun “Kan akmadan başkanlık
gelmez”
tehdidine MHP Genel Başkanı Devlet
Bahçeli’nin “Ne yazık ki gaflet ve dalalet içindeki yöneticilerin
varlığı hepimizi endişelendirmektedir”
tespiti ışığında karşı
tedbirlerin de buna göre alınmasının bir simülasyonunu ortaya koymak, sanırım
bizi sürprizler karşısında daha dayanıklı hale getirecektir. 

Çan sesleri arasında bir simülasyon denemesi!..

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Açıksöz Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

deneme bonusu veren siteler -
deneme bonusu veren siteler
- Goley90 - tiktok takipçi satın al - instagram likes - istanbul escort - mecidiyeköy escort - bakırköy escort - postegro - istanbul escort - Baywin - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - sahabet girişdeneme bonusu veren siteler -
deneme bonusu veren siteler
- Goley90 - tiktok takipçi satın al - instagram likes - istanbul escort - mecidiyeköy escort - bakırköy escort - postegro - istanbul escort - Baywin - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - sahabet giriş