CHP 3+1 Ortadoğu denkleminde yerini aldı

CHP
nihayet Türkiye Cumhuriyetine muhalefet edeceği cephedeki yerini buldu; kısaca
3+1 dersek denklemdeki konumunu kestirmeden ifade etmiş oluruz. Önce 3’lü
ittifak, İran, Suriye ve Rusya, Türkiye karşıtı masadaki yerini aldı ve bunu
açık açık dünyaya duyurdu. Ancak “kareyi tamamlayacak” Türkiye içinden
bir oyuncunun olması, masada kurgulanacak oyun denkleminde vazgeçilmez bir
unsurdu. Fazla aramalarına gerek kalmadı; dördüncü oyuncu olmaya can atan,
bulduğu her pencere aralığından göz kırpan “içerde” hazır kıta
bekleyen, DNA!sı ile oynanmış CHP’nin lider kadrosu ve bu kadronun ileri
sürebileceği piyonları vardı.    

İçimizden
birileri Osmanlıyı yıkan meşhur İttihat ve Terakki geleneğini 21’nci yüzyıla
taşırken tıpkı onların entelijansiyasını oluşturan Jön Türkler’in çok –ama çok-
kötü kopyaları da bugünün İttihat Terakki rolünü oynayan artçılarına içerde ve
dışarıda malzeme üretmek için şeytanla bile ittifak yapacak bir karekter
erozyonunu sergiliyorlar.

Putin,
Türkiye’nin düşürdüğü uçaktan dolayı ülkemize karşı dozunu giderek artırdığı
bir kara propaganda savaşı yürütürken, ona malzeme temin eden içimizdeki nice
Rus hayranını da bu vesile ile Türkiye kamuoyu tanıma fırsatı buldu. Bu kirli
medya savaşının Türkiye gönüllülerinin başını Nasuh Mahruki ve CHP milletvekili
Eren Erdem çekiyor. Nasuh Mahruki, Putinden Türkiyeyi değil; sadece Ak
Partilileri cezalandırması davetinde bulunurken, CHP milletvekili Eren Erdem, Russia
Today televizyonuna bağlanarak Putine bu propaganda savaşında kullanabileceği
–onun bakış açısıyla çok değerli- bir argüman veriyor; 2013 Ekim’inde Şam
yakınlarındaki Guta bölgesinde yaşanan büyük katliamı anlatıyor ve Bin 800
kişinin hayatını kaybettiği katliamla ilgili alçakça uydurulmuş bir iftirayı,
kullanılan Sarin gazının Türkiye tarafından Suriye’li Esad muhaliflerine
verildiğini ve o kimyasal saldırıyı da bu muhaliflerin gerçekleştirdiğini
söylüyor.

Aslında
bu milletvekilinin ilk “ihanet” vukuatı da bu değil; bundan dört
yıl önce (2011’de) sosyal medyada yayınladığı “Eğer İran-Türkiye karşı
karşıya gelirse, Türkiye’ye karşı İran safında olurum”
mesajı ile adını
duymuştuk. Sonra, 2013 Gezi parkı eylemlerine verdiği katkı ve devamında da
2013 Aralık ayında FETÖ/PDY’nin “hukuk darbesi” teşebbüsünde medya
savaş silahı olarak kullandığı –hüdai nabit- Karşı gazetesinin Genel Yayın
Yönetmeni ve Halk Tv programcısı olarak var gücüyle Cemaat güdümünde -meşru
gayri meşru her türlü metotla- iktidara saldırırken gördük. Ve bu
saldırganlığının bedeli olan ödülünü CHP’den aldı; Kılıçdaroğlu’nun gözdesi
Erdem, 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde İstanbul’dan Milletvekili yapıldı.

İşin
garib, acınası ve düşündürücü yanı Erdem’in açık açık Putine’e sunduğu bu
alçakça argümandan sonra Kılıçdaroğlu’nun –içinden gelmese de- bir siyasetçi lider
tavrıyla, Rus televizyonuna “Türkiye terör örgütü IŞİD’e yardımda
bulundu”
 diyen vekilini uyarması/kınaması beklenirken O, hafta
başındaki grup toplantısında Türkiye’nin Musul Başika kampındaki silahlı
kuvvetler unsurlarına yaptığı takviye ve tahkimi, Irak, İran ve Rusya’nın ortak
diliyle kınamış ve Türkiye’nin Iraktaki varlığını “işgal” olarak
nitelemiştir.

Şimdi
Türkiye bir tarafında Batı blokunun, öbür tarafta İran-Rus ittifakının hergün
dozunu yükselttiği “kontrollü bunalım stratejisi” ile dış politikadaki
ilkeli duruşunu sürdürmeye çalışırken bir de içerden atılan çelmelerle/iftiralarla
boğuşmak zorunda bırakılıyor.

Sadece
siyasiler mi? Elbette değil; köşemde yer kalmadı ama, Yaşar Nuri Öztürk’ün
hafta içinde Halk Tv’de katıldığı bir programda “Putin’de mü’min kokusunu
hissediyorum”
zırvası ile içimizdeki Putin uşakları safında yerini
aldığını da not etmekte yarar var. Meğer içimizde ne kadar çok Putinsever
varmışta biz yeni yeni onları tanıma fırsatı buluyoruz. İnsan, “iyi ki, o
uçak sınırımızı ihlal etmiş; iyi ki, F16’larımız o uçağı düşürmüş.. bu vesile
ile nice maskeler pul pul döküldü de herkesin gerçek yüzünü gördük”

diyesi geliyor.

Ve
son bir not; seçimden önce, “Başkan” Erdoğan’ın seçeceğimiz
milletvekili profilini tanımlarken kullandığı “yerli ve milli olsun”
tavsiyesinde ne kadar haklı olduğunu da bu vesileyle bir kez daha gördük.  Bir örnek; partisinin grup toplantısında
konuşan MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin “Türk askerini davet
eden, Musul’un Başika bölgesinde yer gösteren yine Irak’tır. Dünden bugüne ne
değişmiştir? Bu maksatla Türkiye’nin, Türkmeneli’ndeki soydaşlarına ve
Irak’taki diğer unsurlara eğitim ve yardım amacıyla gitmesi son derece
normaldir. Bunun da büyütülecek bir yanı yoktur”
ifadesini
kaydedip Kılıçdaroğlu ve avanesine ithaf etmek lazım diye düşünüyorum.

CHP 3+1 Ortadoğu denkleminde yerini aldı

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Açıksöz Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

deneme bonusu veren siteler -
deneme bonusu veren siteler
- Goley90 - tiktok takipçi satın al - instagram likes - istanbul escort - mecidiyeköy escort - bakırköy escort - postegro - istanbul escort - Baywin - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - sahabet girişdeneme bonusu veren siteler -
deneme bonusu veren siteler
- Goley90 - tiktok takipçi satın al - instagram likes - istanbul escort - mecidiyeköy escort - bakırköy escort - postegro - istanbul escort - Baywin - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - sahabet giriş