Deprem Acıları

Üzerinde yaşadığımız, vatan bellediğimiz güzel Anadolu’muz. Bin yıllardır depremlerle kol koladır. Coğrafyamız gezildiğinde ya da tarihi kayıtlar incelendiğinde bu sarsıcı hakikatle bilgileniyoruz. Ülkemiz son yıllarda yoğun bir şekilde depremlerle gündemde. Faylar sıkışıyor, faylar kırılıyor. Canlar yitiyor, mallar zayi oluyor. Daha sonra ortam soğuyor. Kanıksamış bir hal içinde bir dahaki depreme kadar rafa kaldırıyoruz yaşanan acılarımızı. Fazlaca fay hatları sallandı bu sene. Hep kendisini hatırlattı büyüklü küçüklü sallantılarla. Sayısız deprem yaşanıyor maalesef. İşte bir büyük deprem ile daha acılarımız tazelendi. Yıkıldık, kahrolduk, üzüldük ve yaralarımızı sarmak için bin bir gayret ile koşturuyoruz…

Deprem sadece şehirleri mi yerle bir ediyor. Elbette depremzedeleri de buna şahit olan herkesi de yerle bir ediyor. Nice canlar toprağa veriliyor. Şehirler insanlara, insanlarda şehirlere yabancılaşıyorlar. Evet, depremler sadece fiziki dengelerle oynamıyor. Her şeyin dengesini altüst ediyor. Annesiz babasız kalan çocuklar, çocuksuz kalan anne babalar. Yakınlarını, ev, köy ve eşyalarını kaybeden insanlar. Sakat kalan, madden, manen, ruhen ve psikolojik kayıplar. Depremlerden geriye kalan acı sonuçların sadece birkaçı değil midir?

Musibetlerin sebepleri vardır elbette. Baş sebep ise insanın sorumsuzluğudur. İnşaat kalitesi, zemin etüdü, kolaycılığa kaçmak, ucuz maliyet ve vesilelere sarılacak bilimsel ve maddesel tedbirlerden uzak kalmak faciaları artırıyor. Bilinçlenmek için illa ki depremi yaşamak mı gerekiyor? Her konuda olması gerektiği gibi deprem konusunda da önceden bilinçlenmek gerekmiyor mu? Yoksa deprem başladığında camdan atlamak mı, merdivenlere koşmak mıdır çözümümüz?

Evet, her evin deprem karşısında bir eylem planı olmalı. Allah’ın takdiri karşısında yine onun tedbirine başvurulmalıdır. Alınması gereken tedbirler muhakkakgelişmiş diğer ülkelerdeki teknik düzeye getirilmelidir. Vatandaşlarımız bilinçlendirilmeli, inşaat tekniği ve evlerimiz depreme yönelik olmalı. Gökdelenler yerine yatayına binalar yapılmalı. Zira kötü ve eksik malzeme ile yapılan binaların daha ölümcül olduğu gün gibi ortadadır. Deprem standartlarıkâğıt üzerinde kalmamalı. Uygulanmalı. Evlerimizde üzerimize düşecek eşyaların montajlı olması, yaşam boşlukları oluşturulması ve ilkyardım bilincimizin uygulama düzeyinde olması gibi nice nice tedbirler alınabilir. Yeter ki samimi olalım!

Aksi halde ölen canlar geri gelmiyor. Yaralananlar sakat şekilde hayatlarını sürdürüyor. Maddi hasarlar ve psikolojik travmalar bir ömür hayatlarda hüküm sürüyor. Gündemimizde olumlu anlamda ve güvenli bir şekilde yerini almalı depremler. Aksi halde acı gündemiyle her daim bizleri yüzleştirecektir. Çünkü tabiat kanunları da bir kadere bağlı olarak çalışıyor. Kaderimizi keder yapmamak için vesilelere tutunmak şarttır. Zira böylesi kulluğun mükellefiyetinden değil midir? Öncelikle bizler sorumluluklarımızı yerine getirelim. Herkes ama… Çok katlı imar izni verende, inşaattan çalanda, onu onaylayan mühendis de, yumuşak zeminlere yapı izni veren yerel idareler de. Kanun ve yaptırımların uygulayıcıları da. Bunu umursamayan halkımızda. Ucuz ev almak isteyen ama dayanıklılığı önemsemeyen tüketiciler de. Bir dizi sorumluluğumuz var…

Ne diyelim? Rabbim deprem acılarının tekrarlarını yaşatmasın…

Deprem Acıları

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Açıksöz Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

deneme bonusu veren siteler -
deneme bonusu veren siteler
- Goley90 - tiktok takipçi satın al - instagram likes - istanbul escort - mecidiyeköy escort - bakırköy escort - postegro - istanbul escort - Baywin - sahabet giriş - Aviator oyna - porno izledeneme bonusu veren siteler -
deneme bonusu veren siteler
- Goley90 - tiktok takipçi satın al - instagram likes - istanbul escort - mecidiyeköy escort - bakırköy escort - postegro - istanbul escort - Baywin - sahabet giriş - Aviator oyna - porno izle