GEÇMİŞE ÖZLEM (NOSTALJİ) -6-

*Bedelini ödemeden bir güzelliğe sahip olmak mümkün değildir. O bedelin ne olduğu, nasıl ödenmesi gerektiği Asr-ı Saadet müslümanlarınca örneklenmiştir oysa. Sahabe-i Kiram, bugünkülere kıyaslanamayacak ölçüde zorluklarla karşılaşmışlar ama asla tevil yoluna sapıp kaçmayı düşünmemişlerdir. Horlanmışlar, toplumdan dışlanmışlar, işkence görmüşler, hicret etmek zorunda kalmışlar, kurulu düzenlerini terk etmişler, aç kalmışlar, savaşlarda bazen bütün sevdiklerini şehit vermişler ama müslümanca duruşlarını bozmamışlardır. Onları böylesine dirençli kılan ayet ve hadislere bugün bizler de muhatabız. Ölçüler belli, hükümler açık. Sahabe-i Kiram’ı insanların en hayırlıları yapan ölçüler hâlâ canlı ve kıyamete kadar canlı kalacak.

*Nostalji, buradaki ölçüleri görmezlikten gelip Ashab-ı Kiram’ın on dört asır önce kendi gayreti ile ulaştığı bir nailiyete talip olmanın adıdır. Nailiyete talip olur ama o ikramı hak ettiren kulluğa talip olmaz.

*Asr-ı Saadet bütün müslümanlar için mademki örnek teşkil eden bir dönemin adıdır, orada yaşananları hayatımıza aktarmaksızın sadece anlatmak, nostaljinin bir başka belirtisidir. İşin doğrusu buna nostalji demek bile iyimserlik olur. Çünkü Huzeyfet’ül-Yemânî r.a., daha genel bir bağlamı kastetmiş olsa da, “Münafık, İslâmiyetten bahseder fakat onunla amel etmez ve ona uymaz.” diyor. Böyle bir sözü Hz. Huzeyfe’nin sarf etmiş olması çok önemli. Çünkü o, Hz. Peygamber s.a.v.’in, kimseye söylememesi şartıyla münafıkların isimlerini kendisine bildirdiği sahabi. Şüphesiz bu tespit, Asr-ı Saadet’ten bahsetmeyelim anlamına gelmiyor. Bahsedelim ama oradan öğrendiğimiz her güzelliği kendi hayatımıza katmaya çalışalım. Öğrenilen her bilginin sorumluluğu vardır ve kişi bildikleriyle amel etmek zorundadır. 

*Hz. Peygamber s.a.v. ve O’nun ashabından bahis açıldığında, onları övüp yücelten saygılı bir dil kullanmak edeptendir. Çünkü Efendimiz s.a.v. “kâinatın övüncüdür” ve kendisi de ashabını her vesileyle övmüştür. Nostaljik tutum, bir hakkın teslimi olan bu övgüleri de istismar eder. Mesela “biz kim oluyoruz ki onların yaptıklarını yapabilelim” gibi, tevazu kisvesine bürünmüş bir tembelliğe mazeret üretmek niyetiyle sürekli bir yüceltme çabasına sevk eder insanı. Yahut bazen örnek davranışlar sergileyen büyük şahsiyetler abartılı övgülerle kendimizi aklamanın aracı yapılır.

GEÇMİŞE ÖZLEM (NOSTALJİ) -6-

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Giriş Yap

Giriş Yap

Açıksöz Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!