HATILADIKÇA HÜZÜNLENİRİZ HEP

Gün geçtikçe artan yalnızlığımız, dünyanın
bulanık suları içinde bizi kendimiz karşısında da yabancılaştırdı. Tanıdıklara
şüpheyle, yabancılara düşman gözüyle bakar olduk. Bir zaman sonra bir kâbustan
uyanır gibi etrafımıza bakındık ve yanımızda en yakınlarımızın bile kalmadığını
gördük.

Bir
fırtına sonrasının korku ve ürpertisi doldu gönüllere. İki kanadı olmadan
uçamayan kuşlar gibi maneviyatlarını körelttiğimiz, sevgi ve ilgimizi
esirgediğimiz, bir kanadıyla hayata uçabilir zannettiğimiz çocuklarımızın
korkunç feryadı doldurdu kulakları sonra.

Üç
günlük dünya hayatını âsûde geçirmek için, sevdiklerimiz ve sevildiklerimize
yabancı kalırken; daha çok kazansınlar, kazandıkça mutlu olsunlar diye
çocuklarımızı da bu yarışa katarken, dünya hayatının bitiminde bizlerle
birlikte öteye gelmeyecek olan hiçbir şeyin gerçekte bir anlam ifade etmediği
bilincini onlara verememişsek, bu koşuda boş yere terlemişiz, terlemişsiniz,
terlemişler demektir.

Bin
bir hatırası ve güzelliğiyle konaklar yıkıldı önce. Geniş aile küçülüp
“çekirdek” oluverdi. O çekirdek düştüğü toprakta bir daha yeşermedi. Ne yitip
kayboldu, ne de bir daha eski haline dönebildi. Geniş avluların yerini insanın
bedeninden çok, ruhunu sıkan balkonlar aldı. Çocuklar oyunlarını uzak köy
yerlerinde unuttu.

Çiçek,
ağaç, kuş türleri artık lügatlerden öğrenilir oldu. Toprağa değmeyen ayaklar,
kaldırımlar üzerinde yürüdükçe o soğukluğu gün be gün yüreklere doğru taşıdı.
Hissizleşen kalplerin katılığı bakışlara sirayet ettiğinde gözler de
birbirinden kaçar oldu. Ve insan özünden uzaklaştıkça, kendini ve değerlerini
kaybetti. Dün için bir anlam ifade etmeyen, olsa da olur olmasa da
kıymetindekiler öncelik sırasında ilk sıraya oturdu.

Fertler
sadece kendisi için yaşaması gerektiğine ve hayatın bir yardımlaşma değil savaş
olduğu yalanına inandı. Birbirine yaslanarak, dayanarak yürüyenler, birbirinden
ayrı kalınca topallayan, dahası yerlere serilen varlıklar haline geldi.
Dünyanın, Var Eden’in yanında sinek kanadı kadar değeri olmadığı unutuldu. Her
zaman takıp takıştıran ve makyajını yenileyen, süslü bir gelin gibi görünen
dünyanın, gerçekte milyon yıllar yaşamış bir acuze olduğunu hatırlamadılar. Gel
diyerek elini uzattığı hiç kimseye de elini verdiğini ne gören ne de duyan oldu.

Bunlara
rağmen ulaşılmayacak, kavuşulmayacak o sesin ardına takılıp, kendilerini bile
kaybedene kadar yürüdüler, koştular. Bir denizin suyuna parmak daldırıp,
parmağındaki ıslaklığa kananlar, deryalar karşısında gözlerini yumdular,
yummaya devam ediyorlar maalesef. Hoşça kalın. Hayırlı Cumalar

HATILADIKÇA HÜZÜNLENİRİZ HEP

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Açıksöz Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

deneme bonusu veren siteler -
deneme bonusu veren siteler
- Goley90 - tiktok takipçi satın al - instagram likes - istanbul escort - mecidiyeköy escort - bakırköy escort - postegro - istanbul escort - Baywin - sahabet giriş - Aviator oyna - porno izledeneme bonusu veren siteler -
deneme bonusu veren siteler
- Goley90 - tiktok takipçi satın al - instagram likes - istanbul escort - mecidiyeköy escort - bakırköy escort - postegro - istanbul escort - Baywin - sahabet giriş - Aviator oyna - porno izle