Buhari ve Müslim’in rivayet ettiği bir Hadis-i Şerifi, Hz. Ömer’in oğlu Abdullah bin Ömer Resulullah (S.A.V) den şöyle naklediyor.

            “Sizden önceki ümmetlerden birinde, üç kişi yola çıktılar. Yolda şiddetli yağmura tutuldular ve bir mağaraya sığındılar. Yağmurun etkisiyle yukarıdan yuvarlanıp gelen bir taş sığındıkları mağaranın ağzını kapattı. Çıkmaları mümkün değildi. İçlerinden birisi şöyle dedi;

            –Sırf Allah rızası için yaptığımız iyi bir işi vesile kılarak Allah’a dua edelim. Allah sırf kendi rızası için yapılan amelleri kurtuluşumuza vesile kılarak, bizi bu musibetten kurtarır.

            Diğerlerinin de bunu kabulü üzerine birinci kişi şöyle dua etti.

            –Allah’ım! Biliyorsun ki benim kötürüm bir anam vardı. Ben ona yıllarca baktım. Bütün ihtiyaçlarını karşıladım. O’nu Allah’ın bir emaneti bilerek bakımına özen gösterdim. Hatta çocuklarımdan bile öncelikli tuttum.

            Eğer yıllarca süren bu işi yalnızca senin rızan için yaptıysam, bizi buradan kurtar. Diye dua etti.             Mağaranın ağzını tıkayan taş biraz aralandı. Ama çıkmaları mümkün değildi.

            İkinci kişi de şöyle dua etti.

            –Allah’ım! sen biliyorsun ki benim bir amcamın güzel bir kızı vardı. Ben ona âşıktım. Ona sahip olmayı her şeyden çok istiyordum. Gözüm ondan başkasını görmez olmuştu. Ancak O bunu bildiği halde asla bana yaklaşmıyordu. Biz varlıklıydık amcam ise çok fakirdi. Bir kış günü evlerinde yiyecekleri bitmiş kendisi ve kardeşleri aç kalmışlardı. Yapacak edecek hiçbir çareleri kalmamıştı. Amcamın kızı bana geldi ve şöyle dedi.

            –Halimizi biliyorsun. Bize yardım edebilir misin?

            Ben de bunu bir fırsat bilerek emelime ulaşmayı düşünmüştüm. O da çaresiz rıza göstermişti. Bana şöyle dedi.

            –Allah’ın yasak ettiği bir şeyi, O’nun izni olmadan mı yapacaksın? Allah’tan kork.

            Bu sözü o kadar içten söylemişti ki, ben irkildim. Emelime ulaşmaktan vaz geçerek O’na ihtiyacı olan erzakı bolca verdim. Aşkımı da kalbime gömerek sabrettim.

            Eğer ben bu işi yalnızca senden korktuğum ve senin rızana aykırı olduğu için yaptıysam, bizi bu musibetten kurtar. Diye dua etti. Mağaranın ağzını tıkayan taş biraz daha aralandı. Ama çıkmaları yine mümkün değildi.

            Üçüncü kişi de şöyle dua etti.

            –Allah’ım! Sen biliyorsun ki ben yıllar öncesinde bir işçi tutmuştum ve birkaç gün çalıştırmıştım. Ancak işçi, yevmiyesini almadan gitmişti. Nereye gittiğini ve nerede oturduğunu bilmiyordum. Sonraki bir zamanda gelir belki diye düşündüm. O işçinin yevmiyesi tutarını vererek onun adına bir koyun almış ve kendi sürüme katmıştım. O koyun bereketlenmiş ikiz kuzulamış ve birkaç sene içinde epeyce çoğalmıştı. Derken birkaç yıl sonra, O işçi çıkıp geldi ve yevmiyesini istedi.

            Ben de 40-50 civarında olan sürüyü göstererek bunların hepsi senin yevmiyendir. Al götür demiştim. O da bana şöyle demişti.

            –Ben yoksul ve garip bir ameleyim. Benimle dalga geçme.

            Hayır, dalga geçmiyorum. Durum böyle böyledir diye O İşçiye olayı anlatmış ve sürünün tamamını vermiştim.

            Eğer ben işi sırf senin rızan için yaptıysam bizi bu musibetten kurtar. Diye dua etti. Mağaranın ağzını tıkamış olan taş yuvarlanıp gitti. Mağaradan çıkarak yollarına devam ettiler. Yaptıkları Salih amelleri onları beladan kurtarmış oldu.”

            Şimdi Hz. Peygamberimizin anlattığı bu olaydaki dersleri düşünelim.

            Bu olayda bahsedilen Salih amellerin hepsi, sadece kişisel ameller değil, hepsinin sosyal bir yönü var. Hepsinin konusu insan hakkı. İnsanların haklarına saygı, Allah’a saygıdır.

            İşte Bizlerin bela ve musibetlerden kurtulmamız için ve de tövbemizin dualarımızın kabulü için gerekli olan şeyler, sadece kendimize yarayan ameller değil, başkalarının ihtiyaçlarını da karşılayan davranışlarımızdır.

            Allah yeryüzünü Ümmeti Muhammed’e mabet kılmış, her meşru iş ve ameli de nafile ibadetlerin esası kılmıştır.

            Konuya tersinden baktığımızda, Anasını dövüp sövenlerin, şehevi arzularına sahip olamayıp, insanların çaresizliklerinden yararlanmayı düşünenlerin, insan emeğinin önemini kavrayamayıp, çalıştırdığı kişilerin özlük haklarını ve emeklerinin karşılığını gasp edenlerin, Hz. Peygamberimizin yolundan ve ilahi takdirin şefkat ve merhametinden ne kadar da nasipsiz olduklarını anlamak hiç de zor değildir.

            Allah’ın katında bizi kurtaracak olan, bizi suçlarımızdan berat ettirecek olan ve de dünyada huzur verecek olan amellerimiz Salih amellerimizdir. Allah’ın rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.

           

            Muhsin ÖZDEMİR

BAŞVAİZ

MUSİBETTEN KURTARAN ÜÇ AMEL

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Açıksöz Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

deneme bonusu veren siteler -
deneme bonusu veren siteler
- Goley90 - tiktok takipçi satın al - instagram likes - istanbul escort - mecidiyeköy escort - bakırköy escort - postegro - istanbul escort - Baywin - sahabet giriş - Aviator oyna - porno izledeneme bonusu veren siteler -
deneme bonusu veren siteler
- Goley90 - tiktok takipçi satın al - instagram likes - istanbul escort - mecidiyeköy escort - bakırköy escort - postegro - istanbul escort - Baywin - sahabet giriş - Aviator oyna - porno izle