Kargı Belediyesi tarafından bir akademisyenin doktora tezine dayandırılarak sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda; Kargı pirincinin daha ünlü, lezzetli ve geçmişi daha eski, ayrıcalıklı ve bizim pirincimizden daha meşhur ifadelerine yer verilmektedir. Tarihi ve kültürel bağlarımızın bulunduğu kardeş ilçe Kargı ile Tosya elbette bir üstünlük yarışına girmeyecektir. Sayın hocamızın paylaşımı adı üstünde bir tezdir. Kendi yorumu bu doğrultudadır. Antitez olarak bir çalışma yapıldığında bir sentez ortaya çıkacağına da kuşku duymuyorum. Bu konuda tez aşamasına gelmese de hatırı sayılır araştırmalar yapmış birisiyim. Hatta kâğıt üzerinde değil, bizzat çeltik göllerinde kürek tutmuş, keşen yapmış, peçe işlemiş ve çizme giymiş birisi olarak sektör tecrübemi de katarak gerektiğinde konuya farklı bir yaklaşımlar getirebilirim.
Tosya pirincinin tarihsel, tarımsal ve kültürel değerini ispata gerek yoktur. Atasözü boşa söylenmemiş: “Tosya’ya pirince giderken evdeki bulgurdan olmak.” darbımesel haline gelmiştir. Bu söz, Tosya pirincinin tartışmaya kapalı bir “üstünlük standardı” olduğunu anlatıyor. Bugün Kargı Belediyesi, sosyal medyadan “asıl bizim pirincimiz ünlüydü” diye tarihî referans verse de hakikat bunun tam tersidir. Tüketici mutfaklarında Tosya’nın diri tanelerinin ağır bastığı herkesin genel kabulüdür.
Gurme sofralarda Tosya pirincinin “elit” algısı su götürmez bir gerçekliktir. Şanı yedi düveli aşmıştır.
Ayrıca tarımsal üretim yalnızca toprakla değil, gelenekle, kültürle ve insan emeğiyle yoğrulur. Türkiye’nin pirinç üretiminde adı sıkça geçen bölgeler arasında yer alan Tosya, bu sürecin en kadim ve en nitelikli temsilcilerinden biridir. Kargı Belediyesi’nin açıklamasını tarımsal rekabetin ötesine geçmiş bir değerlendirme olarak görüyorum. Pirinç gibi stratejik bir üründe bölgesel ayrışmalar değil, bütüncül bir bakış açısının gerekli olduğunu düşünenlerdenim.
Tarihsel açıdan kısaca baktığımızda; Tosya’da çeltik tarımı 16. yüzyılda Osmanlı kayıtlarında yer almaya başlamıştır. 1719-1720 yıllarında Tosya’dan ilk pirinç ihracatı gerçekleştirilmiştir. İlçemiz, Osmanlı saray mutfağına pirinç sağlayan önemli merkezlerden biri olmuştur. Floransalı seyyah Domenico Sestini, 18. yüzyılda Tosya’yı ziyaret ettiğinde; “pirinç yüksek bir beyazlıkta ve tarlaları işçilerle dolu” diyerek bölgenin üretim kapasitesini övmüştür.
İklim şartları açısından ise; Çeltik üretimine yönelik kendine has bir iklimi var Tosya’nın. Mesela en basitinden Sarıkılçık gibi bir marka bir değerimiz var. İklim avantajını arkasına almadan başka bir bölgede yetişmez. Yetişse de aynı kaliteyi vermez. Bu tür, 2017 yılında Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından “menşe” belgesiyle Tosya’ya tescillenmiştir. Saz ovasından aşağı doğru indikçe hasat, sıcaklık nedeniyle erken olmaktadır. Bu Kargı ve Osmancık gibi yörelerin dezavantajlı durumudur. Çünkü pirincin fabrika verimi düşük, kırık oranı fazla, pilavı da diri değildir. Yine bölgeye çeltik ekimini yaygınlaştıran teşvik eden hatta Kızılırmak gibi bölgelere çeltiği götüren Tosyalılardır. Teyit edilebilir.
Ekim alanı açısından da Kargı ile Tosya kıyası yapıldığında istatistikler açıklamadaki bu tezi doğrulamaz. Modern rekabette, üretim ve kalite yönünden Tosya pirincinin yanında Kargının ismi bile geçmez.
Diğer taraftan Sazovası Tosya’dan başlayıp Kargıya da eski adını veren bir bölgenin adıdır. Bir bütünlük içindedir. Bu türden açıklamalar kimseye bir şey kazandırmaz. Zaten su sorunu, ekim alanlarının azalması, ekici bulunamaması, iş gücü daralması, girdi maliyetleri ve pazar payındaki rekabet ortamı yetmiyor gibi böylesi bir ayrıştırma pirince ve üreticiye de çok zarar verecektir. Kargı, Osmancık, Tosya gibi bölgeler birbirini tamamlayan üretim alanları olarak görülmelidir. Her bölgenin kendine özgü avantajları vardır. Ancak bu avantajlar, diğerini küçümsemek için değil, birlikte güçlenmek için kullanılmalıdır. Pirinçte ayrışma değil, birlik zamanıdır. Çünkü sofralarımızda yer alan her tane, bir emeğin, bir kültürün ve bir geçmişin izini taşır.
Sonuç olarak, pirinçte kaliteyi belirleyen yalnızca açıklamalar veya tezler değil, sahadaki gerçeklerdir. Tosya’nın iklimi, toprağı, üretim bilgisi ve çiftçisinin emeği, bu gerçeği her hasatta yeniden ortaya koyar.
Tosya ve Kargıdaki çeltik üreticilerimize bol verimli ve kazasız belasız hasada ulaşıp emeklerinin karşılığını alabildikleri bir üretim yılı diliyorum.
Yorumlar kapalı.