SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM PROGRAMI:
“Kamu Hastaneleri Birlikleri”
1980’li yıllardan itibaren tüm dünyada uygulanmaya başlanan neo-liberal politikalar 1990’lı yıllarda ağırlığını artırmıştır. Hızla gelişen serbest piyasa ekonomisine Ülkemiz sağlık sektörünün ayak uydurabilmesi için 2004 yılında “Sağlıkta Dönüşüm Programı” ile bir reform gerçekleştirilmiştir. Böylece sağlık sektöründe neo-liberal döneme geçiş için ilk adım atılmıştır. Aslında sağlıkta dönüşüm programıyla genel sağlık sigortaları ayrımı ortadan kaldırılmış ve tüm sağlık sigortaları tek çatı altında “Sosyal Güvenlik Kurumu” bünyesinde birleştirilmiştir. 2000’li yıllarda kamu personelinin özel hastanelerde tedavi görmelerine imkân sağlayan düzenlemeyle, vatandaşın devlet hastanelerine yığılmaları engellemiş öte yandan da daha iyi koşullarda tedavi edilmelerine olanak tanınmıştır. Sağlıkta Dönüşüm Programının temel amaçlarından biri de sağlık hizmetini etkili ve verimli bir şekilde sunmaktır. Bunun için sağlık örgütünün organize edilmesi ve ihtiyaç duyulan fonların temin edilmesi gerekmektedir. Bu temel amaç doğrultusunda 2007 yılında hazırlanan Kamu Hastane Birlikleri Tasarı’sı da, Türkiye’de sağlık sektöründe uygulanmaya çalışılan neo-liberal politikaları destekler niteliktedir. Ancak kanun tasarısı 2007 yılında kanunlaştırılamadığı için geçici bir süre rafa kaldırılmak zorunda kalınmıştır.
2 Kasım 2011 tarihinde Bakanlar Kurulunca kabul edilen 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’yle sağlıkta dönüşüm reformunun en önemli adımı gerçekleştirilmiştir. Sağlık Bakanlığının teşkilat yapısı tamamen değiştirilerek Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu ve Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Bakanlığa bağlı kuruluş olarak yeni sistemde yerini almıştır. Eski mevzuatta İl Sağlık Müdürlüğü Sağlık Bakanlığının taşradaki tek temsilcisi iken 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’den sonra İl Sağlık Müdürlüğü’nün yanında, Halk Sağlığı Müdürlüğü ve Kamu Hastaneleri Birliği kurularak Sağlık Bakanlığı’nın taşradaki yetkileri üçe bölünmüştür. Devlet hastaneleri, ağız ve diş sağlığı merkezleri, fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezleri kısacası tüm kamu sağlık işletmeleri, her ilde kurulan Kamu Hastaneleri Birliklerine bağlanarak sağlık işletmelerinin yerel yönetimdeki yetkileri güçlendirilmiştir. 81 ilde kurulan 100 Kamu Hastaneleri Birliği, Sağlık Bakanlığı’na bağlı Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu çatısı altında toplanmıştır. Böylece Sağlık Bakanlığı kamu hastanelerine ayrı bir statü kazandırmıştır. Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Ekim 2012 tarihinde Kamu Hastaneleri Birlik’lerine genel sekreterleri atayarak, ülkemizdeki yeni sağlık sistemi fiilen uygulanmaya başlanmıştır.
Birliklerin kurulmasında asıl amaç hastanelerin kurumsal performanslarının yükseltilmesi, mali yapılarının düzeltilerek kaliteli ve yüksek standartlarda hizmet sunmalarını sağlamaktır. Sağlık reformuyla birlikte yeni sistem, başarılı ve başarısız yöneticileri ayıklayarak, başarısız olanların birlikteki yönetimine son vermekte başarılı yöneticilerle yola devam etmektir.
Acaba Kamu Hastaneleri Birlikleri kuruluş amacına ulaşabilecek mi? Birlikler kurulduktan sonra hastanelerin sunduğu sağlık hizmetinin kalitesinde artış var mı? Hastanelerin kurumsal performanslarında ve finansal yönetimlerinde pozitif bir değişiklik görülecek mi?
Soruların cevabını bulmak dileğiyle…
Öğr.Gör.Faruk DAYI
Yorumlar kapalı.