Solun Anlama Özürlü Liderleri..

Türk solunun değişmez kaderi olsa gerek, siyasi hayatımızda iz bırakan iri kıyım parti liderleri, uğrunda ömür tükettikleri mücadelelerin sonunda aynı itirafın ortak paydasında buluşuyorlar; Anlayamama..

İnönü, milli şeflik karizmasını Ecevit’e kaptırdığında, demokratik solun ne demek olduğunu anlayamamış ve liderliği “toprak işleyenin, su kullananın” söylemi ile imajı parlatılmış Karaoğlan Ecevit’e kaptırmıştı. Sol siyasette ilk büyük “anlayamama” özrünü bu olayda görmüştük.

 

İkinci “anlayamama” özrünü, bu kez Ecevit’te, kendi itirafından öğrendik; 199…. Seçimleri arifesinde Abdullah Öcalan’ın ABD tarafından “paketlenip Türkiye’ye teslimini anlayabilmiş değilim” diyerek tarihe not düşmüştü.

Değişmez, değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez denilen CHP’nın sabık ve sakıt Genel Başkanı Deniz Baykal, eski sekreteri, dönem Milletvekili Nesrin Baytok’la olan seks kasetine ilişkin olayı inkar etmemiş, bunun bir kepazelik olduğunu anlamıştı ancak, kullandıkları mekana o mahut kamerayı kimin yerleştirdiğini anlayamamıştı. Elli yıllık siyasi kariyerinin bir kamera kaydıyla alabora olmasını, kendisinin değişmezliğine olan güvenin Genel Sekreteri Önder Sanın iki dudağı arasında olduğunu parti Genel Merkezinden paketlenip Oran Sitesindeki evine paketlenmesini anlayamamıştı.

 

Şimdi sıra PR’cılara göre Gandi Kemal, Kurtlar Vadisi-Pusu fanatiklerine göre Muro’nun Gundi’si Köylü Kemal, CHP Genel Başkanlığına adaylığı konusu tartışılırken O, “ben yokum, ben yokum” diye itiraz edip huysuz çucuk modunda tepinedursun, 24 saat içinde nasıl paketlenip Genel Başkanlık koltuğuna oturtulduğunu anlayabilmiş değil. Aradan bunca zaman geçti, hala bunun şaşkınlığını yaşıyor. O gün bugündür sabahları kalktığında kendini genel başkan zannedip bir laf ediyor, akşama kalmadan o lafı ya Önder Sav’ın yönetimindeki genel merkez politbürosu ya da derin CHP’nin Necla Arat gibi, Canan Arıtman gibi dişi aslanları parçalayıp çöpe atıyorlar. Şu başörtülü kızların üniversiteye gidebilmesi problemine çözüm getireceği sinyaline dahi tahammül etmeyip, ilk günden, o Kemal Beyin kişisel düşüncesi, partiyi bağlamaz diyerek genel başkanlarının Gandi Kemal’liğini Dandi Kemal’liğe eviriverdiler.

 

Cilalayıp parlattıkları “dürüst adam” imajını da kongre sabahı önce don gömlek soyup sonra sırtına geçirttikleri Etro Gömlek(495 TL), Beymen Pantolon(445 TL), Beymen Ceket(1.295 TL), Tod’s Ayakkabı( 845 TL), Moreschi Kemer( 425 TL)’i topladığınızda 3 bin 505 TL’sını Kemal Bey’in “Kendim kazandım kendim ödedim” sözünün yalan olduğunu, gerçekte faturanın bir başkasına ödetilmesi(CHP Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün) ile nasıl bir tuzağa düşürüldüğünü hala anlayabilmiş değil. Daha yolun başında en büyük silahı diye lanse edilen “dürüstlüğü” elinden alınmış, yalancılığı resmi bir belge olan “fatura” ile kayıt altına alınmıştır.

 

Şimdilik kayıtlara geçmekle yetinilen bu “dürüstlüğe darbe”, ilerde çok çok kullanılacak bir polemik ve yıpratma malzemesi olarak kullanılacaktır. Keşke Kemal bey “Kendim kazandım kendim ödedim” yalanına sığınacağına daha dürüstçe bir tavırla, “o günün anısına Yaşar Tüzün’ün bir jestiydi” deseydi, imajına ilk günden leke sürülmemiş olacaktı. Demek ki Kemal bey, bunun baştan kurulan bir tuzak olduğunu da anlayamamıştı. Demek ki, bu anlayamama özrü sol liderlerin birbirinden tevarüs ettikleri bulaşıcı bir hastalık. Bu kadar “anlayamama”yı başka nasıl izah edebilirsiniz ki?

Solun Anlama Özürlü Liderleri..

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Giriş Yap

Giriş Yap

Açıksöz Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!