Gelin isterseniz, 31 Mayıstan bugüne tüm olup bitenlerle ilgili tartışmaları Devlet adına özetleyen “bu bizim 11 Eylül’ümüz” tespiti ışığında, geleceği görmeye çalışalım.. İster, Mavi Marmara’nın güvertesinde dünyaya merhaba diyen Filistin Devleti’nin ağlayarak doğumuna; İster, Akdeniz’in derin sularına gömülen Siyonizm’in kurşun askerlerinin akıbetine bakalım; hepsi bir noktada toplanıyor.. O odak nokta, Ortadoğu zindanlarındaki kapılara vurulmuş zincirlerin kırılmasıyla sadece bölgesinde değil; küresel güç dengesinde yerini alan Türkiye Cumhuriyeti’nin marka değeri ile mühürlenen insanlık kapılarının açılmasıdır.

 

Batı dünyası dediğimiz kıta Avrupa’sının da, Atlantik ötesinden Siyonizm’i bütün varlığı ile ölümüne korumaya ant içmiş ABD’nin de artık taşıyamadıkları, kontrol edemedikleri, yaşatılması pahalı bir müttefikten ve jandarmadan kurtarılması, bir avuç çılgın Müslüman Türkün öncülüğünde oluşan uluslararası bir insani konsorsiyumun hareketlendirdiği Akdeniz sularında Siyonizm’den kurtuluşun ve İnsanca adil bir paylaşımın hak sahibi Filistinlilere haklarının teslim edilişi kapısını aralanmıştır artık.

Açıkça dillendirilsin veya dillendirilmesin, uluslararası camia, yıllardır şımarttıkları, tüm dünyadaki 15 milyon Yahudi’nin sadece üçte biri kadar olduğu söylenen Siyonist faşizmi benimsemiş, cani ruhların yaşatılması uğruna; dünya nüfusunun en az dörtte birini oluşturan tüm İslam dünyası ile kavgalı olmanın artık sürdürülebilir bir politika olmadığını gördü.. o nedenle, Siyonist İsrail’e destek vermek isteyenlerin sesindeki cılız ve mahcup eda, bu yükün artık taşınamaz oluşunun da açık kanıtı.

 

Bu konuda Türkiye’nin geliştirdiği bir başka söylem; İsrail Siyonist faşizminin her sıkıştığında insanları Antisemitizm yaftası ile sindirmesinin yolu kapatılmış; Siyonist faşist rejimi ideolojik olarak benimsemekle Yahudi düşmanlığının arasına keskin bir çizgi çekilmiştir. Türkiye’nin yaklaşımı; ırkçılığa karşı duruşun yanında olanlar kadar, Yahudi inanç mensuplarını da rahatlatmış; Türkiye Cumhuriyeti’nin hem zımnen hem de döfakto üstlendiği rolü yerine getirmede elini rahatlatmıştır. Hemen söyleyeyim, bu “Yeni Türkiye” tablosunun, tüm dünyada yankı bulması, taraftarlarının oluşması elbette dosta güven kadar, düşmana da Türk karşıtı yeni stratejiler oluşturmanın kapılarını aralamıştır.. Bu da, üzerinde çok çok durulması, devlet aklı ile değerlendirilmesi gereken işin bir başka boyutu.

 

Basını takip edenler bilir; daha şimdiden meselenin çıkış noktasına saldırarak, zihinleri bulandırmaya çalışan İsrail avukatlığını meslek edinmiş medya mensupları yanında, Onların sermayelerinden beslenen aydınların kamuoyunu maniple etme hevesleri otaya çıkmaya, filizlenmeye başlamış gözükmekte; İHH’nın neredeyse 20 yıla yaklaşan lekesiz geçmişi, sanki nev-zuhur bir örgütmüş gibi sorgulanmak istenmektedir. İğrenç ve bir o kadar da mide bulandırıcı bulduğum, “İHH nedir?”  sorusuyla başlayıp “Mavi Marmara ve refakatindeki diğer ülke gemilerinin Gazze’ye geçiş prosedürleri tamam mıydı?” soru ile sözde hakkaniyet taşıyan yaklaşımların ardından, gönüllü aktivistlerin nefsi müdafaa/meşru müdafaa göstermelerini, anlamsız ve eşyanın tabiatına aykırı bir anlayışla  “Ama onlar neden pasif direniş göstermedi?” gibi pespaye düşüncelerini ortaya boca etmekten geri durmuyorlar. Hele hele, tamamı sivil, tamamı hükümetlerinden bağımsız gönüllü aktivistlerin hareketini sanki birer örtülü operasyonmuş gibi algılatmaya dönük “Ama Hükümet nasıl izin verdi?” rezil düşüncesini dillendirdikten sonra asıl maksatlarını ifşa eden “ Eksenimiz mi kaydı?” yada “ Ak Parti referandum için yapmış olmasın?” tarzı yaklaşımların İsrail dezenformasyonu ile birebir örtüşmesine dikkatleri çekmekle yetinelim. Bu zırvalar üzerine söylenecek aslında çok şey var; şimdilik bu sütunlarda bunlar üst başlık olsun, yeri ve zamanı geldikçe onları da konuşuruz..

 

Mavi Marmara’nın güvertesinde doğan Filistin Devleti’ne “merhaba”.. Akdeniz’in derin sularına gömülen İsrail’in Siyonist faşizmine “güle güle”…

Türkün Marka değeri

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Giriş Yap

Giriş Yap

Açıksöz Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!