YENİ İHTİYACIMIZ : CEPTELEFONU

YENİ İHTİYACIMIZ :  CEPTELEFONU            

 

Gayet zinde bir ruh haliyle güne başladığınızı düşünün. Zihniniz dingin, ruhunuz ve bedeniniz enerji dolu halde, sizi gideceğiniz yere götürecek olan toplu taşıma aracına biniyorsunuz. Aman Allahım o da ne? Birden bütün o pozitif duygularınızı tepe taklak ettirecek bir sesle yerinize çakılıyorsunuz. Bir adam bağır çağır birisine beddua ediyor. “Sabah sabah bu kavga da ne?” diye huzursuz oluyorsunuz. Tam arkanıza dönüp müdahale etmeye yeltenecekken, bulunduğunuz aracı zindana çeviren korkunç sesin küçücük bir telefondan geldiğinin farkına varıyorsunuz. Evet, bu bir cep telefonunun zil sesi…

Toplum olarak cep telefonlarıyla pek hızlı tanıştık ve hemen de sıkı fıkı oluverdik. Hayatımızda öyle yer edindiler ki, “Bunlar çıkmadan önce ne yapıyorduk?” diye birbirimize sorar olduk. Cep telefonlarının yaydığı radyasyonun tehlikelerini yakinen bilsek de, gün boyu bir an bile vazgeçemiyoruz onlardan. Hatta gece bile ayrı kalamayıp yataklarımızın başucunda yerlerini almaya devam ediyor telefonlarımız. Az değil, bugün dünyanın neredeyse yarısı cep telefonu kullanıyor. Türkiye’de ise mobil telefon abone sayısının önümüzdeki yıl yaklaşık 55 milyonu bulacağından bahsediliyor. Bir zamanların Türkiye’sinde manyetolu telefonlara şahit olup, bir telefon görüşmesi için saatlerce bekleyen insanlar, cep telefonlarının bu şaşırtıcı hızdaki gelişimini hayretle izliyor.

Hızla gelişen teknoloji ve şehir hayatının cep telefonlarını gerekli kıldığı yadsınamaz bir gerçek, fakat doğru kullanmayı bilmediğimizde bu yeni teknolojinin oluşturduğu kültüre ayak uyduramadığımız noktalar oluyor muhakkak. Örneğin toplu taşıma araçları, toplantı, cami vb. yerlerde kulak tırmalayıcı ses kayıtlarıyla çalan telefonlar ya da hiç tanımadığımız insanların yüksek sesli telefon görüşmelerini dinlemek zorunda kalmamız, gün boyu iptal olmuş bir halde dolaşmamıza sebep olabiliyor. Bunun yanı sıra sosyal bir ortamda, tam da koyu bir muhabbetin ortasında çalan cep telefonları ya da bir yandan konuşulanı dinler görünüp, diğer yandan parmaklar ışık hızıyla hareket ettirilerek çekilen mesajlar, yüz yüze görüşme amaçlı birlikteliklerin kalitesini düşürüyor.

Yaptığı telefon görüşmelerine iki-üç saatten önce son veremeyen bir hanım, o gün yarım saat konuşup telefonu kapatır. Eşi hayretler içinde kalarak sorar: “Hayırdır, bugün anlatacakların nasıl oldu da yarım saatte bitti?” Hanımı cevap verir: “Yanlış numaraydı!”
Bu, işin mizahi tarafı elbette… Ama özellikle son zamanlarda GSM şirketlerinin bedavası bol fırsatlarından yararlanmayanımız yok gibi. Ekonomik hatta ücretsiz bir tarifeye kayıtlı olabiliriz. Belki de telefon görüşmelerimizin maddi boyutunu fazla umursamıyoruzdur. Fakat ihtiyaç dışı konuşmalarla karşımızdakinin hattını ve zamanını işgal ettiğimizin farkında olmalıyız. “Daha daha nasılsın? Havalar nasıl?” türünden lüzumsuz sorularla görüşmeyi uzatmak açıkçası
“Benim vaktim çok, gel beraber tüketelim” tavrı taşır.

Cep telefonlarının en önemli özelliği, aranılan kişiye günün yirmi dört saati ulaşabilme imkanı tanımasıdır. Taşınılabilir olmalarının amacı da budur zaten. Fakat bu durumu dayanak göstererek aradığımız kişinin müsait olup olmadığını göz önüne almadan, ısrarla görüşmeye çalışma hakkına sahip değiliz. Zira herhangi bir nedenden cevap veremiyor olabilir çağrımıza.

Aranılan kişinin telefonu, tıpkı Efendimiz’in (s.a.v) tavsiye buyurduğu kapı çalma adabında olduğu gibi, üç, en fazla dört kere çağrı bırakılıp kapatılmalıdır. Bir müddet geri dönülmesi için beklenip, dönülmediği takdirde  -mutlaka görüşülmesi gerekiyorsa- tekrar aranmalı veya bu numaraya işin aciliyetini belirten bir mesaj gönderilmelidir.

Telefon görüşmesi yaparken konuşulan kişinin ses tonunu ayarlamasından, seçtiği cümlelere kadar pek çok tavrından o kişinin kültürü hakkında az çok bilgi edinilebilir. Ayrıca görüşmeye girişte gösterilecek özen karşıdaki kişiye güven verir. Telefona yanıt verirkenki samimi ve nazik tavrımız görüşmenin gidişatını olumlu ya da olumsuz yönde etkiler. Örneğin konuşmaya tebessüm ederek başladığımızda yüz kaslarımız harekete geçer ve bu pozitif enerji ses tonumuza yansır. Bunun yanı sıra, kendini tanıtmadan konuya girmek ortama “Bil bakalım ben kimim?”, “Beni tanımadıysan aşkolsun” havası katar. Oysa “Ben falancayım” diye kendini tanıtmak en fazla üç saniye alır. Ayrıca büyüklerimizin birini aradığında konuşmaya başlamadan önce “Müsait misiniz?” diye sorması da telefon görüşmeleri konusunda bize yol gösterici niteliktedir. Aksi takdirde karşımızdaki kişi konuşmaya mecburen devam eder, konuya yoğunlaşamaz ve sonuçta bu görüşmeden tam bir verim almak zorlaşır.

Cep telefonu tamamen kişisel bir eşya olsa da o an yanında bulunduğumuz herkesi bir şekilde etkiliyor. Zira konuşmalarımız sadece ahizedeki kişi tarafından değil herkesçe duyulabiliyor. Bunun için topluluk içinde, telefonda konuştuğumuz kişi ile baş başaymış gibi davranmaktan kaçınmalıyız. Ancak bu şekilde etrafa verdiğimiz rahatsızlığı en aza indirgemiş oluruz.

Yasak levhası bulunan yerlerde cep telefonlarını kapatmalı; topluluk içinde sessize alıp, kimseye rahatsızlık vermemeye özen göstermeliyiz.

Başkalarının telefonlarını dinlemek ve mesajlarını okumak, kişilerin özel hayatlarına saygısızlıktır.
Görüşme yapmamız gereken kişileri, sabah 08:00’dan önce ve gece 22:00’dan sonra rahatsız etmemeliyiz.

Başka birinin telefonunu kullanma durumunda kaldıysak, öncelikle ne kadar samimi olsak da o kişiden izin istemeliyiz. Bunun yanı sıra, aradığımız kişiye bu durumu açıklamalı ve görüşme süremizi mümkün olduğunca kısa tutmalıyız.

Telefon görüşmesi yaparken bir şeyler yiyip içmek, sakız çiğnemek vb. bize ciddiyetsiz bir hava verir. Ayrıca öksürmek ya da hapşırmak durumunda kaldıysak ağzımızı telefondan uzaklaştırmalıyız.

Araç kullanırken telefonla konuşmak dikkat dağıtır ve tehlikelidir. Çok gerekliyse araç kitlerinden yararlanılabilir.

Gürültülü bir yerde bağırış çağırış sesimizi duyurmaya çalışmak yerine, sessiz bir mekanda görüşmeli veya mümkünse gürültüyü en aza indirgemeye çalışmalıyız.

Efendimiz (s.a.v) toplum içerisinde iki kişinin kendi aralarında özel konuşmalarını hoş görmemiştir. Tanıdıklarımızla sosyal bir ortamda bulunuyorsak, telefonumuzu yanıtlamadan önce özür dileyip izin istemeli ve görüşmeyi kısa tutmaya çalışmalıyız. Hatta dışarıya çıkarak konuşmak en uygunudur.

Otobüs, metro gibi toplu bulunulan yerlerde, telefonumuza gelen bir çağrıyı cevaplamak zorunda kaldıysak, mümkünse arayan kişiden müsait olduğumuzda görüşmeyi talep etmeli, acil görüşmemiz gerekiyorsa kısık bir ses tonuyla konuşmalıyız.

Yanlış bir numara çevirdiğimizde kaba bir tavırla suratına kapatmaktansa, özür dileyip, görüşmemize kibarca son vermeliyiz. Aynı şekilde, bize gelebilen yanlış aramalarda da nezaketi elden bırakmamalıyız.
Telefonlarımızı çok gerekmedikçe bizden başkasının yanıtlamaması, özellikle çocukların açarak hattı meşgul etmemesi gerekir.

Telefon numaramızı çok gerekmedikçe gizlememeliyiz. Aradığımız kişiler göremedikleri veya tanımadıkları bir numarayı açmak istemiyor olabilirler.

Müsait olmayıp cevap veremediğimiz bir çağrı aldığımızda, uygun bir anımızda arayan kişiye mutlaka geri dönmeliyiz.

Görüşme yaptıktan sonra telefonu kapatma hakkı arayan kişinindir. Ancak konuştuğumuz kişi bir büyüğümüz ise görüşmeye bizim değil de onun son vermesini beklemek edebe daha uygun düşer. 

Zamanımızın büyüklerinden bir zat talebeleriyle toplantı yaparken toplantıya katılanlardan birinin cep telefonu çalar. Telefonu çalan kişi telaşla ve toplantıyı bölmüş olmanın mahcubiyeti ile derhal telefonunu kapatır. Bu duruma karşılık o zat şöyle buyurur: “Hayır, ne olursa olsun telefonu bu şekilde kapatmayın. Arayanı cevaplamamak (meşgule almak) karşınızdakine saygısızlıktır. Telefonu açın ve müsait olmadığınızı söyleyip izin alarak telefonu kapatın.”

Özellikle “Hak ile beraberken (camide), Halk ile irtibatı keselim” lütfen.

 

YENİ İHTİYACIMIZ : CEPTELEFONU

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Açıksöz Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

deneme bonusu veren siteler -
deneme bonusu veren siteler
- Goley90 - tiktok takipçi satın al - instagram likes - istanbul escort - mecidiyeköy escort - bakırköy escort - postegro - istanbul escort - Baywin - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - sahabet girişdeneme bonusu veren siteler -
deneme bonusu veren siteler
- Goley90 - tiktok takipçi satın al - instagram likes - istanbul escort - mecidiyeköy escort - bakırköy escort - postegro - istanbul escort - Baywin - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - sahabet giriş