“Hayattaki seviyenizi, birlikte yürüdüğünüz insanların seviyesi belirler…! Zira “hem-hâl” olduklarınızla, “bir-hâl” olursunuz”…! Ve “kişi arkadaşının haliyle hallenir”. “Bakırcının yanında durursan is kokarsın, misçinin yanında durursan mis kokarsın”. Tercih bizim; Allah (cc) bizi irademizde serbest bırakmış; irademizi hangi yönde kullanmayı murat etti isek onu yaratır ve karşımıza çıkarır.İrademizi kullanacağımız yönü niyetimiz tayin eder. Büyüklerimiz hemen her sohbetlerinde “Niyetlerinizi Düzeltin” ikazını yaparlar. Niyet hayr olmadan akıbet de hayr olmaz dolayısıyla.
Allah (cc) günde yetmiş kere kişinin kalbini evirir, çevirirmiş. Onun için daima uyanık olmalı, niyetimizi ve irademizi iyi ve güzel işlere, amellere odaklamalı, bu yönde bir gayretin içinde olmalıyız. Herkes kalbinin ve niyetinin güzelliği ile kaderini şekillendirir.
Halimiz ahvalimiz ortada. Önemli olan bizden yukarıdakilerin değil, aşağıdakilerin haline bakabilmek. Nefis bunu hiçbir zaman kabullenmez; gözü hep yükseklerdedir. Yükseklere bakmalı ki bizim moral ve motivasyonumuzu dumura uğratsın, bize ah vah ettirsin. Çünkü işi bu. Bir Allah (cc) dostu bahçede bel belleyen sofilerine bakmış ve “Eğer sofi şu bel küreğine ayağını bastığı gibi nefsinin üstüne de bir bassa, ikinci adımda arşı âlâya çıkar” buyurmuş. Onun için nefsimizle devamlı mücadele içinde olmalıyız, muhalefet etmeliyiz. Mücadele ve muhalefet ederken de çok dikkatli olmalı, nefsi küstürmemeli; ne dizginini boş bırakmalı, ne de dizgini fazla çekip ağzına yara açmamalı. Yani itidal (orta yol) üzere olmalı. En güzeli bir Mürşid-i Kâmilin terbiyesine girerek nefsi terbiye etmeli, niyetlerimizi, ahlakımızı düzeltmeli, iyi insan, faydalı birey olmanın yollarını aramalıyız.
Yorumlar kapalı.