İFFETLİ YAŞAMANIN ANAHTARI: MAHREMİYET-1

İFFETLİ YAŞAMANIN ANAHTARI: MAHREMİYET-1

Mahremiyet, kişilere, ailelere, hatta topluma mahsus özel alanların, yani yabancılara kapalı olan özel alanların “dokunulmazlığıdır”.

Mahremiyet, gizlilik, özel hayat insanlarda bulunan fıtri olan bir duygudur. Dinimiz bu duygunun korunmasına özen göstermiş ve bunun için bir takım kurallar koymuştur. Ev, sadece soğuk ve sıcağa karşı sığınılacak bir yer değil, aynı zamanda mahremiyeti sağlama yeridir. Mahremiyetin muhafazası, insandaki ar ve haya duygusunun korunmasının bir tecellisidir.

Rasulullah (s.a.v) mahremiyetin genel çerçevesini bizlere, ev mahremiyetinden, evlere girerken izin isteme, selam verme ve kapı çalma adabından ve pencere, perde gibi aralıklardan başkalarının odasını gözetlememe gibi yasaklardan hareketle çizmiştir.

Buna göre Müslüman, başkasına ait bir eve gittiğinde, içeri girmek için izin istemek zorundadır. Çünkü gittiği ev her zaman girilmeye müsait bir durumda olmayabilir. Sahiplerinden izin almak bunun için gereklidir. Ayrıca kapı çalındıktan, zile basıldıktan sonra, acelecilikten kaynaklanan uygunsuz bir durumla karşılaşmamak için, kapının tam önünde değil de sağına yahut soluna çekilerek beklemek daha uygun görülmüştür. Bir de içeriden gelen “Kimsiniz?” sorusuna belirsiz bir kelimeyle “Benim” demek yerine, “Ben falanım, filan için geldim” şeklinde tanıtıcı bilgi verilerek kapının açılması için izin istenmelidir.

Bir hadis-i şerifte Nebi (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “İzin istemek (kapı yahut zili çalmak) üç defadır. İzin verilirse girersin, verilmezse geri dönersin.” (Buhari)

Sahabilerden Ebu Musa el-Eş‘ari de, Hz. Ömer’in (r.a) kapısına gelip üç defa kapıyı çalmak suretiyle izin istemiş, kapının açılmaması üzerine geri dönmüştü. Hz. Ömer (r.a) ona niçin daha çok izin istemediğini ve geri dönmeyi tercih ettiğini sorduğunda Ebu Musa, “Ben, Rasulullah’ın (s.a.v), “Sizden biriniz üç defa izin istediği halde kendisine izin verilmezse geri dönsün’ buyurduğunu duydum,” demiştir.

Büyükler, “Mahremiyeti olmayana ihtiram (saygı) da olmaz” kaidesine sıkıca yapışarak bizler için örnek olmuşlardır. Eskiden Anadolu’daki evlerin kapılarına iki tokmak takılırdı. Bunlardan yabancı erkek misafirler için olanı üstte bulunur ve kalın seslidir. İkincisini ev halkı ve kadın misafirler kullanır. Bu tokmak altta bulunur ve ince ses verir. Böylece ev halkı hazırlıksız yakalanmamış olurdu.

 

Son zamanlarda bazı çevrelerde özellikle büyük şehirlerde ev mahremiyetinin ihmal edilmesi, İslam edebinden uzaklaşmanın ve gayr-i müslimleri taklit etmenin bir sonucudur. Devam edecek…

 

İFFETLİ YAŞAMANIN ANAHTARI: MAHREMİYET-1

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Giriş Yap

Giriş Yap

Açıksöz Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

deneme bonusu veren siteler -
deneme bonusu veren siteler
- Goley90 - tiktok takipçi satın al - instagram likes - istanbul escort - mecidiyeköy escort - bakırköy escort - postegro - istanbul escort - Baywin - en iyi casino siteleri - en iyi casino siteleri - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - elektronik sigaradeneme bonusu veren siteler -
deneme bonusu veren siteler
- Goley90 - tiktok takipçi satın al - instagram likes - istanbul escort - mecidiyeköy escort - bakırköy escort - postegro - istanbul escort - Baywin - en iyi casino siteleri - en iyi casino siteleri - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - elektronik sigara