KAZANCIMIZ HELAL OLSUN, HARCAMAMIZ DA

Değerli okur kardeşim; İslam Dini, biz dünyada da mutlu, ahirette de cennette olalım diye gönderildi. İslam ile gönderilen emirler ve yasaklar hep bizim için, dünya ve ahiretimiz için. Namaz, oruç, zekât, hac gibi ibadetler hep faydamıza. Doğru söz, iyilik, sadaka vb. gibi emredilen ilkeler hep bizim için. Yalan, iftira, faiz, gasp, rüşvet, hırsızlık, yolsuzluk, şans oyunları, eksik tartmak, hileli mal satmak, verilen görevi layıkıyla yerine getirmemek vb. gibi tüm kötü davranışların yasaklanması yine bizim için. 

Bu haftaki yazımızda kazancımızı ve lokmamızı helal hale getirmenin yollarını Kur’an ve Sünnet ışığında anlamaya ve idrak etmeye çalışacağız. Helal; Dinen yapılması veya yenip içilmesi yasaklanmayan, serbest bırakılan şey demektir. Allâh ve Rasûlü’nün bir şeyin helâl olduğunu belirtmesi veya işlenmesinde günah olmadığını bildirmesi, o fiilin helâl olduğunu gösterdiği gibi, o fiil veya şeyin yasaklandığına dair bir delil bulunmaması da helâl olduğunu gösterir. Zira eşyada aslolan helal oluşudur. Buna göre bir şey, dinin açık bir hükmüne, yasağına ve ilkesine aykırı olmadıkça helâldir, meşrudur. (Dini Kavramlar Sözlüğü, Helal Md.) Helal kazanç veya helal lokma ise; Dinimizin meşru gördüğü çerçeveler içerisinde elde edilen gelir ve bu gelirle kazanılan rızık demektir. Kazancın ve yenilen lokmanın helal olması için önce çalışılan iş meşru olmalı, Allahın haram kılmadığı işlerden biri olmalıdır. Sonrada meşru olarak çalıştığımız işlerde bize verilen vazifeyi layık-ı vech ile yerine getirmemiz gerekmektedir. Yüce Allâh (c.c.)’da, iyi, temiz ve insan sağlığına yararlı olan şeyleri helâl; kötü, pis ve zararı olan şeyleri de haram kılmıştır. Maide süresi 5. Ayette şöyle buyrulmaktadır.  “Sana, kendilerine neyin helal kılındığını soruyorlar, de ki: Size temiz olanlar helal kılındı…” Öncelikle helal kazanç-helal rızık-helal lokma bilincinin çerçevelerini çizen Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de bildirilen genel ilkeleri beraberce hatırlayalım. Yüce Yaratan (c.c.) şöyle buyuruyor. “Ey insanlar! Yeryüzündeki şeylerin helal ve temiz olanlarından yiyin! Şeytanın izinden yürümeyin. Çünkü o sizin için apaçık bir düşmandır.” (Bakara, 2/168)

Helal-haram bilinci önemsiz bir konu değildir. Kişiyi helake sürükleyecek, dünya ve ahreti perişan edecek, Allah ve kul hakkını doğuracak önemli bir haktır.  Helal ve haram bilincinin kazanılması yolunda Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.)’in şu hadisini iyice özümsememiz gerekmektedir.

 “Helâl olan şeyler belli, haram olan şeyler bellidir. Bu ikisinin arasında, halkın birçoğunun helâl mi, haram mı olduğunu bilmediği şüpheli konular vardır. Şüpheli konulardan sakınanlar, dinini ve ırzını korumuş olur.Şüpheli konulardan sakınmayanlar ise gitgide harama dalar. 

Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) Medine’ye hicretlerinde ilk inen süre Mutaffifin süresi idi. Medine’de ölçeklerin bozuk olması hasebiyle inen ve tartının haramdan helal hale getirilmesini isteyen ayetlerde şöyle buyruluyor.

“Ölçü ve tartıda hile yapanların vay haline! Onlar, insanlardan bir şey ölçüp aldıkları zaman ölçüyü tam yaparlar; kendileri onlara bir şey ölçtükleri veya tarttıkları zaman eksik yaparlar. Onlar, büyük bir gün için tekrar diriltileceklerini sanmıyorlar mı?  O gün insanlar âlemlerin Rabbi huzurunda duracaklardır.” (Mutaffifin, 83/1-6)

Ayetler bize insan psikolojisinin nasıl bir bozulma ile karşı karşıya kalabileceğini açık bir şekilde ifade etmektedir. Kendisi için her şeyin iyi olmasını isteyenler diğerleri için aynı titizliği göstermemektedirler. Oysaki bu durum Allah’a inanan bir mü’min için asla gerçekleşmemesi gereken bir durumdur. 

İslam’da asli ve tabii kazanç yolu emektir. Bu bakımdan Müslüman, çalışmadan başkalarının sırtından veya gayri meşru yollardan kazanç elde etmekten şiddetle sakınmalı; kazancının nereden ve nasıl geldiğine dikkat etmeli, kazancı temiz olmalı; hem kendini hem de aile fertlerini helâl gıda ile beslemelidir. Ayrıca Allah yolunda harcayacağı para da temiz bir şekilde kazanılmış olmalıdır. Haram yollardan kazanılmış paranın hayrı olmaz. Bir insanın duasının kabul olması için de helâl gıda ile beslenmesi şarttır. Çünkü haram ile beslenenlerin duaları kabul olmaz. (Muhlis Akar, Vaaz Projesi, DİB yay.)

  Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) bu konu hakkında şöyle buyuruyorlar: Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah (sav) şöyle buyurdu: “Allah Teâlâ temizdir; sadece temiz olanları kabul eder. Allah Teâlâ peygamberlerine neyi emrettiyse mü’minlere de onu emretmiştir. Cenâb–ı Hak Peygamberlere: ‘Ey peygamberler! Temiz ve helâl olan şeylerden yiyin, iyi ve faydalı işler yapın!’ buyurmuştur. Mü’minlere de: ‘Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yiyin’ buyurmuştur.”  Resûl–i Ekrem daha sonra şunları söyledi: “Bir kimse Allah yolunda uzun seferler yapar. Saçı başı dağınık, toza toprağa bulanmış vaziyette ellerini gökyüzüne açarak: Yâ Rabbi! Yâ Rabbi! diye dua eder. Halbuki onun yediği haram, içtiği haram, gıdası haramdır. Böyle birinin duası nasıl kabul edilir!” (Müslim, Zekat 65)

“Nasıl olursa olsun nereden gelirse gelsin fark etmez” anlayışıyla elde edilen kazanç bize fayda getirmeyecektir. Asıl kazanç kendi el emeğimizle elde ettiğimizdir. Bize fayda verecek, lokmamızı helal hale getirecek de kendi emeğimizle kazandığımızdır.

Kıymetli okur kardeşim; Günümüzde üzülerek görmekteyiz ki; kısa yollardan çok para kazanmanın yollarını arama gibi çok tehlikeli davranış modelleri ortaya çıktı. Piyango, şans oyunları, faiz, hırsızlık, rüşvet, spekülasyon, stok vb gibi birçok haram yoldan kazanç elde edilmeye çalışılıyor. Oysaki haramdan elde edilen kazançlardan hiç getirisi olmamıştır. 

Şu ana kadar aktarmaya çalıştığımız ayetler ve hadisler ışığında şu hususları vurgulamaya çaba gösterdik. Çalıştığımız işlerimiz meşru olmalı, haram kılınan işlerden biri olmamalıdır. Kazancımızı helal hale getirmek için çalıştığımız işyerlerinde bize verilen vazifeleri en iyi şekilde yerine getirmeliyiz. Kazancımızı helal hale getirmek için şans oyunlarını mutlaka terk etmeliyiz. Haram olan hiçbir şeyi ne almalı, ne satmalı, ne yemeli, ne içmeli neden haramdan elde edilen kazanca değer vermeliyiz. Faizin tüm türevlerinden, alkolün her çeşidinden, kumarın her türlüsünden uzak durmalıyız. Ticaretimiz, ziraatımız vb. gibi tüm işlerimizde aldatma olmamalıdır. Hileli mal satmamalı, tartıda ve ölçmede eksiklik yapmamalıyız. Dualarımızın kabul olması için önemli şartlardan biride helalinden kazanıp helal lokma yemektir. Yüce Rabbimizden helal kazançlar elde etmeyi, helal lokma yemeyi ve yedirmeyi niyaz ediyorum. Ramazan günleriniz, Cumanız mübarek olsun. 

Konumuzu Peygamber Efendimizin Hz. Ali’ye tavsiye ettiği duasıyla bitirelim. “Allahım! Bana helâl rızık nasib ederek haramlardan koru! Lutfunla beni senden başkasına muhtaç etme!” (Tirmizî, Daavât 111)

KAZANCIMIZ HELAL OLSUN, HARCAMAMIZ DA

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Açıksöz Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

deneme bonusu veren siteler -
deneme bonusu veren siteler
- Goley90 - tiktok takipçi satın al - instagram likes - istanbul escort - mecidiyeköy escort - bakırköy escort - postegro - istanbul escort - Baywin - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - sahabet girişdeneme bonusu veren siteler -
deneme bonusu veren siteler
- Goley90 - tiktok takipçi satın al - instagram likes - istanbul escort - mecidiyeköy escort - bakırköy escort - postegro - istanbul escort - Baywin - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - sahabet giriş