Anayasa değişikliği paketine karşı CHP’nin doğal müttefikleri olan, Türkiye’nin gerçek iktidar sahipleri odaklarla iş, güç ve ağız birliği içinde gösterdiği direnişi, kullandıkları argümanları anlıyorum; İttihat Terakki’den bu yana ellerinde tuttukları iktidar gücünü yitirmemek için çırpınıyorlar.

 
Bu uğurda, Başbakan asmaktan, ihtilal ortamının olgunlaşması için kardeşin kardeşi vurmasını ellerini ovuşturarak seyretmeye, masum insanları yıllarca zindanlarda çürüttükten sonra berat ettirmeye, idamını uygun gördükleri çocuk yaştakilerin yaşını büyüterek idam etmeye, yaşı tutanları da beslemektense imha etmeye, bebek katili caniyi İmralı’da ömür boyu imparatorlar gibi yaşatacak düzenlemelere imza atmaya, soygun/vurgun düzeni ile Türkiye’nin kaynaklarını kurutan hortumcuları aklamaya ve daha sayılabilecek nice yüz karası lekeli olguların öznesi odakların kendilerini kurtarma adına son çırpınışlarını seyrediyoruz.
 

CHP lideri Deniz Baykal’ın hem kendi adına, hem de görünmeyen iktidarının doğal müttefiki statükonun müesses nizamını koruma adına yönetmenliğini/liderliğini üstlendiği bu iktidar savaşında, benim anlayamadığım tek unsur MHP’nin tavrı. MHP’li dostlar bağışlasınlar ama, ben bu desteği anlamakta güçlük çekiyorum.

 
Daha, İmralı’da imparatorlar gibi yaşatılan cani için yapılan yasal düzenlemelerdeki MHP imzasının bedelini ödeyememiş, o vebalden kurtulamamışken; Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün köşke çıktığı süreçteki rolün ve ‘Başörtüsü yasağı’nı üniversitelerden kaldırmak için yapılan anayasa değişikliğin MHP’nin de oylarıyla gerçekleşmesinin kendilerini siyasi arenada halkın gözünde ibra edecek hamlelerini tersyüz eden son tavrının izahını bulamıyorum.
 
CHP ve CHP’nin doğal müttefiklerini korumak için bu siyaseten “ölümüne destek” niye?

Ecevit’lere verdikleri desteğin sonunda nasıl bir bedel ödedikleri, henüz hafızalardan silinmedi. Daha on yıl olmadı ve o günlerin siyasi aktörleri de, seçmenleri de hayatta; MHP’nin ödediği fatura da bütün ağırlığı ile meydanda. O faturanın lekeli ağırlığını sırtından alacak Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ‘Başörtüsü yasağı’nı üniversitelerden kaldırmak için yapılan anayasa değişikliği günlerindeki kamuoyu yoklamalarında kazandıkları takdirin olumlu sonuçlarına ilişkin rakamlar da ortada iken, şimdiki duruşunu anlamak gerçekten mümkün değil.

 
CHP’nin benimsediği tavrı anlamak, Ak Parti’nin her önerisine itirazı ‘misyon’unun gereği bilen bir yol izlemesinin geleneksel iktidar ittifaklarına sahip çıktığı, Türkiye’nin daha demokrat ve hukuk devleti özelliklerine sahip olmasının kendi tarihi ortaklıklarına ‘darbe ve tehdit’ sayıyor olmasının doğal sonucu olarak gidilecek bir halkoylamasında ‘Hayır’ oylarına sahiplenmeyi ilk genel seçimlerde solun bütünleşmesine tahvil etmek isteyeceği ve bunda da kısmen başarılı olacağını söylemek mümkün.
 
CHP liderinin hesabı bu.. burada yanlış hesap yapan MHP. Sanki görünmeyen bir güç, MHP eliyle MHP’nin topuğuna ateş ediyor gibi. ‘Bu tavır MHP’ye hiç mi hiç yakışmıyor. MHP’nin derdi CHP’yi iktidara mı taşımak’ diye düşünen insanların bu kuşkularını haklı çıkaracak bu duruşun değişmemesi halinde MHP, on yıl önce ödediği faturanın daha ağırını ödemeye hazır olmalı.
MHP nereye koşuyor?

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Açıksöz Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!