Kur’ân-ı
Kerim bu gecede inmeye başlamıştır. Kuran-ı Kerimin kadri yüce olduğundan
indiği geceye de kadr’ukiymet vermiştir. Bundan dolayı da kadir gecesi
denmiştir.
Bu gecedeki ibadet, içerisinde Kadir gecesi
bulunmayan bin ayda yapılan ibadetten daha faziletlidir. Bundan dolayı Cenabı
Hak bu ve benzeri gecelerde ve bazı günlerde yapılan ibadetlere daha fazla
değer verdiğinden kadri pek yüce olan işler hanesine dâhil olmaktadır.
Gelecek bir seneye kadar cereyan edecek olan
her türlü hadiseler Allah Teâlâ’nın ezelî kaza ve takdiri ile ilgili meleklere
bu gecede bildirilir. (Tecrîdi Sarih Tercemesi, VI, 312). Takdir gecesi olması
cihetiyle kadir denmiştir. Her şey takdir edilir ve yıllık plan yapılır.
Şerefli bir gecede çok şerefli işler belirlenir. İşte takdirin yapılacağı
geceye müminlerde değer verirler.
Bu gecede yeryüzüne Cebrail ve çok sayıda
melek iner. Kadri kıymet bilenleri, niyaz kapısında yalvaranları melekler
tespit ederler. Selam verir ve selam alırlar. Kıymetli olandan kıymet
devşirirler. Uyanık olup gecenin kadrine erenleri tebşir edip, müjdelerini
sunarlar.
Bu gece tanyerinin ağarmasına kadar
esenliktir, dünyamız dileyenle için her türlü kötülükten uzaktır. Yeryüzüne
inen melekler uğradıkları her mü’mine selam verirler. Şerefli müminler, şerefli
kitabın tebliğcisi Cebrail’den selam alırlar. İbadet ehli müminler meleklerle
ibadetlerini şahit tutarlar.
Süfyan-ı
Sevrî: “Kadir gecesi dua ve istiğfar etmek namazdan sevimlidir. Kur’ân
okuyup, nafile namazlarla geçirmek, sonra dua etmek daha güzeldir.”
Kadir
gecesi hakkındaki hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Dört gecenin gündüzü de gecesi gibi faziletlidir.
Allahüteâlâ, o günlerde dua edenin isteğini geri çevirmez, onları mağfiret eder
ve onlar bu günlerde bol ihsana nail olurlar. Bunlar, Kadir gecesi, Arefe
gecesi, Berat gecesi, Cuma gecesi ve günleri.)[Deylemi](Tecrid-i Sarih Tercemesi, VI, 313) demiştir.
RAMAZANLA SUKÜNET
BULMA
“Kim
inanarak ve ecrini umarak karşılığını Allah’tan bekleyerek Kadir gecesini ihya
ederse geçmiş günahları (kul hakkı hariç) bağışlanır”.(S.Buhari)
Mümin
nefsinde ve ruhunda bu havayı teneffüs ederken uzuvlarında ve kalbinde sekinet
(Dinginlik, Kalbi huzur) bulur, onu melekler sıvazlamış olduğundan gönlü
yumuşar, şeker şerbet içmiş gibi bir hal alır. İşte meleklerin el sıkışması
budur. Melekler rahmet ve bereketle inerler bu geceye. Samimiyetle ve ihlâsla
amel edenlere saygı ile kanatlarını sererler. Rabbimiz buyurdu ki: “O,
tan yeri ağarıncaya kadar bir selâmettir” (Kadir, 5)
Bu
gece şerefi yüksek bir gece, çünkü Allah’ın sözlerinin indirilmiş olduğu bir
gecedir. Allah’ın sözlerinin indiği gece bu derece değer buluyor ise nasıl
olurda bu ayetler bir müminin kalbine ve gönlüne düşerse, o mekân şeref bulmaz?
İşte kurana kap olmuş her sine bu denli şereflidir.
Şerefli
Cibril’den, şerefli melek vasıtasıyla, şerefli kitap, şerefli peygambere
iniyor, şerefli sahabeye aktarılıyor. Çünkü Allah c.c. onlarla bu dini yükselti
ve onlarla düşmanlarını susturdu. Şüphesiz doğru her zaman yücedir, yalan her
zaman aşağı ve cücedir.
Peygamberimize
sâlat ve selam olsun, O şöyle buyurdu: “Şüphesiz ki Ramazan ayı ümmetimin ayıdır,
Bir Müslüman yalan söylemeden ve gıybet yapmadan oruç tutar, iftarını helâl
rızkla yapar, farzları gözetip yatsı ve sabah namazlarına giderse, yılanın
derisini değiştirip çıktığı gibi günahlardan kurtulup çıkar.”
Yorumlar kapalı.